KONUT KREDİSİ VE ANKETLER
Bugün iki konuya değinmek istiyorum, bunlardan ilki Hükümetin çıkardığı düşük faizli konut kredisi, bir diğeri ise son zamanlarda sosyal medyadan sürekli yayınlanan anketler olacak. 0.69 Faizli konut kredileri konusunda ciddi bir şikayet var, hem Müteahhitlerden şikayet geliyor, hem de vatandaşlardan. Vatandaş iki yönlü dertli birincisi düşük faizli kredinin sadece sıfır dairelere veriliyor olması, ikinci dertleri ise Müteahhitlerin sattıkları rakamın ancak dörtte birini fatura ettikleri, hal böyle olunca da kimsenin daire satın alamadığıdır. Bu konuda şunu belirtmek isterim ki ben de otuz yıldan beri zaman, zaman yap sat inşaat yaparım, bazen yaptığım binayı satmam yurt yaparım, bazen farklı amaçlarla kullanırım, bazen da satarım. Hayatımda kredi kartı hariç hiç kredi kullanmış bir insan değilim, önceki sene çalıştığım Bankanın müdürü aradı düşük faizli KGF çıktığını, bana da verebileceğini söyledi sağ ol almayayım dedim, akıllılık mı ettim ahmaklık mı bilemiyorum. Vatandaş kendi açısından haklı, zira alacağı dairenin kredisini kullanmak için faturaya ihtiyacı var ama müteahhit de haklı şayet sattığı rakamdan fatura keserse yarısı gelir vergisine gidecek, yüzde sekizi KDV’ye gidecek olduğu gibi zarar desek yeri var. Yapılan üretimin tamamına faturalama imkanı yok, işçi, taşeron fatura kesemez, nereden bulacaksınız o kadar faturayı, asla bulamazsınız o nedenle müteahhitler de haklı. Burada olması gereken şudur her vatandaş daire sahibi olacak diye bir kural yok beş, on sene çalışıp birikim yapacaklar, o birikme ilave kredi çekip daire sahibi olacaklar yalandan kimse kimsede kabahat aramasın. Kaldı ki Hükmet düşük faizli kredi paketi açıkladı Bankaya bir sorayım daha önce almadığım krediyi şimdi alabiliyor muyum diye çalıştığım kamu Bankasının müdürü “Abi bana gelen toplam para bir buçuk milyon lira kime vereceğim” dedi. Şimdi bizde isyan edip veryansın mı edelim, kaldı ki konuşurken Müslümanlığı kimseye vermiyoruz ama iş krediye gelince Müslümanlık ortadan kalkıyor, buna münafıklık mı denir, riyakarlık mı denir, yoksa menfaat Müslümanlığı mı siz takdir edin.
Gelelim ikinci konumuza, seçimler yaklaştıkça herkes kafasına göre siyaset yazıyor, anket yayınlıyor, toplumun nabzını tuttuğunu iddia ediyor ama kimse objektif davranamıyor, ya ideolojisine uygun şeyler yazıyor, ya kızdığı siyasi partileri yok sayıyor veya işkembe-i kübrasından atıp tutuyor. Birkaç ulusal anket şirketini takip ediyorum, şimdiye kadar gerçeklere yakın anket yayınlayanına rast gelmedim. Daha önce iktidarı olduğunun iki katı göstermeye çalışan bir anket şirketi şimdi muhalefeti olduğunun iki katı göstermeye çalışmakta. Bu işler algı yönetmekle olmuyor, İYİ partinin il kongresinde sahanın salona yansımasını gördük, şişirdiklerinin yarısı bile çıkmadı, insan azıcık çalışır, ilçelerden yardımcı olmalarını ister salonu doldurur. Delegeyle misafirler olmasaymış Meral Hanım boş salona konuşacakmış. Her neyse bununla ilgili zamanı geldikçe yazarız, konumuza dönecek olursak yapılan anketlerin birinde Samsun var, o ankete göre Samsun’da Ak parti 3, CHP 3, İYİ parti 2, MHP 1 vekil çıkartıyor. Bu şehirde ben kendimi bildim bileli CHP hiç bir zaman üç vekil çıkaramamıştır, diğer sağ partilerden ANAP, DYP, AP ve Ak partinin silip süpürdükleri yedi, sekiz vekil çıkardıklarını gördük ama CHP’nin ikiden fazla Vekil çıkardığını hiç görmüş değiliz.
Partilerin en çok para harcadıkları kalemlerden birisi de Anket firmalarına yaptıkları ödemelerdir, bu anketlere ödedikleri paralar karşılığında yayınlattıkları anket sonuçlarını hepimiz biliyoruz. Önemli olan yayınladıkları anket sonuçları değil, vatandaşın tercih yaptığı partilerdir, bunun doğruluğunu onlar da biliyor ama işlerine geleni yayınlıyorlar. Samsun’da an itibarı ile Ak partinin dört vekil çıkarabileceğini, CHP’nin iki Vekil çıkarabileceğini, İYİ partinin daha önce çıkardığı tek Vekile bir ilave ile iki Vekil çıkarabileceğini, MHP’nin de bir Vekil çıkarabileceğini düşünmekteyim. Bu dediğim bugün için geçerli olup, partilerin listelere koyacakları isimler, üretecekleri sloganlar, iktidarın vatandaşa yönelik yapacağı iyileştirmeler doğrultusunda ciddi anlamda değişiklik olabileceği de muhakkak. Vatandaşın listelerde değişiklik beklentisi var, bu değişiklik nasıl olur onu bilemem ama gerekli olduğu bir gerçek. Kanaatimce ne demek istediğim anlaşılmıştır, kendi dünya görüşümüz ne olursa olsun konuşurken veya yazarken objektif olmak zorunda olduğumuzu yineleyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.