KAŞ YAPARKEN GÖZ ÇIKARMAMAK LAZIM

                      

                İnsanların bir kısmı öyle bir hale gelmiş ki anlatamam, sizin yazdığınız doğruları hazmedemeyip sizin birilerine yaranmak için veya ekonomik beklenti içersinde olduğunuz için yazdığınızı düşünecek kadar basitleşmişler. Bu şehirde yaşayan ve beni birazcık tanıyan herkes bilir ki üç kuruşluk dünya menfaati için asla eğilmem, yanlışı dostum yaparsa onu ilk önce uyarırım gereğini yapmaz ise yazarım, aynı şekilde düşmanım doğru yaparsa onu da takdir etmek benim kişiliğimin gereğidir. Seçimlerin ardından ve seçimin son günlerinde yazdığım bazı köşe yazılarından bir kısım okurlarımızın rahatsızlık duymasına son derece saygı duyarım ancak sırf bize olan düşmanlıkları nedeniyle birilerinin bazı yorumları yazması onların gerçek kişiliklerinin dışa yansımasıdır. Yüce Rabbimiz Kuranı Kerim'de “Lehum kulubün la yefkahune biha.......”   sözleriyle başlayan Ayeti celilede  mealen “onların kalpleri vardır ama anlamazlar, kulakları vardır duymazlar, gözleri vardır görmezler” buyurmaktadır, o insanlar söyleyecek çok fazla bir şey yok.. Biz yıllardır yazdığımız yazılara tepki gösterenlere o gün üzülmediğimiz gibi daha sonra haklı çıktığımızda bizden helallik isteyip sen çok haklıymışsın dediklerinde de sevinmedik. Örneğin  2011 seçimlerine İstanbul  Milletvekili seçilen Of Belediye Başkanı  Oktay Saral'ın  yerine meclisten seçilen arkadaşın yetersiz olduğunu yazdığımızda bize veryansın edenler daha sonra bizden özür dileyip haklı olduğumuzu söylediler ve o arkadaşı bu seçimde değiştirip yerine teknik adam olan bir Belediye Başkanı seçtiler. Biz o gün o arkadaşın kişiliğine bir şey dememiştik sadece yetersizliğini yazmıştık bugün de aynı noktadayız ama yeni seçilen arkadaşımız teknik adam daha önce Belediyenin imar işlerinde amir pozisyonunda olan bir arkadaştı bu arkadaşımız bu işi fevkalade yapacak kapasitede bir insan.

                Bu detayları verme nedenim şimdi yazacaklarımı bazı arkadaşlar yanlış değerlendirip Adnan Bahadır birilerinden beklenti içersinde düşüncesinde diyebilir diye yazdım benim neyi neden yazdığımı Yüce Rabbim biliyor kulların şöyle veya böyle değerlendirmeleri hiç önemli değil. Bu şehirde cemaatin düşman ilan ettiği veya kendi camiasına öyle lanse ettiği tek gazeteci bu fakirdir, bundan da en ufak bir rahatsızlığım yok sadece şuna üzüldüm benim çocuklarımın üçü de cemaatin okullarında, yurtlarında ve ya Dershanelerinde şu veya bu şekilde kalmış olmalarına rağmen bizi kendilerine düşman ilan etmiş olmaları onlar adına üzücü bir durum. Kaldı ki Cemaatin en güçlü olduğu dönemlerde siyasetçilerin büyük bir kısmının onların etrafında dolaşıp ağabeylerinden İmamlarından talimat aldıkları günlerde ben aklını kiraya verenlerin yanlış yolda olduklarını yazmış olmam Cemaate düşmanlık değil anlasalar bilakis dostluktu ama onların işine gelmediğinden bizi düşman ilan ettiler. Onlar için kafayı çeken, her türlü hezeyanı yapan insanlar bizden daha makbuldü ama biz hiç bir zaman alnı secdeye giden insanlarla diğerlerini bir tutmadık.

                Gelelim şimdi düşündüklerime Hükümet haklı olarak Cemaat mensuplarına operasyonlar düzenleyeceğini hatta inlerine kadar ineceklerini beyan ediyor, burada üzerine durmak istediğim bir nokta var cemaat mensubu olup da hiç bir eyleme katılmamış çok kıymetli insanlar var bu insanlara dokunmak gayretullaha dokunur, bu insanların inandıklarına saygı duymak lazım. Cemaatle bağları sadece inanç bağlamında ve çocuklarının düzgün çevrelerde olması adına onlarla irtibat halinde olan bu insanlara saygı duyulmaz ise çok yanlış yapılır. Bu konuda bazı bürokratlarla ilgili bazı çalışmaların yapıldığını öğrendim, örneğin geçenlerde bir Kamu kurumunun başında bulunan değerli bir arkadaşın istifası istenmiş, o da hiç ikilemeden istifa etmiş. Ben bu arkadaşı biraz olsun tanırım cemaate bağlıdır ancak Hükümetin aleyhinde olacak bir eyleme girdiğini duymadım, şayet sırf cemaat mensubu diye istifası istenmiş ise buna ciddi anlamda üzülürüm, yok arkadaşımızın bir eylemi var ve bu eylemi ispat edilmiş ise saygı duyarım. Bir insan bir cemaate mensup olabilir, o cemaatin manevi anlamdaki talimatlarını yerine getirebilir bu hiç önemli değil önemli olan Hükümete karşı bir eylem yapmış mı? Yapmamış mı? Sorun burada, bu nedenle yapılan icraatlarda kaş yapayım derken göz çıkarılmamalı. Cemaat mensubu arkadaşlara da bir tavsiyem olacak ülkenin içersinde bulunduğu durumu göz önüne alarak cemaate yakın basın ve yayın kurumlarının gazete, dergi gibi yayın organlarını ısrarla kamu kurumlarında insanların gözüne sokarcasına cihat mantığı ile okumaları doğru bir davranış biçimi değil.

                Bu şehirde cemaatin en büyük zararını görmüş birisi olarak bu yazıyı kaleme alma nedenim kimseye yaranmak veya kimseden bir beklenti içerinde olmak değil sadece ve sadece sapla samanı birbirine karıştırmadan bazı icraatların yapılmasını istemiş olmamdır. Daha düne kadar cemaatten her türlü nemalanan onların talimatları olmadan adım atmayan insanların bugün cemaate mensup insanlara selam dahi vermediklerini, hatta telefonlarına dahi bakmadıklarını görünce bu yazıyı kaleme almanın gereğine inandığım için bu yazıyı kaleme aldım. Cemaat mensubu kardeşlerime tavsiyem Allahın onlara verdiği aklı ve irade i cüz' iyelerini çok iyi kullanıp eğri ile doğruyu ayırt etmeleridir. Sözlerime son verirken Yüce Rabbimden bugünlerin bir an önce geride kalmasını diliyorum. Kalın sağlıcakla                                                        

                 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR