KONU MENFAAT OLUNCA...
KONU MENFAAT OLUNCA BİRİLERİ KARDEŞ OLMUŞ!..
Şöyle etrafımıza baktığımız ve olayları biraz incelediğimiz zaman siyasi çizgilerin, partilerin, ideallerin hikaye; menfaatin ise her şeyin üzerinde olduğunu rahatlıkla görebiliriz. Sıra konuşmaya geldiğinde mangalda kül bırakmayan politikacılar, nutuk atıp, insanlardan oy isterken dürüstlükten, doğruluktan ve ideallerinden bahsederken, dinleyenler de, "Bu insanlar ne kadar dürüst insanlar" demekten kendilerini alamıyorlar, ancak icraata gelince konuştuklarında ne kadar samimi olup, olmadıklarını rahatlıkla gözlemliyoruz.
Bazı meslektaşlarımız herkesin gazeteci olamayacağından dem vurup, bizleri eleştirdiklerinde onları okuyanlar ne demek istediklerini anlamamış olabilir, bugünkü yazımızda bu arkadaşlarımızın ne demek istediğini, haklı mı, haksız mı olduklarını rahatlıkla anlama imkanı bulacaklardır. Mediva Hastanesi ile ilgili haber, köşe yazısı, tv programları yaptığımızda ilgili makamların harekete geçmediğini görünce 07.10.2009 tarihinde Cumhuriyet Savcılığı"na giderek, bizzat müracaatta bulunup, bu binaların 2981 ve 3290 sayılı İmar Affı yasalarından yararlanılarak ruhsat aldıklarını, İmar Affı"ndan ruhsat almış olan binalarda plan tadilatı yapılamayacağını, yapılması halinde ise suç teşkil edeceğini, şikayetin yapıldığı tarih itibari ile bu konularda belediye meclislerinde çalışmalar yapıldığını, Atakum Belediye Meclisi"nde bu konuda bir plan tadilatı yapılıp, 1/1000"liğinin onaylandığını, daha sonraki aylarda da 1/5000"liğinin Büyükşehir Belediye Meclisi"nden geçeceğini dilekçemde belirtmiştim. Dilekçede yazdıklarımın tamamı mota mot ilgili meclislerden Ak Parti ile CHP"nin iş birliği sonucu geçmişti, sadece MHP bu planlara "ret" oyu vermişti. Şikayet konusu olayın muhatabı CHP"li Atakum Belediye Başkanı Metin Burma olduğundan, konu Cumhuriyet Savcılığı tarafından İçişleri Bakanlığı"na bildirilmiş, İçişleri Bakanlığı ise birilerinin devreye girmesi ile konuya ilişkin şikayetin işleme konulmaması yönünde bir teklif Sayın Bakan"a sunulmuş, Bakan Bey de olur vermiş. Hiç unutmuyorum 2007 yılında Büyükşehir Belediyesi"ne gelen müfettişler yaptıkları teftişte Belediye Meclisi"nin yaptığı bazı plan uygulamalarını yasalara uygun bulmamış, belediye başkanı ve meclis üyelerinin yargılanmasını talep etmişti. Vezir Hazretleri, İçişleri Bakanlığı, bürokratları ile yaptığı görüşmelerde Bakan"ın müfettişlerin soruşturma taleplerine izin vermemesini, istemesine rağmen, olumlu sonuç alamamış, konu savcılığa intikal etmişti, konu halen mahkeme gündemindedir. O zamanki İl Teşkilatı, milletvekilleri, Vezir Hazretlerinin karşısında olduğundan, konu savcılığa gitti, ama şimdiki İl Başkanı, milletvekillerinden bir kısmı (O gün karşı olanlar dahil) Vezir Hazretleri ile uzlaştığından, durum farklı. Bilmem olayın vahametini anlatabildim mi Konu Ak Parti İl Başkanı"nın Mediva Hastanesi olunca devreye giren birileri yargılanma yolunu tıkıyor, velev ki muhatap CHP"li bir Belediye Başkanı olsun...
Olayın daha da enteresan boyutu Metin Burma Atakum"da bulunan bilbordlara, totemlere kendisinden önceki Ak Partili Belediye Başkanı Adem Bektaş"ın bıraktığı 28 Milyon liralık borcun 13 milyon lirasını ödediğini ve 15 milyon lira borç kaldığını belirten reklamları halkın bilgisine sunmuş, ama aynı Ak Parti Metin Burma"nın soruşturmasına izin vermiyor. Diğer yandan da eski Başkan Adem Bektaş, Adem Güney"in yanından ayrılmıyor, hatta işi o kadar ileriye getirmiş ki, eski yakın arkadaşlarını dahi Adem Güney"den korkusuna aramıyor. Bu yazdıklarıma belki inanmayacaksınız ancak resmi evrakları görünce, benim yazdıklarımın doğru olup, olmadığını anlarsınız. Bugüne kadar yazdığım köşe yazılarından bir tanesinde dahi elimde evrak olmadan yazmadım, şayet öyle yapmış olsa idim bu yazıların bu kadar okunma şansı olmazdı. Yaptığımız her manşet haberin, yazdığım her köşe yazısının evrakları elimdedir, dileyen herkese verebilirim. Zaten zaman zaman resmi kurumlar talep ediyor, biz de veriyoruz. Örneğin geçen hafta yaptığımız naylon fatura haberi ile ilgili evrakları da istediler verdik, ancak birileri devreye girip, faturaları değiştirmeye kalktığı yönünde duyumlar aldık, şayet doğru ise takipçisi olacağımızı bilmelerinde yarar var.
Gelelim meslektaşlarımızın tenkit ettikleri herkesin gazeteci olup, olamama meselesine. Onlar gazeteciliği gezip, dolaşıp, birilerinin daveti sonucu bir ziyafetle onların istediği gibi haber yapma ve yazı yazma sanatı sandıklarından, bu yaptıklarımızı onların garipsemeleri kadar normal bir durum yoktur. Onlar için gazetecilik zevk-ü sefa içerisinde alem yaparak papağan gibi yazmaktan ibaret olabilir, ancak bizim için gazetecilik merhum Akiflerin, Nazım Hikmetlerin, Necip Fazılların yaptığı gibi gerçeklerin arkasında bizatihi durarak, bedel ödeme sanatı olduğunu düşündüğümüzden bu yolu tercih ettik. Pişman da değiliz, durmak yola devam. Kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.