BİLEN DE KONUŞUYOR BİLMEYEN DE

       İnsan bir şeyi bilmiyorsa ya bilenden öğrenecek veya susacak, sırf laf olsun torba dolsun veya birilerine yaranmak için yazıp çizmeyecek. Gerçi toplum kimin ne olduğunu çok iyi biliyor, kim ne yazarsa yazsın insanlar herkesi çok iyi tanıyorlar. Ahlaksız olan insanlar ahlaksızlara inanırlar, şerefsiz olanlar şerefsizlere inanırlar, dürüst ve şerefli insanlar da dürüst ve şerefli insanların yazıp çizdiklerine inanırlar. İfk hadisesinde Hazreti Ayşe’ye inanmayan münafıklara Allah Hazreti Ayşe’yi temize çıkaran Ayeti Celile’yi gönderdikten sonra da aynı münafıklıklarına devam ettiler, Hazreti Ayşe’nin masum ve temiz olduğuna ta ilk günden itibaren inanan Sahabeler daha sonra Ayeti Celile geldiğinde sadece mutmain oldular, yoksa Hazreti Ayşe’ye atılan iftirayı çok iyi biliyorlardı. Bu nedenle benim hayat felsefemde insanları mutlu etmek veya inandırmak gibi bir anlayışım yoktur. Beni tanıyan, bilen yazdıklarımın ne anlama geldiğini ve asla yalan beyan olmadan yazdığımı bilirler. Beni sevmeyenlere Kuran’dan ayetler gösterip delil sunsam onda bir yanlışlık var çünkü sen naklediyorsun onu derler, ama hamdolsun bu tür söyleyenler çok az bir ahlaksız kesim, toplumun büyük bir kesimi neyin ne olduğunu çok iyi biliyor.

Bu detayı neden verdiğime gelince önceki gün bir yerel gazetenin Köytür ile ilgili yaptığı haberi görünce bu yazıyı yazma gereği duydum. Zira ben de iki tane Tavuk kümesi olan bir üreticiyim, gerçi bazı ahlaksızlara göre ben İPARD’dan parayı alıp iç etmişim kümesleri de yapmamışım, hatta birilerinin hakkını yemişim. Hatta bazı şerefsizler de bunlara inanıp bunu da yeni öğrendik diyecek kadar ileriye gitmişler, insan herkesi kendisi gibi zanneder onlar alışmışlar hak etmedikleri şeyleri almaya, bunların bazılarının yıllarca Yedaş’dan hak etmedikleri halde havadan aldıkları paraları ben çok iyi biliyorum. Beni de kendilerine benzetmiş olacaklar ki İPARD’dan alnımızın teriyle aldığımız parayı bile iç etmiş diyecek kadar ileriye gitmişler. Bu konuda daha önce yazdığım bazı şeyler vardı ama önceki gün Köytür’ün Tavuk kümeslerini iflas noktasına getirdiğini yazan bir haberi okuyunca olayın doğrusunu yazma gereği duydum.

       2013 yılında bizde çalışan bir arkadaş bana Tavuk çiftliklerinde 20 günde hormonlu Tavuk yetiştirip halka hormonlu Tavuk yetiştirildiğini, bu konuyla ilgili haber yapmamız gerektiğini söyleyince, soluğu Kavak’taki Tavuk kümeslerinde aldım. Zira ben görmeden, inanmadan asla haber yapmam. Kavak ilçesine Tavuk Kümeslerine gidince baktım ki olay bana anlatıldığı gibi değil, tam aksine hayvanlar 40-45 günde kesilmekte ve hayvanlara verilen hormon falan da yok. Hayvanlara yem olarak verilen ney biliyor musunuz? Mısır, Soya, Buğday karışımından elde edilen öğütülmüş yem. Bir de buna zaman, zaman Tavukların ayaklarının öğütülmüş kısmı eklenebiliyor ama bunu Avrupa’da yapıyorlar, Fabrikalar oradan satın alıyorlar öyle ucuz bir şey de değil o yüzden de onu alıp yeme karıştırmak biraz zor bir iş.

    Kavak’taki Çiftliklerini gezdiğim arkadaş bana bu sektöre mutlaka girmem gerektiğini, burada sadece Köytür’ün olması nedeniyle çok sıkıntı çektiklerini, bu konuda yardımcı olmam gerektiğini söyleyince ben de konuyla ilgili çok ciddi bir araştırma yapıp benim altından kalkabileceğim bir iş olduğunu öğrenince, Kümes yapmaya karar verdim. Önce Kavak ilçesinde yer arayışına girdim, orada istediğim gibi bir yer bulamayınca bu kez Ladik ilçesine gittim. Ladik ilçesine gidiş nedenim, oradaki bazı insanlarla yaşadıklarımı daha sonra detaylı anlatacağım ama şimdi asıl konumuza devam edelim. Tavuk Çiftliklerini kurmak için gerekli olan yaklaşık 1.750.000 yani “bir milyon yedi yüz elli bin” liralık bedelin Devlet yaklaşık olarak bir milyon lirasını hibe desteği olarak verdi kalan parayı da cebimizden ödedik. Yani bazı şerefsizlerin dedikleri gibi parayı iç etmedik alnımızın akıyla herkesin yaptığı gibi işimizi yaptık. Tam altıyüz sahife evrak tanzim etmek suretiyle ilgili Bakanlıktan da Denetiminden geçtikten sonra herkesin aldığı gibi hibemizi aldık. Ancak bu miktar oraya yetmediği için biz kendi öz sermayemizle kalan kısmını tamamladık. Bankalardan kredi kullanmadık. Bizim dışımızdaki üretici arkadaşlarımızın yüzde doksanı kalan kısmı Bankalardan kredi çekerek tamamladı.

 Bu arkadaşlar Bankalardan kredi alırken Köytür’e verecekleri Tavuklardan alacakları paralara güvenip kredi çektiler ancak ben öyle yapmadım. Bankalar bana ısrarla kredi vermek istemiş olmalarına rağmen “hayır olmaz, ben henüz ortada olmayan bir para ile borca giremem” deyip kabul etmedim. Hatta İstanbul’da olan bacanağımı da ortak olarak yanıma alıp bir kümesi de onunla ortak yaptım ki borçlanmayayım. İlk kümesi bitirir bitirmez soluğu Ülker gurubuna bağlı olan Aytaç firmasında aldım, hatta bu konuda o günkü Milletvekillerinden Ahmet Yeni Bey’de şehre katkısı olur düşüncesiyle bize destek sağladı ve beni Aytaç Gıda ile görüştürdü. Nihayetinde Aytaç firması ile anlaştık ve beş dönem Tavuk üretip onlara verdim, ama bu arada iki kez Hayvanlarım öldü ilkinde benim bakıcılarımın hatası sonucu fanlar kapandı, 30.000 hayvanım öldü. İkincisinde ise firmanın gönderdiği hayvanlarda sıkıntı çıktı 20 bin hayvanım öldü ve yaklaşık 250 bin lira zarar ettim.

    Aytaç gıda ne zaman ki Tavuk piyasasında sıkıntı olmaya başladı, ben sizden daha Tavuk almıyorum dedi ve biz yolun tam ortasında dazlak gibi bırakınca soluğu Köytür’de aldık. Köytür haklı olarak ilk önce bize civciv vermek istemedi çünkü Samsun’a ona rakip getiren biz olduk ama sağ olsunlar daha sonra sorun çıkarmadan bize de civciv verdiler. Köytür’ün ekonomik sıkıntısına gelince adamlar tam üç yıl Tavuğun kilosunu 4.5 liraya mal edip 3.5 liraya sattılar, buna can mı dayanır, keşke onlarda Aytaç gibi civciv vermeselerdi de ne onlar bu sıkıntıya düşselerdi ne de üretici. Nihayetinde bugün itibarı ile Köytür’de sıkıntıda üreticiler de sıkıntıda, ama birilerinin söyledikleri gibi olayın tek sorumlusu Köytür değil, benim kümeslerim tam bir yıl boş kaldılar, elli bin hayvanım öldü ama hamdolsun ben dimdik ayaktayım, neden ayaktayım çünkü ayağımı yorganıma göre uzatıyorum da ondan. Köytür firması kayyumda eyvallah ama üretici arkadaşlar da azıcık ayaklarını yorganlarına göre uzatmış olsalardı bugün bu kadar sıkıntıya deşmezlerdi. Burada olması gereken nedir derseniz gerçekten üretici sıkıntıda, ya Köytür’e ekonomik destek sağlanmalı veya buraya ikinci bir Entegre Tesisi gelmeli bunun üçüncü yolu yok. Anlaşıldı mı çiçekçi böcekçi arkadaşlar, bu iş çiçek böcek satmaktan gazeteciliğe geçmekle olmuyor, adam gibi işin doğrusunu öğreneceksin ondan sonra da yazacaksın. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR