BELEDİYELERİN RAHATLAMASI
Gelişmekte olan bir ülke olan Türkiye’de altyapı hizmetlerine olan ihtiyacı kentleşme oranının artmasına paralel olarak borçlanmayı getiriyor.
Öte yandan, içme suyu, atık su arıtma, katı atık bertarafı, kent içi ulaşım gibi temel şehircilik hizmetlerini vatandaşlara sunmakla yükümlü olan belediyelerin mali durumu ne yazık ki bu tür hizmetlerin zamanında ve etkin bir biçimde sunulmasını engellemektedir.
Öz kaynakların yetersiz olması durumunda söz konusu altyapı projelerini gerçekleştirebilmek amacıyla borçlanma alternatifi belediyelerce gündeme getirilmektedir.
Son yıllara kadar ülkemizde yaşanan makro ekonomik sorunlar ve bunun sonucu yüksek TL faiz oranları, belediyelerin yurtiçi bankacılık sistemine erişimini kısıtlamış ve belediyelerin tercihi de genellikle Hazine güvencesinde dış borçlanma şeklinde olmuştur.
Belediyeleri dış borçlanmaya iten önemli faktörlerden bir tanesi de; belediyelerin giriştiği büyük alt yapı projeleridir.
Ülkemizin dışa açılması ve uluslararası platformlarda yer alması neticesinde, özellikle kentsel dönüşüm ve altyapı uygulamalarında hibe şeklinde de dış yardım alınabilmektedir.
Kamu idarelerinin dış borçlanma işlemleri Hazine Müsteşarlığınca kullandırılmaktadır.
5393 sayılı Belediye Kanununun 18’ inci maddesinde Dış Borçlanmaya Belediye Meclisinin karar verebileceği belirtilmiş,
Belediye kanunun 60’ ıncı maddesinde ise dış borçlanmaya ilişkin 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde sadece belediyenin yatırım programında yer alan projelerinin finansmanı amacıyla dış borçlanmanın yapılabileceği belirtilmiştir.
Bu noktada öncelikle 4749 sayılı Kamu Finansmanı Ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun çerçevesinde, söz konusu kanunda yer alan borçlanma ile ilgili kavramlar, borçlanma yöntemleri ve uygulamaya ilişkin düzenlemeler üzerinde durulacaktır. Bu çalışmanın özellikle borçlanmaya ilişkin uygulamalarda konuyla ilgili olan kurum ve görevliler açısından faydalı olacağı ortadadır.
Belediye başkanları görevlerini yapmak yerine her gün para derdine düşmektedir. Belediye işi ekip işidir. Ekip ne kadar tecrübeli, bilgili ve donanımlı olursa belediye başkanı da o kadar rahat görev yapar.
Ama nedense belediyelerde genelde siyasi kimlik ön planda tutulduğu için yetkili konuma getirilenler de bilgi aranmıyor.
Oysa gerek şehrimizde gerekse de belediyelerimizde belediyecilik konusunda tecrübeli ve bilgili olan çok kişi var.
Belediyelerde bilgililer uzak ve yetkisiz oldukça belediye başkanları da devamlı dert yanar.
Gerek hibe krediler ile gerekse projeye dayalı krediler ile 2020 yılı imkanları belli iken belediyelerde siyasi kimliğe dayalı kurulan ekiplerin iş yerine dedikodu ile gün geçirmeleri ve dert yanmalarının tek sorumlusu bu tercihi yapan ve kişilerden ekip kurup göreve getiren belediye başkanlarıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.