İLKADIM BELEDİYESİ VE ERMENİ TEHCİRİ

                                İLKADIM BELEDİYESİ VE ERMENİ TEHCİRİ

                Bugün iki konuyu ele almak istiyorum, bunlardan birisi İlkadım Belediyesinde seçim sonrası yaşanan tartışmalar ve Başbakan'ın yaptığı son açıklamalarla ilgili Ermeni tehciri konusu. Dilerseniz önce Ermeni konusuna değinelim; Bir siyasi lideri sevmek onun her yaptığını onaylamak anlamına gelmez, Peygamberlerin İsmet sıfatları olmasına rağmen günahsız hata dediğimiz zelle işledikleri ve Yüce Rabbimizin bu anlamda uyarılar yaptığı Kuranı Kerim'de açıkça anlatılmaktadır. Dilerseniz konuyu bir örnek vererek açıklamaya çalışalım Efendimiz Mekke Müşriklerinin ileri gelenlerine İslam Dinini anlatmakta iken yanına gelen fakir bir ama sahabe ile ilgilenmemesi üzerine “Abese ve tevella en caehul ağma” ayeti celilesi inzal oluyor. Bu ayeti celile de özetle Efendimizin yanına gelen fakir sahabenin Allah katında müşriklerden daha makbul olduğunu, ona yüz çevirmenin büyük bir hata olduğunu anlatmaktadır. Bu Ayeti Celile'nin inzalinden sonra Yüce Efendimiz Ama Sahabeden özür dileyerek yaptığı hatanın farkına varıyor. Bu detayı verme nedenim Başbakan'ın Ermeni tehciri konusunda yaptığı açıklamayla ilgili bazı Basın yayın organlarının ve köşe yazarlarının alkış tutmasının bana göre fevkalade bir hata olduğunu anlatmaktı.                                                                                      

                 Peki Başbakan'ın yaptığı detaylı açıklamanın aslı nedir derseniz biraz Tarih okuyan herkes bilir ki 1915 olaylarında Osmanlı Tehcir değil MUKATELE yapmıştır, yani Ermenileri veya diğer Vatan Hainlerini tehcir etmemiş. Onların Atalarımızı arkadan hançerlemesi sonucu karşılıklı savaşarak öldürmek zorunda kalmıştır, Ermeniler önceleri Osmanlı'nın Tebaayı Sadıkanı yani sadık vatandaşları iken Osmanlının zayıf düştüğü dönemde arkadan hançerlemesi sonucunda Hainlik yapanlar öldürülmüştür. Kaldı ki onların öldürdükleri ile Osmanlının öldürdükleri kıyaslandığında ilk önce onların öldürdükleri bizimkilerin öldürdüklerinden kat be kat fazla idi. Şayet Osmanlı Hainlik edenleri öldürmeseydi bugün Türkiye Cumhuriyeti diye bir ülke olmayacağını kimse unutmasın. Bunların hepsi bir yana Yüce Kitabımız “Ve len terza ankel yehudu velennesara hatta tebiğe Milletehüm” yani Yahudiler ve Hıristiyanlar siz onların Dinlerine girmedikçe  asla sizden memnun olmazlar buyurmaktadır. Şimdi birileri kalkıp ortamı yumuşatma, birilerinin gönlünü alma adına Tehcir diyorsa bu değil Başbakan Cumhurbaşkanı dahi olsa onu asla alkışlamayacağımı da buradan açıkça beyan ederim.

Bu konudaki fikrimi şimdilik bu kadar açıkladıktan sonra gelelim ikinci konumuza; malumunuz son günlerde İlkadım Belediyesinin borçları ve çıkarılan personelle ilgili yoğun tartışmalar yaşanmakta, kaybeden ve kazanan Başkanlar görüşlerini beyan etmekte, gazeteciler de konuyla ilgili görüşlerini ortaya koymaktalar. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki kaybeden Başkan Necattin Demirtaş ve ekibi içersinden bazı insanları severim, doğrularında yanlarında oldum, yanlışlarında ise eleştirilerimi yapmıştım. İlkadım Belediyesine 2011 yılında resmi müracaatta bulunarak 2009 yılında Belediyeyi devralındığında eski Gazi, İlkadım ve Yeşilkent Belediyelerinin topla borcunun ne olduğunu sormuştum, aldığım cevabı burada daha önce de sizlerle paylaşmıştım toplam borcun 49 Milyon lira olduğunu resmen bana bildirmişlerdi. İlkadım, Gazi ve Yeşilkent Belediyeleri 1994 yılında kurulmuş, 1994-2009 arasında geçen onbeş yıllık süreçte toplam kırkdokuz milyon lira borçlanmışlardı. Necattin Demirtaş 2009'da seçilmiş, görevi devrettiğinde yaklaşık yüz milyon lira borçla devretmiş ise ortada ciddi bir sorun var demektir, neden sorun var derseniz İlkadım Belediyesi beş yıl gibi kısa bir zaman diliminde elli milyon lira borca sokulmuş ise bu fevkalade büyük bir rakam ve karşılığında yapılan ciddi bir iş yok.

Gelelim borcun neden bu adar fazla olduğuna, hatırlarsanız Necattin Demirtaş ilk seçildiğinde yaklaşık bir yıl personel fazlalığından şikâyet ederek bu kadar personelin çok fazla olduğunu, buna mutlaka bir çözüm bulunması gerektiğini İlkadım Belediyesinde bulunan 1100 personelin çok fazla olduğunu, bu personelin yarısı ile Belediyenin idare edileceğini söylemişti. Hükümet bu tür şikâyetleri ciddiye alarak Belediyelerde bulunan norm fazlası personeli başka kurumlara kaydırma kararı alınca İlkadım Belediyesinde bulunan 1100 personelin 600 tanesi başka kurumlara gönderildi ve ellerinde 500 civarında personel kaldı. Peki, ondan sonra sevgili Demirtaş Başkan ne yaptı biliyor musunuz? Sıkı durun açıklayayım yaklaşık sekizyüz civarında personeli işe alarak Belediye devrettiğinde 1280 civarında personelle teslim etti. Şimdi buradan Necattin Başkan'a soruyorum sevgili Başkan bu kadar personeli İlkadım Belediyesine alırken hiç mi vicdanın sızlamadı? Hiç mi kamuyu düşünmedin? Hani sen Müfettiştin kamuyu çok düşünüyordun, Devleti çok iyi tanıyordun Devleti tanımak bu mu? Ben seçim sonuna dek bu ayrıntıyı bilmiyordum yeni öğrendim şayet bana verilen bu bilgi doğruysa ki resmi makamlardan aldım bu bilgiyi Necattin Demirtaş beni ciddi anlamda sukutu hayale uğrattı ve onun adına çok üzüldüm. Necattin Başkan bu yazdıklarımla ilgili bilgi verirse onu da siz değerli okurlarımla paylaşacağımı bildirerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla   

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR