HARAMZADE SALAKOĞLU İLE SAHTEKÂR CALAPZADE’NİN MACERALARI
Her hafta sonu olduğu gibi bu hafta sonu da tarihi Amisos kentinde yaşanan hikâyelerimize devam edeceğiz. Hikâye kahramanlarımız tarihi Amisos kentinde yaşamış iki sahtekâr olup, her iki kahramanın da aileleri Rum Pontus imparatorluğu’ndan Amisos kentine taşınmışlar. Haramzade Salakoğlu’nun babası Amisos kentinde ilk olarak inşaatların su tesisatlarını yapma işine girişmiş, ardından eşşeklerle inşaatlara kum, çakıl, tuğla, v.s taşımaya başlamış. Salakoğluları üç erkek çocuğu olarak dünyaya gelmişler, en büyükleri olan Celoş baba mesleğine devam edip eşşeklerle yük taşımaya devam etmiş. İkinci çocuğu olan Salakoğlu Aliş önce ev eşyalarının imalatı işiyle uğraşmaya başlamış, dolap vesaire yaparmış, ardından aile boyu inşaat işlerine başlamışlar. Ancak bu arada siyasete de merak salan Salakoğluları önce Hizbi Ümmülvatan Fırkası’nda siyasete başlamışlar, ardından da büyük abileri Salakoğlu Celoş Hizbi Ümmülvatan’da yöneticilik yapmaya başlamış.
Aile her fırkada bir adamımız olsun da işlerimizi yürütelim mantığı ile hareket edip büyük ağabeyi Hizbi Ümmülvatan Fırkası’nda görevlendirirken Haramzade Salakoğlu Aliş’i Hizbi Saadet ve Bolluk Fırkası’nda görevlendirmiş. Babaları da Hizbi Adalet’e yakın dururmuş ki hangi fırka iktidarda olursa onlardan bir kişi iktidarın adamı olarak işlerini yaptırabilsin. Babaları ile Gamobul siyasetçinin babası ortak işler de yapmışlar. Tavil Adam’ın Hizbi Ebyaz Fırkası’nı kurmasının ardından İmparatorluk’taki tüm fırkalar silinip gidince bu kez Salakoğlu Aliş soluğu bu fırkada alır. Hizbi Ebyaz Fırkası’nda siyasete devam etmeye başlayan Sahtekâr Aliş orada kendi karakterinden olan Ebul Ebalis, Hacıkerizoğulları ve Kara Yüzlü Adam’la beraber siyasete devam eder.
Bu ekip Amisos kentinin en kalitesiz, en ahlaksız ve en şerefsiz ekibiymiş, onların dümen sularına girmeyen kim varsa hepsini siyasetten uzaklaştırmak için ellerinden gelen ne varsa yapmışlar. Bu arada imparatorluğun idari yapılanmasında yaptığı değişiklik sonucunda oluşturduğu Mutasarrıflık Hususi İdaresi boş bulunan yönetici kadrolarına atanmak üzere adam aranırken Calapzade sahtekâr devreye girmiş. Pontus İmparatorluğu’ndan gelme bir başka siyasetçi olan ve vezirlik makamına kadar yükselmeyi başarmış olan Demirden Adamların birisinin referanslarıyla Mutasarrıflık Hususi İdaresi’nde yönetim kadrosuna girmeyi başarmış. Bu iki siyasetçiden her biri Amisos kentinde siyaset yaptıkları dönemlerde şehre verdikleri zarar anlatmakla bitmez, İlerleyen günlerde bu iki şerefsizle ilgili de hikâyelerimiz olacak.
Hizbul Ebyaz Fırkası’nda yöneticilik yapan Ebul Ebalis’in desteği ile Temsilciler Meclisi’ne seçilen Haramzade Salakoğlu burada öyle bir tezgâh kuruyor ki aklınız şaşar, kendisi gibi sahtekar olan Calapzade’yi de yanına alıp Mutasarrıflık Hususi İdaresi’nin ne kadar işi varsa tamamını bunlar alavere dalavere ile kendileri yapıp malı götürmüşler. Ama Allah kimsenin ahını kimsenin yanında bırakmadığı gibi tüyü bitmemiş yetimin malını yiyen bu iki sahtekar da yedikleri tüm haramları kaybedip sıfırı tüketmişler. Haramzade Salakoğlu uçkuruna da düşkün olduğundan yanında çalıştırdığı bayanla yatıp kalkmaya başlayınca o bayan onu güzel bir söğüşleyince sıfırını tüketmiş. Calapzade de tüm haram paralarını gayrimeşru işlerde yiyip bitirince cascavlak ortada kalmış, hatta İmparatorluğun yeniden yaptığı idari yapılanma ile makamını da kaybedince soluğu sokakta almış.
Haramzade Salakoğlu yiyecek ekmek dahi bulamayacak duruma düşmüş ancak Roma İmparatorluğu’nda yaşayan amcaoğlu O’na sahip çıkıp sermaye göndermiş ve yeniden bina İşleri yapmaya başlamış, yaptığı binaların sermayesini Roma İmparatorluğu’nda yaşayan amcasının oğlu veriyormuş, satılan mallardan elde edilen kârı da Haramzade Salakoğlu alıyormuş, bu sayede yiyecek ekmek bulmaya başlamış. Ancak bu kazandıkları ile yetinmeyen Haramzade bu kez yeniden siyasete bulaşmak için uğraş vermeye başlamış. Daha önce yıktıkları Kervancıbaşı’nı bu kez Karayüzlü Adam’la Ebul Ebalis’in sayesinde bir araya getirip siyasete devam etmeyi amaçlayan Haramzade Salakoğlu bu kez başarılı olabilmiş mi derseniz izin verin de onu da başka bir hikâyemizde sizlerle paylaşalım. Zira bu hikâyemizde bize ayrılan yer bitti, bir başka hikâyede gözleri yandan çarklı eski Vezir Demirden Zinakâr Adamla akrabası olan Zampara Camış’ın hikâyesini anlatacağım. Bugünlük de bu kadar; hoşçakalınız efendim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.