BÖYLE HOCALARA KAZIKLI VOYVODANIN YAPTIĞINI YAPMAK LAZIM
BÖYLE HOCALARA KAZIKLI VOYVODANIN YAPTIĞINI YAPMAK LAZIM
Konumuza girmeden önce dün Başbakan tarafından açıklanan Demokratikleşme Paketine küçük bir yorum getirmek istiyorum. Kamuoyu tarafından aylardır beklenen ve Hükümetin büyük bir reklam yapmak suretiyle toplumu beklentiye soktuğu paketi dün hep birlikte Başbakan'ın ağzından dinledik. Bana göre paket koskoca bir hiç. İçerisinde inanç özgürlüğü adına yapılmış bazı güzel değişiklikler olsa da paketin tamamına bakıldığında yeterli olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Devlet memurlarına herhangi bir partiye üye olma hakkı verilmesi çok yanlış bir durum. Milli Şef dönemlerinde rastlanan memurların siyasi partilere üye olma hakkı tanınması o dönemlerde ülkeyi hangi sıkıntıları getirdiğini biraz olsun tarih okuyan insanlar bilir. Paketle ilgili geniş ve detaylı bir yazı yazacağım ancak bugün farklı bir konuya girmek istiyorum.
Ülkemizde yazar takımı hocalarla ilgili eleştirel yazılar yazmaya pek cesaret edemezler. Genel anlamda işlerine gelmediği için bu konuyu es geçerler. Hatta tanıdık meslektaşlar daha önce gazetecilerle ilgili yazdığım köşe yazıları nedeniyle bu camiayı karşına alma tembihinde dahi bulunmuşlardır. Benim için önemli olan hocaların, müftülerin veya kulların üzülmesi değil, Yaradan'ın üzülmesi olduğundan Allah rızasına uymayan kim olursa olsun onlarla ilgili doğruları yazmaktan asla geri kalmayacağım.
Şahsi kanaatim o dur ki ülkemizdeki en sıkıntılı kurumlardan birisi de Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde çalışan personelle ilgili yaşanan bazı olaylardır. Bu camiada yaşanan olaylar genellikle örtbas edildiğinden insanlar olup bitenlerden bihaberdirler. Hiç unutmuyorum çok sevdiğim eski İl Müftülerimizden Ahmet Zeki Elturan hocamız bana demişti ki Adnan Bey hocaların özlük dosyalarını görsen yüzde doksanının peşinde namaz kılmazdın. Ben iki yıl İmamlık yapmış camianın içerisinden gelen birisi olmam hasebiyle bazı konulara zaten vakıftım. Son zamanlarda duyduklarım beni adeta şoke etti.
Bundan üç, dört yıl önce o zamanlar çok sevdiğim ve değer verdiğim bir Hocanın Camisine namaz kılmaya gitmiştim. Namazdan çıktıktan sonra hocanın odasına sohbete girdiğimizde bana Kalkanca Kuran Kursu adına toplanan paraların hiçbiri yerine gitmiyor. Geçtiğimiz yılbaşında öğrencilere yiyecek malzemesi gitmediğinden ben buradan marketten zeytin, peynir gönderdim. Öğrenciler bir hafta süre ile sabah akşam yemek yerine kahvaltı yapmak zorunda kaldılar. Bu konu ile ilgilenir misin deyince, ben de konuyla ilgilenip hemen gereğini yaptım. Aradan belirli bir zaman geçtikten sonra öğrendim ki bunu bana söyleyen hoca her hafta amirlerini çağırıp cami bitişiğinde bulunan lojmanın terasında mangal yapıp onları ağırlıyormuş. Diyeceksiniz ki bunda ne var. Sorarım size hangi hoca maaşı ile her hafta mangal ziyafeti çekebilir. Adama sormazlar mı ki bu değirmenin suyu nereden geliyor diye .
Yine bundan beş veya altı yıl önce aynı hoca evine doğalgaz bağlatamadığından kendisine yardımcı olmamı istemişti. Samgaz'da sevdiğim, değer verdiğim üst düzey bir yetkiliye konuyu açınca bana dedi ki Ağabey o ev imarsız alanda kaçak yapılmış. Evin yolu imarda yok. Doğalgazı evine getirebilmek için yasal yola ihtiyacımız var. Orada yol yok bu nedenle benim yapabileceğim bir şey yok. Bunun üzerine kendisine dedim ki Arkadaşım senden çok rica ediyorum bu hocaya yardımcı olalım mümkün olan ne ise onu yapalım. Değerli dostum sadece ve sadece bana olan sevgisinden ötürü hocanın evinin bulunduğu mahalleye giderek komşularından hocaya yol vermelerini rica etti. Hocanın komşularının tamamı biz bu hocadan razı değiliz. Ona asla ve asla yol vermeyiz deyince, arkadaşım çaresiz geri dönmüş. Aradan birkaç yıl geçtikten sonra bizim hoca bu kez Samgaz'da çalışan aynı arkadaşımın öğrencilik yıllarında kendisine yardımcı olan kıramayacağı dostlarını bulup onları devreye sokmak sureti ile biraz olsun yumuşatmak için elinde hediye ile gitmiş. Daha önce gittiği komşuların bir kısmının öldüğünü de öğrenince işi daha rahat çözerim düşüncesiyle yeniden yola revan olmuş. Hocanın ölen komşularının çocukları arkadaşıma demişler ki Beyefendi senin bu insancıl tavrın bizi çok etkiledi. Bizden ne istersen iste yaparız amma ve lakin o hoca için ne olur bizden bir şey isteme. Şu mahallede hocayı seven tek bir insan varsa biz ne dersen yapacağız ama hiç uğraşma bulamazsın deyince, arkadaşım yeniden eli boş dönmek zorunda kalmış.
Şimdi bu hoca beraber çalıştığı arkadaşı ile bazı yeni icraatlara başlamış. Yakında bu icraatlarını ve dernek üzerinden yaptığı icraatları, mahalledeki icraatlarını, evine aldığı eşyaların maddi değerlerini de sizlerle paylaşacağım. Sadece bu hocanın değil, beraberindeki saz heyetinin de icraatlarını sizlerle paylaşacağım. Kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.