GERÇEKLER  ACIDIR KİMSE KABUL ETMEK İSTEMEZ

             Doğruları kabullenmek çok zordur, belgeli, şahitli, evraklı haber yapsanız dahi muhataplarınızın işine gelmediği zaman asla kabul etmek istemedikleri gibi anında size çamur atma politikaları yaparak kendilerini haklı çıkarmaya çalışmaları onları gülünç hale getirir. Daha önceki yazılarımda da birçok kez yazmıştım, Büyükşehirde meclis üyesi iken oğlum Üniversiteyi bitirip geldiğinde sağ olsun Vezir Hazretleri anında Belediye de işe başlamasını isteyince kendisiyle görüş dedim. Bunu söyleme nedenim  oğlumun tavrını görmekti zira ben böyle bir şeyin olmasına asla razı olmazdım ancak çocuğumun tavrı benim için önemliydi, Vezir Hazretleri oğlumu çağırıp bana yaptığı teklifi aynen yapınca oğlum nezaketine teşekkür ederek benim meclis üyesi olduğum Belediyede iş başı yapmasının etik olmayacağını söyleyerek teklifi reddetmişti, bu beni ne kadar mutlu etti bilemezsiniz. Bu detayı verme nedenim önceki gün yazdığım köşe yazısından rahatsız olan bazı kişiler haksız olmaları için kendilerini savunmaya geçemeyince bu kez bana saldırarak haklı çıkacaklarını sandılar. Oysa ki yazdıklarım doğru değilse çıkarsınız açıklama yapıp bu yazılanlar doğru değil, biz Belediyenin Danışmanı değiliz oradan maaş almıyoruz, kızımız da Belediyede Başkan Yardımcısı değil, oğlumuz da Belediyeden iş almıyor dersiniz  biz de bakarız dedikleriniz  doğru ise aynen yayınlarız yok doğru değilse o zaman da gereğini yaparız. Ama yazdıklarımızın tamamının doğru olduğunu bilen bazı arkadaşlar anında A Takımı davasına sarılarak onu gündeme getirdiler. Oysaki o dava üç ay önce bitmiş ve biz de BERAAT etmiş olmamıza rağmen adamlar hala daha bu konuyu gündeme taşıyarak bizi suçlu kendilerini haklı ilan etmeye çalışmaları onlar adına üzüncü bir durum.

                Bir arkadaş da yorumunda Adem Bektaş ile ilgili neden haber yapmıyorsun demiş, bu arkadaşımız da gerçekten kafasını kuma gömmüş olmalı ki bu şehirde bizim dışımızda hiç bir basının Adem Bektaş ile ilgili olumsuz haber yapmadığını bilmediği ortada. Biz eleştirinin her türlüsüne açığız dikkat ederseniz bizim aleyhimizde yazılan yorumları dahi yayınlıyoruz bazıların da verilmesi gereken cevapları vermekten geri kalmıyoruz, zira onlara haddini bildirmez isek hakikat ortaya çıkmaz. Bu işleri klavye kahramanlığı yaparak yürütmeye çalışan arkadaşlara tavsiyem ya adlarını adam gibi verip yorum yapsınlar  ya da korkuyoruz deyip köşelerine çekilsinler, müstear isimlerle yorum yazmak inanın onları küçültmekten başka bir işe yaramaz. Biz bu güne kadar ne yapmış isek toplumun gözü önünde yaptık, bunu böyle yapma nedenimiz Allah'ın bildiğini kuldan saklamamaktır. Birileri çıkıp biz çok dürüst insanlarız, asla yanlış yapmayız deyip sıra icraata geldiğinde aile boyu  kendi özel şirketleri gibi kamuyu yönetmeye kalkar iseler biz ona asla razı olmayız. Basın Dünyasının ne kadar zor şartlarda ayakta durduğunu herkes bilir, sıra Basın camiasına geldiğinde ince eleyip sık dokuyanlar, kendi akrabalarına ne kadar bonkör davrandıklarını görünce insanların söylemleri ile eylemlerinin ne kadar farklı olduğunu görüyorsunuz.

                Gelelim asıl konumuza malumunuz yarın akşam saat 17.00 de meclis üyeleri listeleri ilçe seçim kurullarına verilecek, bu konuda her partide ciddi sıkıntılar var, iktidar partisi geçtiğimiz hafta  Belediye Başkan adaylarını, İlçe Başkanlarını ve İl Başkanını  Ankara'ya çağırarak listelere son şekli vermiş. Vezir Hazretleri listelerde görmek istediklerini Genel Merkez bildirerek gitme gereği dahi duymamış, daha önce yazdığım İlkadım listesinde bazı değişiklikler yapılmış, Orhan Tozlu dördüncü sıradan çıkarılarak yerine Anadolu Hastanesi Başhekimi Dr. Hüseyin Akdeniz listeye konmuş, Çarşamba'da, Canik de ve diğer ilçelerde de bazı değişiklikler olmuş ancak o detaylara girmek istemiyorum. Bu gün asıl üzerinde durmak istediğim CHP'nin  meclis listeleri konusunda önceki akşam yaşananlar. Çakallı Havana tesislerinin arkasında  bir mühendise ait yazlık evde yapılan toplantıda listeler üzerinde ciddi tartışmalar yaşanmış, ev sahibi İlkadım da ilk sıranın kendi hakkı olduğunu bunun nedeninin de evinde bazı üst düzey CHP'lilere verdiği hizmetin bunu hak etmesine neden olduğunu, yıllanmış şarapları ikram ettiği siyasetçilerin ona bu sözü verdiğini söyleyerek ilk sıra konusunda ısrarcı olmuş. İsmini dahi zikretmek istemediğim adamın birisi ise birinci sıranın kendi hakkı olduğunu söyleyerek bastırmış, Genel Başkan Yardımcısı ise arayı bulmak için bir hayli uğraş vermiş ancak uzlaşma sağlanamamış. Doğrusunu arasanız şarap içerken liste yapmak keyifli bir iş olsa da listelerde uzlaşı sağlanamayınca keyifler kaçıyor.

                MHP'de ise işler karışık bir yandan mevcut Belediye Başkanları seçimi alabilmek için dengeli listeler oluşturma uğraşı verirken diğer yandan teşkilat mensupları, eski ülkücüler, Hemşeri dernekleri, potansiyeli yüksek bölgelerin adamları listelerde yer alma mücadelesi verirken Büyükşehir Başkan adayı ile İl Başkanı bu dengeyi kurma mücadelesi içersinde uğraş vermekteler. Çok değil bir gün sonra bu sıkıntı da bitecek ama sancıları devam edeceğe benziyor. Sözlerime burada son verirken şehrimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum, kalın sağlıcakla