MİLLİ EĞİTİM MÜDİREMİZE...
MİLLİ EĞİTİM MÜDİREMİZE TEŞEKKÜR EDİYORUM
Gazetecilerin görevi, gördükleri güzellikleri takdir etmek, yanlışlıkları eleştirmek olduğu gibi, yapılan yanlışlardan dönmenin erdemlik olduğunu bilen insanların yaptıkları güzel işleri de takdir etmektir. İşte bu bağlamda önceki hafta bir sürücü kursu ile ilgili Milli Eğitim Müdürlüğü"nün yaptığı hatalı uygulamadan dönüş yapıp, aldığı kapatma kararını mahkeme sonucuna kadar ertelemiş olması, takdire şayan bir konu olup, başta İl Milli Eğitim Müdiremize ve çalışma arkadaşlarına şükranlarımı sunarak bu günkü yazıma başlamak istiyorum. Bürokrasinin en sıkıntılı konularından birisi de amirleri bilgilendiren memurların verdikleri yanlış bilgi veya yapmak istediklerini amirlerini kullanarak yapmak istemeleridir. Üzülerek ifade etmek zorundayız ki hala daha ülkemizde bürokratik egemenlik hakimdir. Kurumların başına amir olarak atanan bürokratlar birlikte çalıştıkları mesai arkadaşlarını çok iyi tanımak zorundadırlar, aksi halde hiç istemedikleri uygulamaları yapıp, savunmak zorunda kalabilirler. Eskiden beri Milli Eğitim Müdürlüğü konusunda kurumun içerisinden birisi müdür olmalı dememin nedeni de budur. Yoksa dışarıdan gelen arkadaşlarımız çok iyi niyetli olabilirler ki öyle olduklarını da düşünüyorum, ama birlikte çalıştıkları mesai arkadaşları onlara yanlış bilgi verip, ciddi hatalar yapmalarına neden olabilirler. Örneğin kapatılmasına karar verilip, daha sonra ertelenen MTSK"nın durumu da aynen bu tür bilgi eksikliği veya kasıtlı olarak müdire hanımı yanlış bilgilendirme sonucu hiç karşılaşılmaması gereken olaylarla karşılaşılmıştır. Olayın aslı bizim köşemizde sizlerle paylaştığımız gibi mescitte bulunan seccadelerin fırlatılıp, öteye beriye atılması iken, müdire hanıma verilen bilgi seccadelerin yerden alınıp, duvara asılması şeklinde olunca, müdire hanım haklı olarak sürücü kursunu değil, kendi personelinin anlattığına inanmak zorunda kalmıştır. Diğer önemli bir konu kurs sahibinin kızının başörtüsüne, giyim, kuşamına yapılan saldırıdır. Bu kardeşimizin kurs sahibinin kızı olup, kursta resmi bir görevi olmadığı müfettişlere anlatılmasına rağmen, müfettişler, bu olayı kafalarına takıp, bu kursa haddini bildirmek gerektiğini düşünmüşler. Bu doğrultuda ilk önce İlçe Milli Eğitim Müdürü"nü istedikleri gibi yönlendirip, ardından onu da yanlarına alarak, İl Milli Eğitim Müdiremize bilgilendirmede bulunmuşlar, ardından kursa kapatma yazısı çıkarılmıştır. Kapatmaya esas bu anlattığım konular olmasına rağmen alacakları tepkiyi bildiklerinden, müfettişler olayı farklı mecraya çekip, gelen müfettişlere iyi davranmamak, pistin yönetmenliğe uygun olmaması, telafi edici derslerin verilmemesi gibi konuları bahane ederek, kapatma talep etmişlerdir. Burada asıl suçlu İlkadım İlçe Milli Eğitim Müdürü"dür, nedenine gelince hem şehrin yapısını çok iyi tanır, hem de sürücü kursunun nasıl bir insan olduğunu çok iyi bilir. İlkadım İlçe Milli Eğitim Müdürünün asıl sıkıntısı kullanmakta olduğu lojmanın Milli Eğitim Müdiresi tarafından boşaltılıp, kendisine tahsis edilmesidir. Bu olayın Milli Eğitim Müdiresi"ni hem siyasal açıdan, hem bürokratik açıdan, hem de manevi açıdan çok sıkıntıya sokacağını bildiğinden, yıpranmasına meydan verecek şekilde alt yapı hazırlamıştır. Burada çok önemli bir ayrıntı daha var, kursun eksiklerinin tamamlandığını tespit eden müfettiş raporu ile kapatmasını isteyen yazı aynı güne denk geliyor. Kurs sahibi müfettişin verdiği raporu İl Milli eğitim Müdiresi"nin özel kalemine ulaştırmış olmasına rağmen, özel kalemde görevli olan birileri bu yazıyı özellikle müdire hanıma ulaştırmıyorlar. Sizin anlayacağınız Müdire Hanım kendi personeli tarafından sıkıntıya düşürülüyor. Nevzat Bulut"un Milli Eğitim Müdürlüğü"nden sonra Milli Eğitim sürekli olarak özel kalem hegemonyasında yönetilmiştir. Hatta Milli Eğitim"de herkesin dilinde olan darbı misal Milli Eğitim Müdürü mü, yoksa Emine"nin müdürlüğü mü şeklinde dilden dile dolaştığı gelen kuvvetli rivayetler arasındadır. İster Hülya Hanım idare etsin, isterse Emine Hanım, ancak unutulmaması gereken hiç kimsenin yaptığının yanına kar kalmayacağıdır. Çekirge bir zıplar, iki zıplar, nihayet hak ettiği yeri bulur. Milli Eğitim Müdürlüğü"nün iç yapısını çok iyi bilirim, kimin eli kimin cebindedir, kim kimle gezer, dolaşır, kimler mesai biter bitmez bir araya gelip, durum değerlendirmesi yaparlar, hatta kimler mevcut idarenin yanında imiş gibi gözüküp, alttan, alttan oymanın peşindedirler. Dilerseniz bu konuda da bir yazı yazabilirim. Hoca Nasreddin"in dediği gibi kime gözüküp, kime gözükmeyeceğinize ona göre karar verebilirsiniz. Sizin kime gözüküp, kime gözükmeyeceğinizi bilemem ancak Milli Eğitim Müdiresi"ne yanlış yaptırmanın hesabını yapanlar benim gözüme hiç gözükmesinler, onlar kendilerini çok iyi bilirler. Hatta onların kimler olduklarını benim çok iyi bildiğimi de bilmeleri gerekir. Bugünlük de bu kadar yeteceği kanaatiyle iyi haftalar dileklerimle.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.