MESLEKTAŞLARIMIZ ÇOK GERİDEN GELİYORLAR

İnsanın kendisini övmesi doğru bir şey değildir. Zira kibir şeytan alametlerindendir. Allah hepimizi şeytanın şerrinden emin eylesin. Ancak hangi işi yaparsanız yapın hakkını vermek zorundasınız. Hakkını vermezseniz inandırıcılığınızı da kaybedersiniz. Meslektaşlarıma hangi alanda maharetliyseler o alanda yazmaları gerektiğini defalarca buradan ikaz etmiş olmama rağmen, bildiklerinden vazgeçmediler. Elbette siyaset de yazmalarında sakınca yok ama yazılanların gerçeklerle uzaktan yakından ilgisinin olmadığı ortaya çıkınca rezil olmanın ne anlamı var anlamış değilim. Örnek vermek gerekirse biz bundan bir ay önce Millet ittifakının adayının Mehmet Çakar olacağını yazınca kimse oralı olmadı. Ne zamanki İYİ parti İl Başkanı yerel bir televizyon kanalında Mehmet Çakar ile görüştüklerini açıkladı; herkes balıklama daldı habere. Aynı şekilde Mustafa Demir’in adaylığını ta bir ay önce yazınca kimse ihtimal vermiyordu. Ne zamanki açıklandı herkes ‘vay be’ dedi. Şimdi de İlçe Belediye Başkan adaylarının ayın yirmisinden sonra açıklanacağını yazmışlar, oysa biz onu ta iki gün önce manşetten vermiştik.

 

Dikkat ettiyseniz, birkaç yazı önce Ak Parti’nin Büyükşehir Belediye Başkan adayları erken açıklamasının iki nedeni olabileceğini bunlardan birinin, açıklanan adayların tabanda karşılıklarının olup olmadığına bakılarak yeniden değerlendirilebileceğini, ikinci nedenin de Güneydoğu’da çıkacak bir savaş ihtimaline karşı erkenden açıklanmış olabileceğini yazmıştık. Nitekim ikinci ihtimalin yakında gerçekleşebileceği de ortaya çıkmış oldu. Bu işleri yazıp çizerken gece rüyaya yatıp sabah kalkınca yazmıyoruz. Dünyada ve ülkemizde olup bitenleri enine boyuna değerlendirip ona göre yazıyoruz. Siyasetin S’sini bilmeyen insanların nargile partilerinde, okey masalarında veya viskilerini yudumlarken yaptıkları kumardan anladıklarını yazmaları bu işi ne kadar bildiklerini bir kez daha ortaya koydu. Keşke bu konulara hiç girmeselerdi de bu durumlara düşmeselerdi. Toplum en ufak ayrıntıyı değerlendiriyor. Siz okurların bizlerden çok daha dikkatli olduğunuzu bizatihi gözlemledim.

 

Bazı Belediyelerin çok fazla üzerine gitmeyince okurlarımız zannediyorlar ki onlardan nemalanıyoruz. Oysa olayın ekonomik boyutu asla yok. Eski dostluklarımızın hatırına, aile boyu görüştüğümüz insanlarla ilgili yazıp çizerken çok daha dikkatli davranmak zorunda kalıyoruz. Geçenlerde bir Belediye Başkan adayı gelince, ‘ne ikram edeyim’ diye sorduğumda; ‘senin sağın solun belli olmaz çay içersek hatırı az olur, kahve içelim de belki kırk yıl hatırı olur da yazmasın bizimle ilgili’ dedi. Bu işin latifesi ama işim gerçeğinde de dostlarınızla ilgili haber yaparken daha dikkatli davranmak zorunda kalıyorsunuz. Belediyelerde olup biten her şeyi bu toplum bizden çok daha iyi biliyor. Biz de elimizden geldiği kadar yazıp çiziyoruz ancak taraf olan bazı insanlar ‘neden falancaya yüklenmiyorsun’ deyince onlara ne demek lazım bilemiyorum.

 

Dün yerel bir gazete, İlçelerle ilgili Ak Parti Genel Merkezi’nden birileriyle görüşüp alt komisyonlarda İlçe Belediye Başkanlıkları konusunda kararın verilip isimlerin üst kurula verildiğini yazmış. Biz o bilgiyi bundan on gün önce köşemizde okurlarımızla paylaşmıştık zaten. İlçe adayları konusunda yaptığımız yorumları alt komisyondan üst komisyona verilen isimler üzerinden yapmıştık. Bu arada yapılan anketlerin bir kısmının Ak Parti’yi Genel Merkezi’yle uzaktan yakından ilgisi olmadığını da belirtmek isterim. Örneğin, Canik’te iki gün önce bir anket yapılmış. Ankette Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na Mustafa Demir ile Osman Genç isimleri sorulmuş. Sizce bu anketin gerçeklerle uzaktan yakından ilgisi olabilir mi? Parası olan herkes birilerine anket yaptırıp sonuçlarını da bir yerlere verip ‘işte benim şu kadar destekçim var’ diyor. Bu işler öyle dedikleri gibi olsaydı Zihni Şahin yapılan anketlerden yüzde yetmişe yakın oy aldığı açık ve net ortada olmasına rağmen aday yapılmadı. Demek ki işler farklı yürüyor.

 

Bu arada Osman Genç’in tekrar Canik’e dönmek üzere bir çalışma yaptığını duydum. Ben Osman Genç’in ilk Büyükşehir adaylığında ‘boş hayaller’ diye manşet yaptığımızı bizi okuyanlar bilirler. Hatta Osman Başkan gazetemizi ziyarete geldiğinde kendisine ve ekibine aday olmasının mümkün olmadığını da söylemiştim ama Osman Başkan bu işe öyle inanmıştı ki aklınız şaşar. Temennim odur ki; Osman Başkan 31 Marttan sonra daha önce Şefik Yazgı’nın karşısında kaybettiği zaman bizim Yunus Güney’le gittiği yere gitmez. Bu konuda Yunus Güney’e çok iş düştüğünü de hatırlatmadan geçemeyeceğim. Konunun detaylarını Yunus Güney’den öğrenebilirsiniz. Benden bu kadar ipucu yeter sanırım. Sözlerimi bitirirken meslektaşlarımıza tavsiyem; işkembe-i kübradan veya nargile masalarından değil olayları gerçek kaynaklarından öğrenerek yazmalarıdır. Utanmasınlar bize sorarlarsa doğruyu söyleriz onlara. Bugünlük de bu kadar, kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR