DEDİKLERİMİZİ ON GÜN SONRA TEKRAR EDİYORLAR
DEDİKLERİMİZİ ON GÜN SONRA TEKRAR EDİYORLAR
Ak Parti ilçe Belediye Başkan adaylarının açıklanmasına saatler kala bazı köşe yazarları bizim on gün önce yazdığımız köşe yazılarını adeta kopya edip köşelerine taşımışlar, bu arkadaşlar siyaseti bilmediklerinden saçma sapan şeyler yazıp rezil olmaktansa bizi kopyalamaları da onlar adına sevindirici bir durum. Neden sevindirici bir durum derseniz, en azından tahminleri çıkmaz ise bizi örnek gösterip o da böyle demişti diyecekler, ayrıca ulusal konularda yazıp çizmektense yerel konularda başkalarını taklit etmeleri daha iyidir. Yerel gazete köşe yazarlığı yapanların konuları yerelle ilgili olmaz ise kimse okumaz ciddiye de almaz, o nedenle meslektaşlarımızın bu hususa özellikle dikkat etmeleri gerekmektedir. Diyeceksiniz ki bilgi dağarcıklarında bir şey olmayanlar o dediğinizi nasıl yapacaklar, bu arkadaşlar biraz olup biteni takip edip, bir kaç kitap okuma zahmetinde bulunur iseler sanırım bu sorunlarını da çözecekler. Ancak ömrü hayatlarında kitap okumayan, bir kaç magazin dergisinin dışında kültürel etkinliği olmayan insanların ondan bundan alıntılar yaparak öykü yazmanın dışında ulusal köşe yazarlarının köşe yazılarını okuyup bir gün sonraki köşe yazılarına koymaktan başka çareleri olmadığı bir gerçek.
Dün ziyaretime gelen bir dostum eleştiride bulundu, yaptığı eleştiri şu; yazdığın yazılar ne kadar uzun olursa olsun okunuyor, ancak bari arada bir paragraf başı yap da bizde nefes alalım dedi. Doğrusunu ararsanız arkadaşımı haklı buldum ancak bunun suçlusu ben değilim, ben köşe yazılarını yazdıktan sonra haber merkezindeki arkadaşlara gönderiyorum, düzeltmeleri ve sayfa düzenini onlar ayarlıyorlar, daha önceleri bu ayrıntıya özen gösteriyorlardı ama son zamanlarda yazılar biraz uzayınca bana ayrılan yer yetmeyince onlar da paragraf başı yapmamayı tercih ediyorlar. Dikkat ettiyseniz bizim köşe yazılarının yazı karakteri 12 mm civarındadır. Bazı meslektaşlarımız köşe yazılarında 14 mm karakterde yazıyorlar ve paragraf araları çok açık, yazıları benim yazının dörtte biri kadar yer tutuyor demek ki yazı karakterlerini bizimkisi gibi yapıp yine bizim gibi paragraf arası vermeden yazmış olsalar kartvizit kadar bir köşe yazısı yazmış olacaklar. Bu detayı verme nedenim başkalarını yermek değil, mesleği yapan arkadaşlarımın kendilerini yetiştirmeleri konusunda onlara tavsiyede bulunmaktır, zira Yüce Efendimiz Beşikten mezara kadar ilim öğrenin buyurmaktadır, ben kırk yaşından sonra hiç bilmediğim gazetecilik mesleğini öğrendim onlarda öğrensinler.
Bu kadar vaazı nasihatten sonra gelelim asıl konumuza, herkes heyecanlı bir şekilde Ak Parti ilçe Belediye Başkanlıklarının açıklanmasını beklerken MHP ve CHP adaylarını belirlemiş çalışmalara devam ediyor. Keşke MHP ve CHP tabanı Büyükşehirde bir aday üzerinde birleşseler de bu toplum onbeş yıldır şehri yöneten zihniyetten kurtulsa, şu anda Büyükşehir Belediyesinde Ak Parti iktidar gözükse de asla öyle olmadığını bu şehirde yaşayan herkes biliyor. İnsanların büyük bir kısmı Başbakan'ın yüzü suyu hürmetine Büyükşehirde de Ak partiye oy veriyorlar. Ancak yönetimin kıyısından köşesinden Ak Parti geçmesi söz konusu değil. Bürokratların tamamına yakını ya sosyal demokrat, ya Karayolcu ya da Çerkez, bu üç yapının dışında Büyükşehirde kuş uçması söz konusu olamaz. Geçtiğimiz hafta içerisinde Büyükşehir Belediyesinin organize ettiği kişisel gelişim programı Büyükşehir Belediyesinin Atakum Kültür merkezinde yapıldı, konuşmacı Rotaryan, organizasyona katılanlar Rotaryan, Vezir Hazretleri ise Rotaryan hayranı, hadi çıkın çıkabilirseniz işin içerisinden.
Önümüzdeki yerel seçimlerde oy kullanırken partiye değil adaya oy vermek zorundayız, zira yerel seçimlerde seçilen kişi hangi partiden olursa olsun önemli olan kişiliği, dürüstlüğü ve yapacağı icraatlardır. Hayatının hiç bir döneminde verdiği sözü tutmayan, öyle bir derdi olmayan, söz vermenin ne anlama geldiğini bilmeyen insanların kalkıp seçim dönemlerinde; yalan bize yakışmaz, biz verdiğimiz sözü tutarız demeleri insanı çileden çıkarıyor. Bari insanların gözlerinin içersine baka baka yalan konuşmayın, en azından geçmişte verdiğimiz bazı sözleri tutamadık ama inşallah bunu önümüzdeki dönemde telafi edeceğiz deseler biraz inandırıcı olurdu ama onlar bu toplumu balık hafızalı sandıklarından istedikleri gibi konuşuyorlar. Bu şehri denizle buluşturduk diyenler daha sonra hafif raylı sistemle şehri adeta Çin setti gibi ikiye böldüklerini, Altınkum, Çatalçam, Taflan gibi şehirle bütünleşmiş beldelerden dahi şehre gelebilmek için asgari iki araç kullanmak gerektiğini, şehrin üst kesimlerine gitmek için bunun da yetmediğini, üç araçla ulaşmak zorunda kalındığını bu toplum unuttuysa ben ne diyebilirim ki?
İlçelerden şehre gelmek zorunda olan köylülerimiz bırakın yanlarında yük getirmeyi hastalarını dahi hastaneye getirebilmek için adeta çile çektiklerini, bu yüzden şehrin esnafının sabahtan akşama kadar boş oturduğunu, bu şehirde yaşayan herkes bilmesine rağmen hala daha gereğini yapmıyor ise biz eyvallah der geçeriz. Başkasına dar olan bize bol gelir, biz ödememiz gereken bedelleri fazlasıyla ödedik, bizim için çok da önemli değil ancak toplumun refahı için bazı gerçeklerin bilinmesi ve gereğinin yapılması gerektiğinden biz kendimize düşeni yapacağız takdir Milletten, tevfik Allah'dan kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.