Öyle enteresan bir şehirde yaşıyoruz ki akınız şaşar. Kendini uyanık sanan bazı insanlar kafalarını kuma gömmüşler, etrafta olup bitenden dahi haberleri yok. Kendi kafalarında canlandırdıkları senaryoları insanlara nasıl yuttururuz derdine düşmüşler. Bir kısmı da bu dolmaları yutup havalara girmişler, hayal âlemlerinde kendilerini bir yerlere layık görmeye başlamışlar. Ne zamanki gerçek hayatla yüzleşip ayakları yere basınca adeta aptallaşıp ne yapacaklarını bilemez hale geliyorlar. Oysa atı alan çoktan Üsküdar’ı geçmiş de bunların haberi yok. Hani şu iki körün dolma yeme hikâyesi var ya bilmeyenler için tekrar anlatayım: İki kör dolma yiyormuş, biri diğerine neden dolmaları ikişer ikişer yiyorsun diye sorunca karşısındaki sen nereden biliyorsun deyince, ben de ikişer ikişer yiyorum da ondan demiş. Bu zavallıların da basiretleri kapanmış, çıkar ve para hırsı akıllarını başlarından almış. Kafalarına göre senaryolar yazıp kimilerini bürokrasiden siyasete yolluyorlar, kimilerini üst düzey bürokrat atıyorlar. Yapılan atamalarla ilgili önce terfi etti diyorlar sonra olmaz böyle şey bunu birileri yukarılara anlatsın da bizim adamlarımıza kimse dokunmasın havalarına giriyorlar ama bunlar ne kadar isterse bağırsınlar kervan yoluna devam ediyor, su akarına doğru gidip her şey rayına oturuyor.

Bu şehirde yerel seçimlerden önce Zihni Şahin’i havalara çıkarıp Büyükşehir Belediye Başkanı yapmak için belediye bütçesinden birkaç milyon lira alan ahlak fukaraları, garibim Zihni Şahin’i bırakın Büyükşehir Belediye Başkanı yapmayı yüzde yüz kazanacağı Atakum seçimini dahi bu tür insanların desteği nedeniyle toplumun çetelere karşı tavrından ötürü seçimi kaybettirdiler. Aynı şekilde İlkadım’da Erdoğan Tok bu tür insanlar ve uzantıları ile beraber olduğu için Cumhur İttifakının kahhar ekseriyetle alması gereken seçimi kaybetti. Bu toplum bunları bilmesine rağmen bazı bürokratların bu tür insanların gazına gelerek onlarla beraber hareket etmeleri ve kendilerinin siyasi istikbâlleri olacaklarını zannetmeleri akla ziyan bir durum. Bu insanların düştüğü hallere gülmek mi lazım yoksa ağlamak mı lazım, karar veremiyorum. Normalde bakınca iyi insanlar ama yaptıklarına bakınca akla ziyan işler yapıyorlar. Sorarım size aklı başında hiçbir insan arkalarında çeteler olan basın kuruluşlarını ziyaret edip onlara övgüler yağdırabilir mi? Şundan emin olunuz ki biz on beş yıldan beri bu tür insanların şehre zarar vermemesi için bedel ödüyoruz. Yaşadığımız şehirde çetelerin, mafyaların ve bunların uzantıları olan yalaka kalemşörlerinin yanlış yapmamaları için uğraş veriyoruz.

AK Parti iktidarının yaptığı en güzel işlerden birisi çetelerle ve mafyalarla mücadeledir. Bu yapı geçmişte pek çok insanı perişan etmiş, siyasetçisinden bürokratına kadar herkese gider yapmışlar, belediye başkanlarının gözlerini yumruklamışlar ama Allah kulu ses çıkarmamıştır. Hamdolsun şimdi bu durum yok artık ama bunlar yine de boş durmuyorlar, ellerinden gelen her şeyi yapmaya çalışıyorlar. Siyasetçisinden iş adamına, basın camiasından bürokratına kadar herkese ulaşmaya çalışıp yeniden ayağa kalkmanın mücadelesini vermekteler. Üzülerek ifade etmek gerekirse zaman zaman bazı siyasetçilerle bürokratlar onların dümen suyuna girebiliyor ama bedelini de çok ağır ödedikleri bir gerçek. Buradan herkese açık ve net haykırıyorum; şayet bu şehri azıcık seviyorsanız ve bizden sonraki nesillere düzgün bir gelecek bırakmak istiyorsanız Allah rızası için bu tür şerefsizlere asla papuç bırakmayın. Atalarımız bu toprakları bizlere emanet etmek için canlarıyla, kanlarıyla, mallarıyla bedel ödediler. Bizler de azıcık bedel ödemek zorunda kalsak dahi çetelere, mafya bozuntularına ve onların uzantılarına asla ve kata taviz vermeyelim. 

Sözlerime son vermeden önce şunu da belirtmek isterim; nasıl ki pandemiden sonra her şey farklı olacak dendi, bu ülkede ve bu şehirde artık çetelere, mafyalara ve onların devamı mahiyetinde olan hiçbir şey eskisi gibi olmayacak diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.