BU KADAR DA OLMAZ
Gençliğimiz Asımın nesli özlemiyle geçti, nedir Asımın nesli derseniz, Efendimiz Medine’ye hicret ettikten sonra bugünkü anlamıyla üniversite, o günkü anlamıyla Suffa’yı kurar. Burada bekar gençleri alıp hem Kuran-ı ezberletir hem de dini ilimleri öğretir. Mekke yakınlarından gelen bir heyet Peygamberimize müracaat edip kendilerine İslamı öğretecek bir öğretmenler gurubu isterler. Peygamber efendimiz de onlara inanarak silahsız on kişilik bir öğretmenler gurubu kurup gönderir. Mekke yakınlarındaki Reci kuyusuna geldiklerinde yüz kişilik Lihyaoğulları askeri grubu tarafından kuşatılıp tuzağa düşürülmek suretiyle ihanete uğrarlar. On kişilik gruptan yedisi çarpışmaya karar verip şehit olur, ikisi Mekke’ye getirilip idam edilir, bir kişi ise yolda şehit edilir. Bu on kişiden birisi de Asım bin Sabit isimli sahabe idi, cesur bir savaşçı ve Hafızdı, iyi bir öğretmen gönüllü bir mücahit idi. Mekkeli müşrikler Asım bin Sabit’e islamı seçtiği için düşmandılar, ona kin beslemişlerdi, yakaladıkları yerde kafasını kesip kafatasıyla şarap içmeye yemin etmişlerdi. Bunu bilen Asım bin Sabit ihanete uğrayıp şehit olacağını anlayınca Allaha “ Ya Rabbi beni bu kafirlere karşı koru, kafatasımda şarap içmelerine izin verme” diye dua etti. Kafirlerle savaşırken onu şehit ettiler, anında kafasını kesip şarap içmek isterlerken cesedin etrafı arı yağmuruna tutuldu, kafirlerin tamamı kaçtı, Asım bin Sabit’in cesedi daha sonra denizde bulunduğu ve defnedildiği rivayet edilir.
Merhum Akifin Asım’ın nesli dediği bu nesildir işte, Akife göre müslümanlar bugünkü iktidarı göremeyecekler ama Asım bin Sabit gibi şehadet şerbetini içen ideal bir nesil olacaklardı ama nerede?. Bizden önceki kuşak sıkıntıyı, çileyi çekti biz de bir nebzecik bazı sıkıntıları yaşadık ama şimdiki nesil bunun nimetleri öyle tepe tepe kullanmaktalar ki anlatamam. İmam Hatip nesli sözüm ona Asımın Neslinin yetiştiği okullar olacaktı ama gel gör ki İmam hatip neslinin tek derdi makam, mevki, para pul olmuş istediğini alınca da küçük olsun benim olsun mantığı ile kimseyi yanaştırmadan gününü gün etme derdine düşmüştür. Kısa adı SAMİMDER olan Samsun İmam Hatip lisesi mezunları derneği önceki gün kongre yapmış. Kongrede yirmi, yirmibeş kişi var. Başka kimse yok. Bu okul kurulduğu günden bugüne dek onbinlerce mezun vermiş. Bürokrasinin, siyasetin, iş hayatının her yerinde yüzlerce mezunu olan bir kurum. Birkaç dönemden beri başında olan kişi de kimseye görünmeden bürokraside yol alma uğraşı içerisinde olan ve bunuda nispeten başarmış bir arkadaş. Öğrendiğim kadarıyla beş, altıyüz civarında üyeyi de üyelikten çıkarmış, şayet doğruysa amacının küçük olsun benim olsun olduğu ortada, binlerce kişiyle yapılması gereken kongreyi yirmi kişiyle cılız bir biçimde yapıp koltuğunu korumaya devam etmesinin nedeni de bu olsa gerek.
28 Şubat sürecinde ortalıkta olmayan birkaç arkadaş o kongrenin resim karesinde yer almış, bu arkadaşlar tüm STK'larda görev almaya çalışan insanlar bu kongrede de resim karesine girmeyi başarmışlar. Allahtan temennim şu ki inşallah müslümanlar sıkıntı çekmez ama en ufak bir sıkıntılı süreçte bu arkadaşlardan Allah kulunu piyasada göremezsiniz. O resimde olanlardan bir kısmı 28 şubatta bürokrattı, o dönemde biz mücadele ederken bırakın yanımıza gelmeyi selam dahi vermekten korkarlardı şimdi nimet gelince onlardan büyük Mücahit yok. Müslümanlar iktidarı haketmedik, bunları görünce benim şahsen sandığa gitmek gibi bir niyetim kalmadı, benim gibi yüzlercesi hatta binlercesi var. Sorarım size Allah aşkına Avukatlık yapan bir insanın iş adamları derneğinin yöneticiliğini yapması doğru mu? O dernek iş adamlarının derneği mi yoksa hukukçuların derneği mi? Bu arkadaşlar her dernekte, her vakıfta, hatta imkanları olduğunda iktidar partisinde yöneticilik yapmaktan geriye kalmıyorlar iyi güzel de bu güne kadar yaptıkları icraatları da bir anlatsalar da bizde bu satırlardan sizlerle paylaşsak nasıl olur.
Bir başka sıkıntı kızılaycılar, dersinizki adamlar sivil toplum kuruluşu değil de siyasi parti adayları gibi her açılışta, her düğünde dernekte boy gösterip sosyal medyada paylaşmalatının ne anlamı var anlamış değilim. Emin olun bazan istemeden de olsa şu iktidar gitsede bu insanlardan da kurtulsak demeden edemiyorum. Böyle bir durum Cumhuriyet tarihinde görülmedi, ondan önce varmıydı derseniz onu da Tarihçiler yazsın diyerek sözlerine son veriyorum. Kalın sağlıcakla...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.