KAYINÇOMUN VERDİĞİ CEVAPLARA BİZİM ALAŞ DAHİ İNANMAZ

Hukuka saygımız sonsuz ancak hukukçulara asla, nedenine gelince aynı konuda bir mahkemenin verdiği hükümle başka bir mahkemenin verdiği hüküm çok farklı olunca insan hukukçulara saygı duymakta güçlük çekiyor. Türkiye'de AK Parti iktidarının gelmesiyle birlikte Monşerler dönemi nasıl bittiyse, insanlara yukarıdan bakan ayrıcalıklı insan olduklarını sanan adliye mensupları da ağır, ağır hak ettikleri görevlere gitmekteler. Bir yargıç vereceği karar öncesinde birileri tarafından ziyaret ediliyor ve vereceği kararla ilgili ziyaret edenlerin istekleri doğrultusunda karar vermesi halinde Yargıtay üyeliğine atanacağı sözünü aldıktan sonra masum insanları tutuklarsa soluğu bulunduğu makamın altındaki makama atanmakta alır.

Bir başka yargıç mahkemenin salıverdiği bir tutukluyla ilgili mahkeme başkanını arayıp, neden tutukluyu saldın, biz onu bir sonraki celsede salmayı planlamıştık dediğinde hakim tarafından terslenip telefon suratına kapatılmışsa o da soluğu makamından olmakla alır. Hiç kimse yaptığının yanında kar kalacağını sanmasın, nasıl ki Yüce kitabımız “kim zerre kadar, iyilik ve kötülük yaparsa karşılığını mutlaka görecektir” buyuruyorsa bu dünyada da iyilik ve kötülük edenler mükafatlarını mutlaka göreceklerini unutmasınlar.

Bu konuda detaylı bir yazı yazacağımdan asıl konumuza gelmek istiyorum. Sevgili kayınçom kamyon şoförü yazdığım köşe yazıları ile bize cevap göndermiş. Gönderdiği cevapta seri halinde yazdığım bu yazı dizisini iyi okuyun, kamyon şoförü vezir hazretlerinden ne istedi, kaldığımız yerden devam ve temayül yoklaması ile ilgili yazdığım yazılara verdiği cevapları yan tarafta aynen yayınlıyoruz, ancak bu yazılarla ilgili bir kaç kelam etmek istiyorum.

Temayül yoklamasında veya oylamasında her ne ise kayınçomun neler yaptığını bu şehirde bilmeyen yoktur, ayrıca ilçe teşkilatlarında görevli arkadaşlarla bizzat yaptığım görüşmelerin sonucunda sizleri bilgilendirdiğimi de bilmenizi isterim. Vezir Hazretleri'nden hiç bir talepte bulunmadığı yönündeki cevabına gelince çok fazla şey söylemeye gerek yok sadece çevre yolundaki mülkiyeti Büyükşehir Belediyesi'ne ait 30 dönümlük eski araba pazarının imar planının 2006 yılında değiştirilip benzinlik yapılmasının nedeni orayı kendisine vermemek için yapılan bir uygulamaydı. Zira kendisi orayı muayene istasyonu yapmak istediğinden biz benzinliğe çevirdik ve onun talebini reddettik. O imar planına bakıldığında kimin haklı, kimin haksız olduğu rahatlıkla ortaya çıkacaktır.

2005-2006 yıllarında İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin tuz satın alma ihalesini alan kayınçom bu ihalenin şartlarına uymadığı, tuz olarak verdiği malzemenin tuzdan fazla toprak ihtiva ettiği gerekçesi ile belediye tarafından ihale feshedilip KÖKTAŞLAR şirketinin kamu ihalelerine girmesi iki yıl süre ile yasaklanmıştır. Bu konudaki evraklar kamu ihale kurumundan veya İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden temin edilebilir.

Merhum İnönü'nün “Bu ülkede namussuzlar kadar namuslular da cesur olmadıkça ülkenin kalkınması mümkün değil” sözünün ne kadar doğru olduğunu bir kez daha hatırlatarak kendisine rahmet diliyorum. İnsanlar öyle bir hale gelmişler ki inandıkları gibi yaşamaktan vazgeçip yaşadıklarının çok doğru olduğuna inanarak yaşamaya başlayınca bu kez biz aykırı adam oluyoruz. Be Allah'tan korkmaz kuldan utanmaz adamlar yaptıklarınızın bire bir şahidi olmama rağmen hala daha inkar etmeye hiç mi utanmıyorsunuz? Allah'tan korkmuyorsunuz bari konuştuklarınızı bire bir yaşayanların gözlerine baka baka yalan konuşmayınız da insanlar nazarında kendinizi bitirmeyin.

Adili mutlak olan Rabbim o kadar büyük ki, insanların gerçek yüzlerini tek, tek ortaya çıkarmamıza fırsat veriyor. Bunlara kalsa her haltı yiyecekler, insanlar karşılarında hazır ol vaziyetinde duracak, bunlar bulundukları bölgenin küçük ilahları ya (Haşa) onların doğuştan dokunulmazlıkları var. Yiyecekler, içecekler, S.......lar, kimse onlara gözünün üzerinde kaş var demeyecek, öyle mi, halep orada ise arşın burada ölçüp, bakacağız kim haklı kim haksız. Kalın sağlıcakla