KİM KAYBETTİ?

Konumuza girmeden önce adaylarla ilgili birkaç kelam etmek istiyorum. CHP, İlkadım ve Atakum adaylarını açıkladı, şahsen CHP’nin mevcut Atakum belediye başkanını o kadar kolay harcayacağını düşünmemiştim. Aday olan arkadaşı hiç tanımıyorum, Atakum’da bir otel işlettiğini, daha sonra mülk sahibiyle yaşadığı sorunlar nedeniyle tahliye ettiğini, başka şeylerin de yaşandığını ama bunları yazmaya gerek görmediğim bir arkadaşmış. Kendisine hayırlı uğurlu olsun diyorum. Atakum’da CHP güçlü ancak seçimi almak çok da kolay olmasa gerek. Cemil Deveci’nin bu saatten sonra ne yapacağı da çok önemli, geçtiğimiz yerel seçimlerde seçimi nasıl aldığını az çok biliyorum. Eski Başkan Metin Burma’dan tutun da bazı AK Partili ve MHP’lilerin nasıl destek verdiklerini, Trabzon, Rize lobisinin neler yaptığını ve seçimi nasıl kazandığını biliyorum. Aday yapılan arkadaşımız görünüş itibarı ile cana yakın sevecen kişilikli bir arkadaş olduğu görülüyor, yakından tanımıyorum ama yapacağı çalışmalar ve AK Parti’nin koyacağı aday bundan sonraki süreci belirler.

İlkadım’da aday gösterilen Murat Şenel tanıdık bir sima, düzgün bir arkadaş ama İlkadım’da CHP’nin oyu belli, seçimi alması mümkün değil. AK Parti’nin koyacağı aday çok önemli. Vezir Hazretleri sürekli anketler yaptırıyor. Cumartesi pazar anketler vardı, beş isim soruluyordu. Necattin Demirtaş, Süleyman Kaldırım, Murat Şenel, İhsan Kurnaz ve Haluk Tan isimleri soruldu. Bu anketten kim birinci çıkar derseniz; Necattin Demirtaş birinci çıkar, Süleyman Kaldırım ikinci çıkar, gerisini de siz tahmin edin. Daha önceki anketlerde Yahya Çınkıl ismi yüksek çıktığından Vezir Hazretleri onu çıkarıp bu anketi yaptırdı, tek derdi İhsan Kurnaz’ı aday yapmak, bakalım ne olacak. Cumhurbaşkanı anketlerde manipülasyon yapıldığı anlamış, o nedenle de farklı farklı anketler yapılıyor. Necattin Demirtaş ile Erdoğan Tok’un sorulduğu bir anket de yapılacağını duydum, şayet doğruysa Vezir Hazretleri anketlerden istediğini çıkaramadığını görünce bu yola başvurdu demektir. Bu sorunlar nedeniyle aday açıklamaları şubat ayına sarkmış, cumhurbaşkanı anketlere bizzat müdahale etmiş, anket firmalarının sahipleriyle görüşüp ona göre karar verecekmiş. Diğer ilçelerde de sıkıntılar olmuş. Bafra, Tekkeköy, Lâdik, Çarşamba ve Terme’de farklı dengeler ve anketler ortaya çıkmış. Bunlarla ilgili detaylı bilgiyi daha sonra vereceğim, şimdi yazı başlığımıza geçmek istiyorum.

Geçtiğimiz hafta ülke gündemine bomba gibi düşen Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde yaşanan kaymakamın imamı dövme iddiasıyla ilgili de imamlık yapmış birisi olarak kanaatimi arz etmek istiyorum. Öncelikli olarak şunu belirtmek isterim ki gece evimizde rahat yatıp uyuyabiliyorsak bunun tek nedeni vatan uğruna canlarını, kanlarını ve mallarını feda eden vatan evlatlarıdır. Şehadet şerbetini içen bu yiğitler olmasaydı Suriye, Irak ve Filistin gibi olacağımızdan kimsenin en ufak bir şüphesi olmasın. Sınır ötesi operasyonlarının yapılma nedeni vatanımıza kast edecek hainleri bertaraf etmektir, orada şehit düşen kardeşlerimize Allah’tan rahmet ailelerine başsağlığı diliyorum. Ancak olaya farklı bir açıdan bakacak olursak imamın yaptığı hatayı başka bir hatayla düzeltmek hiç hoş olmamış. Güneydoğu’da yaşanan sıkıntıların temelinde halkla bütünleşememek, polis devletinin gereklerini yapıp, gönül devleti muamelesi yapmamanın sonucunda halkla devletin bütünleşememiş olmasıdır. Polisiye tedbirlerle, asıp kesme tehditleriyle sonuca varmak mümkün değildir. Yapılması gereken şey halkın kültürüyle, inancıyla, töresiyle barışık yaşamanın yollarını arayarak toplumun gönlünü kazanmaktır. Aksi halde ne yaparsanız yapın o bölgeden ne oy alabilirsiniz ne de huzur bulabilirsiniz. Sürekli olarak seçimi kaybedersiniz, Belediyeleri onlara teslim edersiniz sonra da kayyım atamak suretiyle yönetmek zorunda kalırsınız.

Yıllarca hutbe okumuş biri olarak öncelikle şunu söylemek isterim; hutbede ne okunacağını kaymakamın bilmesi için önceden okumuş olması lazım. Bunu kaç tane kaymakam yapar onu siz takdir edin. Demek ki bölgedeki hassasiyeti biliyor, imamla ilgili de kafasında bir şeyler oluşmuş olmalı ki hutbede ne okunacağını biliyor. İmamın yaptığını kabullenmek mümkün değil ama bunun karşılığı bu değil ki. Zaten adama okumadığı yeri okutmuşsunuz tekrar odasına gidip bağırıp çağırmanın âlemi yok ki. Hadi onu yaptınız; imam rapor aldıktan sonra tekrar kaymakamlığa çağrıldığı iddia ediliyor, doğruysa bu da yanlış. Burası bir hukuk devletidir, yapılması gereken soruşturma açıp gereğini yapmaktır. Bu saatten sonra orada AK Parti’nin oy alması veya vatandaşın gönlüne girmesi mümkün mü? Bunu seçimde göreceğiz. Bu olayın kazananı yok ama AK Parti’ye zarar vereceği ortada diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR