Gazetecilik bu mu ?

Hayatımda inanmadığım veya pişman olacağım hiçbir şeyi yapmamaya çalıştım hata yapmadım demiyorum zira insanın yaratılışında hata olgusu mevcuttur. Peygamberlerin ismet sıfatı olmasına rağmen zelle olarak adlandırılan hata olmasına rağmen günahı olmayan kusurlar işlemişlerdir. Örneğin aracınızla yolda giderken aracınızın lastiğinin fırlattığı taş, yanından geçmekte olduğunuz binanın camını kırarsa bu bir zelledir.
Diyeceksiniz ki bu kadar izahatı neden yapma ihtiyacı duydun? Sabahları gazeteleri okurken bazı arkadaşların yazıları dikkatimi çekiyor. Mutlaka haftanın belli günlerinde ya kendilerini veya Vali Bey"i veya diğer üst düzey bürokratları övmeden yazı yazmamayı adet haline getirmişler. Hele ismi lazım değil bir tanesi hergün Vali Bey"e selam yazmazsa Vali Bey yazısını okumuyormuş!... Malumunuz geçenlerde Dünya Gazeteciler Günü"ydü. Bizim cemiyet başkanı maaşallah öyle bir döktürmüş ki aynı Of"lu hocayı geçmiş. Mübarek Of"lu hoca vaaz ederken cemaati müslimin sakın ayakta bevletmeyin büyük günahtır. Teyecesunki hocam sen ne ediyisun, benim mazeretim var ondan ayakta ihtiyacımı görüyorum demiş. Meğer hoca efendinin derdi kendi reklamını yapmak cemaatın ne yapacağı pek ilgilendirmiyor onu. Bizim cemiyet başkanının da arkadaşları demiş ona ki başkan bugünün anlamına yakışacak bir yazı yaz o da almış eline kalemi başlamış yazmaya. Efendim gazetemizin tirajı şöyle güzel böyle iyi (bayiden topladıklarını unutmuş yazmaya) bana büyük sorumluluk düşüyor doğru da, bizim gazeteyi bırakıp giden 14 arkadaşın önüne geçip poz verirken bir de gazeteyi arayıp bu insanların neden ayrıldığını sorma lütfunda bulunsaydın ne olurdu? İşte o zaman o pozu veremezdin. Çünkü doğruları öğrenirdin. Bu cemiyet sadece çalışanların cemiyeti mi? Yoksa gazete sahipleri veya diğer ilgililerin cemiyeti değil mi? Dedim ya inanmadığım şeyi yapmam diye, bana göre o cemiyet veya onu temsil eden Başkanı görevini yapabilmesi demek iş vereniyle, çalışanıyla, yazarıyla, okuruyla bütünleşince cemiyet olur. Aksi halde lokalinde bol bol birilerinin kafa çekip birilerini çekiştirdiği bir mekan olmanın ötesine gidemez.
Şimdi soruyorum sizlere gazetecilik bu mu? Efendim bir yönetici güzel Türkçe konuşma ödülü almış, bir yönetici yılın bilmem nesi ödülünü almış, diğeri yılın bürokratı ödülünü almış, bir başkası en iyi yöneticisi ödülünü almış iş mi bunlar? Şehrimizin ihtiyacı olan işsizlik, istihdam, proje, yatırım gibi konularda kim ne yapmış bu şehri göç veren şehirden göç alan şehir haline getirecek projeleri, yatırımları, idealleri olan varsa değil bunları yazmak (amazon heykelleri yerine) bu insanların heykellerini yapalım, ellerini öpelim, önlerini açalım herşeyi yapalım.
Körlerle sağırlar birbirini ağırlar misali olmasın lütfen.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR