NE OLACAK ŞİMDİ?
Adamın birinin dediği gibi; ‘hastayım dedim inanmadınız ahada öldüm ne olacak şimdi’ diyerek bugünkü köşemi yazmaya başlamak istiyorum. Ne olacaktan kastın nedir derseniz elbette Cumhur ittifakında ne olacağını yazmayacağım. Zira daha önce de Cumhur ittifakında ne olacağını herkesten farklı ve aykırı olarak yazmıştım. AK Parti MHP ile anlaşır, iki ilçe verse dahi büyük bir ilçeyi verebilir, neticede anlaşırlar, herkes işine bakar. MHP aklı başında birisini İl Başkanı yapar olur biter. Erhan Usta’ya gaz verenler de belli bir zaman sonra ‘Bahçeli doğru yapmış, o bizim liderimiz’ deyip işin içinden çıkarlar. Diyeceksiniz ki MHP tabanı AK Parti’ye oy verir mi? Belli bir kesimi vermez ama lidere bağlı olan kesim verir. Erhan Usta İYİ partiden aday olursa seçimi alır mı derseniz, çok da kolay olacağını sanmıyorum. Zira AK Parti’ye tepkisi olanlarla konuşuyorum şiddetle AK Parti’ye kızmalarına rağmen ‘İYİ partiye de elimiz varmaz’ diyorlar. Peki, o zaman ne yapacaksınız diye sorduğumda ‘sandığa gitmeyiz’ cevabını veriyorlar. Hal böyle olunca da Millet ittifakının işinin çok da kolay olmadığını düşünüyorum. Ancak asıl konumuz bu değil tabiki, asıl konumuz AK Parti İl Başkanı Hakan Karaduman istifa ettikten sonra nasıl gelişmelerin yaşanacağı konusu olacak.
Hakan Karaduman insan olarak sevdiğim bir insan, aile boyu yaşam biçimi de bizim kültürümüze uygun bir kardeşimiz, o nedenle de göreve geldiğinde sevinmiştim. AK Parti kurulduğu günden itibaren gençlik kolları başkanlığından İl yönetim kurulu üyeliğine, İl Başkan yardımcılığına varıncaya dek teşkilatın her aşamasında görev almış bir kardeşimiz ancak İl Başkanı olduktan sonra öyle ciddi hatalar yaptı ki aklım şaştı. Yaptıklarını görünce demek ki bu iş teşkilatlarda çalışmayla olmuyor. Liderlik insanın karakterinde olması gereken bir haslettir demekten kendimi alamadım. Altı ay önce Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na layık gördüğü Erdoğan Tok’u altı ay sonra İlkadım ilçesine layık görmediğini Ak Parti Genel Merkezi’ne ifade edince AK Parti Genel Merkez yöneticileri; “Hayırdır Başkan altı ay önce Büyükşehir adayı olsun dediğin Erdoğan Tok’u şimdi İlkadım’a layık görmüyorsun altı ayda ne değişti” sorusunu yöneltince konuşacak bir şey bulamamış bir kardeşimiz.
Aynı Hakan Karaduman kendisini İl Başkanlığı koltuğuna oturtan siyasetçilere Muharrem Göksel’in başına gelenlerin neden geldiğini çok iyi bildiğini bu hataları asla yapmayacağını söylemiş olmasına rağmen ilk fırsatta en yakın destekçilerine yanlış yapması onun bu işi götüremeyeceğinin deliliydi. Hakan Karaduman’ın yerel seçimlerden sonra alınacağını biliyordum ama bu seçim sürecini nasıl yürüteceğini de merak ediyorum. Zira yakın ekibiyle bu işi götürmesinin mümkün olmadığı ortadaydı. İşin garip tarafı nedir biliyor musunuz? Yaptığı İl yönetimini öyle insanlardan oluşturdu ki; neredeyse tecrübeli bir kişi dahi yoktu yönetiminde. Bunu da kimin yaptırdığını daha sonra öğrendim. Bizim bebek yüzlü Vekil Çiğdem Karaaslan’ın kocasıyla olan ortaklığından ötürü Çiğdem Hanım’a çok etkili olmuş ve onun üzerinden Hakan Karaduman’ı istediği gibi yönlendirmiş. Hatta bir arkadaşa “Bir gecede AK Parti İl yönetimini nasıl yeniledim gördün mü” diyecek kadar da ileti gitmiş.
Bazıları Hakan Karaduman’ı Fuat Köktaş’ın adamı olarak lanse etti ama işin arka planı çok farklı. Hakan Karaduman göreve gelir gelmez ilk iş olarak İlkadım’da Erdoğan Tok’u devirmek için teşkilatta bir gün dahi çalışmamış Hakan Ay’ı İlçe Başkanı yaptı, ardından İl yönetimine Fuat Köktaş’a yakın bir Allah kulunu almadı. Ardından Atakum’da İshak Taşçı’yı devirmek için AK Parti’yle uzaktan yakından ilgisi olmayan Oğuzhan Serinkaya’yı Belediye Başkanı yapmak için Çiğdem Karaaslan’ı devreye soktu. Yetmedi bu işi başaramayacağını anlayınca onu Atakum’da meclis üyesi yapıp ‘Cukkacıbaşı’nın yerine koymayı planladı, hatta Mustafa Demir’in her karesinde Oğuzhan’ın olması talimatını da vermekten geri kalmadı. Canik’te Caner Göktepe için uğraştı. Sizin anlayacağınız Hakan Karaduman Ak Parti’nin kodlarıyla oynadı ve az daha görevde kalsaydı Ak Parti’yi özünden uzak liberal bir parti haline getirip işini bitirecekti. Biz bunları gördük ama yazmadık, neden yazmadık seçim sath-ı mâiline girildiği bir dönemde bunları yazmak bizim işimiz olamazdı da ondan.
Tüm bunlar olup biterken birileri de bunları arşivleyip AK Parti Genel Merkez’ine getirdi, seçim sonuna dek sabretme noktasında mutabakata varıldı. Ne zaman ki Hakan Karaduman o malum adamın kimsenin seyretmediği bir odalı yerel internet TV’sine yayına katıldı zaten işinin bittiğini anlamıştım. Hakikaten de öyle oldu, işi bitti. Hakan Karaduman’ın bu noktaya gelmesinde en büyük vebal iş ortağı avukat Hasan Tahsin Şengül, Oğuzhan Serinkaya benim Oflu Hemşerim Kenan Saroğlu ve Çiğdem Karaaslan’dır. Şimdi en çok üzüldüğüm nedir bilir misiniz? Oğuzhancım nasıl meclis üyesi olacak, Hakan Ay nasıl İlkadım’a yeniden dönecek, Kenan Saroğlu ne olacak? Bu arkadaşlar mahkemenin kadıya mülk olduğunu sandılar ama işin öyle olmadığını çok erken gördüler. Arkadaşlara tavsiyem önce Kuyucubaşından biraz siyaset dersi alsınlar, ondan sonra da geçmişte siyaset yapan ağabeylerini ziyaret edip onlara yaptıkları vefasızlıktan ötürü özür dileyip gönüllerini alsınlar. Ondan sonra da seçimde çok çalışıp kendilerini ispat etsinler ki, belki ileride tekrar siyaset yapma imkânı bulurlar, yoksa işleri zor haberleri ola. Bugünlük de bu kadar, kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.