Samsun'un son 35 yılının sosyal ve siyasi hayatı içinde yer aldım. 

Dönem dönem öne çok çıktığım yıllar oldu, dönem dönem arka planda yer aldığım günler oldu. 

Ama istesem de istemesem de bu şehir ve ülke için hep bir yerlerde  var oldum olayların bir şekilde hep içinde mücadele ettim.

Çünkü bu şehir de doğdum, bu şehirin sokaklarında yürüdüm, mahalle kültürü ile büyüdüm. 

Şehirden gelip geçen bir çok vali, müdür, savcı, hakim, bürokrat ile dost oldum. 

Çünkü benim sadakatim devlettir. 

Sadakati devlet olan herkes benim dostumdur. Bu mesele aileden gelir, aile ile sürer gider.

Ülkemiz öyle günler geçirdi ki inanamadığımız, anlam veremediğim dönemler oldu.

12 Eylül'ü gördüm, 28 Şubat'ı yaşadım, 17-25 Aralık, 15 Temmuz bunlar bu ülkede yaşandı. Ama hepsinden ülkemiz daha güçlü çıktı. 

İçinde olduğumuz 2020 yılı dünya insanlığının başına bela olan Covid 19 ile mücadele yılı oldu. Bu süreci de dünya da yöneten en güçlü ülke biz olduk.

Bunları niye yazıyorum diye sorarsanız;  ders çıkaralım diye yazıyorum, ama bakıyorum ki ders çıkartmayanlar ya da çıkartmak istemeyenler var. 

Dünya batsın, ülke çöksün bana ne diyenler var. 

Ne şehrini ne de ülkesini düşünmeyenler var. 

Tek dertleri kendi kişisel menfaat ve çıkarları olanlar var.

Bir de bunları besleyenler ve gaz verenler, tavşana kaç tazıya tut diyenleri var.

Haftaya yazı dizilerim başlıyor.

Bakalım el mi yaman bey mi yaman hep birlikte göreceğiz.