Yaklaşık bir yıldan beri şehrin neredeyse tüm imkânlarının seferber edilerek insanlara adeta zulmedercesine yolların tıkandığı, trafiğin keşmekeş olduğu, sağlık personelinin yazın ortasında yasal hakları olan yıllık izinlerini kullanamadığı bir Organizasyondan bahsediyorum. Bu Organizasyon Türkiye’nin hangi şehrinde olursa olsun adeta yer yerinden oynar, Reisicumhurundan tutun da yabancı ülkelerin Devlet Başkanlarına varıncaya dek acayip görkemli bir törenle açılış yapılırdı. Çok değil, Trabzon’da yapılan “EYOF 2011” Avrupa Gençlik Olimpiyatları müsabakalarına Spor Bakanları, yabancı Devlet Adamları ve birçok kuruluş katılmıştı. Hiç unutmuyorum o günlerde yeni Bakanlık koltuğuna oturmuş olan Suat Kılıç konuşmasında kendisinden önceki Spordan sorumlu Devlet Bakan’ı olan Faruk Özak’a teşekkür etmediği için Tayyip Erdoğan kendisi teşekkür etmişti. Aynı hatayı Çağatay Kılıç’ta yaptı, bırakın konuşmasında kendisinden önceki Bakana teşekkür etmeyi, adama davetiye dahi göndermemişti. Ama aynı Recep Tayyip Erdoğan bu kez Suat Kılıç’a yaptığından çok daha ağırını Çağatay Kılıç’a yaptı. Ne açılışına katıldı ne de Başbakanı gönderdi. Bunlar bir yana açılışın yapıldığı günün ertesi günü Çağatay Kılıç’ın koltuğunu altından aldı, bu anlayana çok ağır bir iştir, zira Olimpiyatların bitmesi dahi beklenmeden Spor Bakanı değişti.

    Peki, yerine gelen Bakan ne yaptı?  Derseniz, Kayınçomun ricasıyla bir gün geldi Valilik’ten başlamak suretiyle Olimpiyatları da ziyaret edip gitti, oysa Çağatay Kılıç öyle mi yapıyordu, Samsun’dan hiç ayrılmadığı gibi Annesi, Babası Sheraton Otelde konaklayıp Olimpiyatları seyrediyorlardı. Sadece bu mu? Derseniz, elbette ki değil. Adamlara özel aşçılar tutulmuş her türlü hizmetleri VİP yapılmaktaymış. Bakanlar Kurulu açıklanınca zavallı aile bireyleri oteli anında terk etmek zorunda kalmışlar, doğrusunu ararsanız ben de buna çok ama çok üzüldüm!.... Çağatay Kılıç Vekil oldu, Bakan oldu ama asla siyasetçi olamadı, bundan sonra da olması mümkün değil, görev yaptığı süre zarfında tek bir tane yeni projeye imza atmadı, sadece kendisinden önceki Bakanın başlattığı projeleri bitirmekle övündü, o projelerden birisi de Olimpiyatlardı. Olimpiyatları alırken şöyle mücadele ettik, böyle uğraştık diyordu ya, tamamı Hilafı Hakikat. Bu Olimpiyatları benim de günahım kadar sevmediğim Suat Kılıç getirdi Samsun’a.

    Olimpiyatlatın açılışında en ufak bir görkem olmamasına rağmen bazı yalaka basın camiası; “büyüleyen açılış”, “efsane açılış” gibi gerçeklerle uzaktan yakından ilgisi olmayan haberler yaptılar. Gönül isterdi ki geçekten Dünya’nın üçüncü Spor Organizasyonu olan bu Organizasyona yabancı Devlet Başkanlarından başlamak üzere bizim Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve birçok üst düzey görevli katılsın, ama maalesef ki çok sönük bir katılımla açılış yapıldı. Bugün de Olimpiyatların son günü, Sağlık Bakanı Demircan da burada. Muhtemelen kapanışı ona yaptırırlar ama bana sorar iseler, kapanışı Çağatay Kılıç’ın kankası, yanından ayırmadığı, olmazsa olmaz dostu Adnan Konaş yapsın. Zira Çağatay Kılıç’ın Bakanlığı döneminde Konaş’ın ne kadar etkili olduğunu, neler yaptığını, hangi binaların Kredi ve Yurtlar Kurumuna kiralanmasında emeği olduğunu çok iyi bildiğimden, bu kadar emeği olan bir insana da vefalı davranıp Olimpiyatların kapanışını yaptırmak yerinde olur diye düşünüyorum.

   Yeni Bakan deyince aklıma bir şey geldi, yazımı bitirmeden onu da belirtmek istiyorum, Ahmet Demircan yaklaşık kırk yıldır tanıdığım bir arkadaş. Kendisi ile ilgili daha önce yazdıklarımı bilirsiniz çok iyi kitap okuyan, idealist bir dava adamıdır. Ak Parti İl Başkanı Muharrem Göksel’in daha önceleri ona nasıl davrandığını herkes biliyor, Ahmet Bey Bakan olduktan sonra Muharrem Göksel’in, “Ahmet Demircan eşimin akrabası” demeye başladığını duydum, doğrudur veya değildir bilmiyorum. Ancak fısıltı gazetesinden gelen bilgi bu yönde. Aynı Muharrem Göksel Ak Parti İl Başkanı olacağı zaman da Kayınçoma, “anne tarafım Of’un İvyan (yeni adı yazlık) köyünden” diyerek onu ikna etmiş. Ama İl Başkanı olduktan sonra, nerede bir Trabzonlu, Rizeli ve o bölgenin adamı varsa tamamını devre dışı bırakıp Çerkezlerle Muhacirlere öncülük verdiğini söylüyorlar. Diyeceksiniz ki, “doğru mu bunlar?”. Elimde tayin ve atamalarla ilgili bilgiler var zamanı gelince yazarım da siz de görürsünüz, demek ki Muharrem Göksel siyasetin bu yönünü iyi öğrenmiş. Son Bakanlar Kurulunun açıklanmasının ardından sadece Samsun değil tüm Türkiye’de siyasette dengeler değişti. Artık Lionsların, Masonların, Soroptimistlerin,Oroptomistlerin hâkim olduğu bir Ak Parti değil Milliyetçi ve muhafazakâr tabanın temsilcilerinin hâkim olduğu bir Ak Parti Hükûmeti var buna elhamdülillah diyerek sözlerime son veriyorum, iyi haftalar. Kalın sağlıcakla.