HİKAYE TEMAYÜL VE VEZİR HAZRETLERİNİN BOZULAN SİNİRLE
Yılan hikâyesine dönen AK Parti İl Başkanı tespiti konusunda gelinen noktada dün gece yapılan temayül oylamasında epeyce aday adayı vardı. Muharrem Göksel’i destekleyen Vezir Hazretleri, Çağatay Kılıç, Hasan Basri Kurt ekibinin adayları İhsan Kurnaz ve Rabia Baykeser iken karşı tarafın adayları Hakan Karaduman ve Yılmaz Hocaoğlu isimleriydi. Diğer adaylara gelince onlar kendi kendilerine gelin güveyi olmuş arkadaşlar, onlarla ilgili çok fazla konuşmaya gerek yok. Aslında bana kalsa Rabia Baykeser’i il Başkanı yapmak lazım, zaten Muharrem Göksel’i arka planda sevk ve idare eden oydu, onu da Vezir Hazretleri sevk ve idare ettiğinden dolayı nereden baksanız adres Vezir Hazretlerine çıkıyordu. Geçtiğimiz pazartesi il yönetiminde enteresan şeyler olmuş Vezirin havhavlarından bir kısmı Muharrem giderse bedeli ağır olur demiş, sizin anlayacağınız havhavlığını yapmış. Göksel’in adamları da birbirlerine girmişler, nedenine gelince Göksel bundan on beş yirmi gün önce evinde özel ve güzel bir toplantı yapmış. Toplantıda en has adamlarını çağırmış, ancak kendilerini has adamı zannedip de evime çağırmadıkları fena halde bozulup, bunun hesabını Göksel’e sormuşlar. Hatta bizim Keleşinikof da bu işe fena bozulmuş ve ben senin o kadar has adamındım senin yüzünden Vekille aram açıldı ama yine sana yaranamadım anlamına gelebilecek serzenişlerde bulunmuş.
Sizin anlayacağınız benim on yıl önce yaşadığım olayları şimdi başkaları yaşıyor, beni yok etmek isteyenler şimdi de Trabzonlu, Rizeli, Ordulu, Giresunlu ve Artvinli siyasetçileri yok etmek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Bizi yok etmek için toplarıyla tüfekleriyle üzerimize gelen bu zavallılar çetelerle işbirliğinden tutun da, ellerindeki her türlü siyasi, ekonomik gücü kullandılar ama Allah binlerce kez şükürler olsun ki en ufak bir şey yapamadılar, ilk gün başladığımız gibi dimdik ayaktayız. Bir şey yapamadılar derken çok şey yaptılar da sonuç alamadılar çünkü Allah fırsat vermedi, biz de pes etmedik, varımızla yoğumuzla mücadele ettik ve sonucunu da Mevlamız verdi. Bizimle uğraşanlar şimdi siyasette ne kadar Doğu Karadenizli varsa onları yok etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bir örnek vererek bu konuyu geçmek istiyorum, Vezir Hazretleri İshak Taşçı’ya yakın durur gibi gözükmekte ama onu asla sevmediğinden en ufak bir şüphem yok. Adnan Varol bu ekibin adamı olmasına rağmen dün akşam yapılan temayülde Göksel’in ekibi teşkilat mensuplarına üç isme oy vermelerini söylemiş kimler bunlar derseniz kendisi İhsan Kurnaz ve Rabia Baykeser isimleri. Adnan Varol ismini kimseye vermemiş, neden vermemiş, çünkü Adnan Varol Rizelide ondan. Eğer Vezirin kendi hemşehrisi olsaydı bu ismide kesin verirdi.
Bu söylediklerim hayatın ve siyasetin gerçekleri, bu adamlara ne yaparsanız yapın, ne kadar samimi olursanız olun asla size güvenmezler. Ben şahsen Vezir Hazretleriyle dört yıl etle kemik gibi çalıştım ve en ufak bir yanlışım olmadı ona ama hiçbir zaman bana güvenmedi, alkol almaktan altına işeyenlere güvendi de bana güvenmedi. Gazeteyi ilk kurduğumuzda adam bize bırakın destek olmayı elinden gelen her türlü kötülüğü yaptı ama muvaffak olamadı. Adama bu güne dek kimse gözünün üstünde kaşın var diyemediği gibi onlarla her türlü işbirliğini yapıp, bana karşı her türlü operasyonun içinde oldu. Ama Allah öyle bir Allah ki şimdi o beraber işbirliği yaptığı adamların kurdukları gazetelerin muhabirlerinin sordukları sorular yüzünden Vezir Hazretleri adeta çıldırdı. Aslında olayın arka planı da çok farklı o gün biz manşetten 200 milyonluk kredi talebini verince adamın sinirleri iyice gerilmişti. Birde o kızcağızın can sıkıcı sorusunu görünce ona patladı. Normalde hiç öyle bir hata yapmazdı, soruyu sorana daha sonra görüşelim kızım şu an müsait değilim der geçiştirirdi ama bizim haber onu fena germiş olduğundan kızcağıza patladı.
Atalarımız zaman her şeyin ilacı derler ya biz bu konuda biraz aceleci davrandığımızdan istiyoruz ki insanlar her şeyi anında görsünler, oysaki az belesek her şey kendiliğinden hallolacak zaten. On yıldır verdiğimiz mücadelede geldiğimiz noktayı topluma anlattık ama biz hiç anlatmamış olsaydık da toplum şimdi bu gerçekleri görecekti. Bizim için on yıl gibi uzun bir süre beklemek zordu ondan beklemedik beklemediğimize de pişman değiliz. Bu şehirde verilen mücadele nedir bilir misiniz? Şehrin ekonomisini ayakta tutan, işsizlere işveren, aşsızlara aş veren, hayır kurumlarını ayakta tutan Doğu Karadenizli insanlarla hiç bir iş yapmayan, sadece konuşan, cebinde akrep dolaşan, hayır hasenat denilince akılları başlarından çıkan Avrupa’dan gelip buraya yerleşenlerin mücadelesidir. Vatandaşın derdini düşünen yok, herkesin tek derdi var o da ben nasıl egemenliğimi kurarım derdidir. AK Parti’nin geleceğiymiş, ülkenin geleceğiymiş, şehrin geleceğiymiş kimsenin umurunda değil. Adam tam 200 milyon lira İller Bankasından kredi almak için meclisten yetki istiyor, bu paranın sadece 50 milyon lirasını köy yollarına harcayacak geri kalan 150 milyon lirayı Atakum’da 24 derslikli okul yapacak, bilim merkezi kuracak, sanatsal faaliyetler yapacak, turistik işletmeler kuracak vesaire vesaire. İnsan biraz Allah’tan korkar, sana ne okuldan sana ne bilim merkezinden evde lazım olan camiye haramdır desene. Adam sırf o koltukta üç gün daha oturabilmek için her şeyi yapmaya başlamış inanın sonumuz iyi değil, henüz doğmamış bebekleri borçlandırıyor, bu adamın tek derdi var o da benden sonrası tufan vesselam. Kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.