NELER OLUYORMUŞ DA HABERİM YOK!

                                       NELER OLUYORMUŞ DA HABERİM YOK!
         Bugünkü  yazı başlığım, 'Emniyet Müdürü ne iş yapar?' şeklinde olacaktı. Nedenine gelince, şehirde yaşananlara baktığımızda İl Emniyet Müdürü'nün ne işe yaradığını merak ettim. Üçüncü  sayfa haberlerinin çokluğundan vaz geçtim, zira üçüncü sayfa haberleri o kadar çoğaldı ki buna engel olmak için,  işe aileden başlamak gerek. Emniyet Teşkilatının caydırıcılığı bir yere kadar etkili olabilir ancak insanlarda Allah korkusu, vicdan muhasebesi, ahiret inancı olmadığı sürece yapabilecek çok fazla bir şeyin olmadığını düşünüyorum. Peki neden 'Emniyet Müdürü ne iş yapar' diye yazacaktın derseniz, Emniyet Teşkilatının yapabileceği ve şehir insanını rahatlatabilecek o kadar çok işler var ki anlatamam. Örneğin Trafik konusunda, Emniyet Teşkilatı görevini hakkı ile yapmış olsa, inanın trafikteki sıkışıklık giderilir. Mesela ikinci şeride yapılan otoparklar kaldırılmış olsa, bu şehirde inanın trafik çok rahatlar, ama malesef buna kimse sesini çıkarmadığı için, önüne gelen araç sürücüsü ikinci şeride park edip trafiğin içine ediyor! Trafik polislerine olay intikal edip, olay yerine polis gelinceye kadar trafik içerisinden çıkılmaz bir hal alıyor. Oysa trafiğin yoğun olduğu bölgelere polis konulsa, oralara  park etmek isteyen araçlara engel olunsa, sorunun yarısı çözülür, ama polislere vatandaşa ceza kesmenin dışında bir görev verilmediği için onların da yapacak bir şeyleri yok! Bir de çok dikkatimi çeken başka bir konu var. Şehrin en işlek caddelerinde aracınızla ilerlerken, önünüzde bir Anbar Nakliyat arabası varsa yandınız demektir. Adam cadde de ne kadar esnaf varsa, tamamının yükünü indirene dek onu takip edeceksiniz. Dersiniz ki adam nakliye anbarı değil de çöp arabası. Azıcık korna çalıp, yolu aç demeye kalksanız, 'Görmüyor musun kardeşim, yük indiriyoruz?' deyip sanki kamusal hizmet yapıyorlarmış gibi kendilerini haklı çıkarmaya çalışıyorlar. Oysa ki kamusal hizmet üreten çöp araçları dahi trafiğin yoğun olmadığı zamanlarda çöp topluyorlar. Bu beyefendiler ise trafiğin en yoğun döneminde yük indiriyorlar. Bu işi kim düzeltecek derseniz, tek sorumlusu İl Emniyet Müdürlüğü'dür. Yoğunluk bakımından yüklü olan bölgelere sivil motorize ekipler gönderip, olaylara anında müdahil olunursa olay çözülür ama bizim Emniyet Müdürü, kurdele kesmekten, siyasetçilerin  açılışlarına katılmaktan ve protokolle dolaşmaktan vakit bulamadığından bu işlere bakamıyor! Bu nedenle bugünkü yazı başlığım 'Emniyet Müdürü ne iş yapar?' olacaktı ve görev tanımı yapmaya çalışacaktık ancak aldığım bazı haberler konuyu değiştirmeme neden oldu.
      Gelelim aldığım haberlere; haberlerden ilki bizim camia ile ilgili. Camianın bir Cemiyeti var, beni çok ilgilendirmediğinden ilgilenmedim, üye de olmadım. Ancak iki dönem üst üste Başkanlığını yapan arkadaş aday olmamış, kongre kararı almış, hatta ve hatta geçen hafta ilk kongre toplanmış ama çoğunluk sağlanamadığı için bu hafta sonuna ertelenmiş ve yeni Başkan seçilecekmiş Cemiyete. Buraya kadar eyvallah da yeni Başkan kim olacak diye sorduğumda ne deseler iyi, bizim eski Refah Partili televizyoncu arkadaşın yanında çalışan Mahmut adaymış. Ben şahsen Mahmut'u severim iyi çocuktur ama Mahmut kendi iradesiyle iş yapamaz. Patronu ne derse onu yapar, hatta o minvalde bazı olaylar da yaşadık kendisi ile ilgili. Patronunun dediğini yaparsa ne olur derseniz, benim için hiç bir mahsuru yok, ancak patronu sahip olduğu her şeyi kaybetmiş, geçtiğimiz hafta işyerine gelen icra nedeniyle elindeki basın kuruluşlarına da el konulmuş. Ben bu tür işlere uğrayan insanlar, düşmanlarım dahi olsalar üzülürüm, ancak olayın gerçek boyutu bu. Şimdi bu arkadaşımız hiç bir işe yaramasa da Cemiyetin başkanı olursa, nasıl etkili ve yetkili olacak çok merak ediyorum. Şayet amaç patronunun içerisinde bulunduğu ekonomik sıkıntılara çözüm bulmak ise bu yolla çare bulabileceklerine hiç inanmıyorum.
       Bu şehir o kadar enteresan  bir şehir ki anlatamam. Ayaklar olmuşlar baş, başlar olmuşlar ayak. Ekonomik açıdan bştmiş insanlar, toplumda beş kuruşluk itibarları olmayanlar cemiyetler kuruyorlar. Birileri de onlara destek oluyorlar, hatta patronları pozisyonundaki insanlar  onlara üye  oluyorlar. Onlar da kendilerini fasülye nimetinden sayıp piyasaya çıkıyorlar. Sizin anlayacağınız, kimin eli kimin cebinde belli değil.  Bugün öğrendiğim ikinci haber de bu minvalde bir haber. Bir meslektaşımız özel facebook'undan birşeyler paylaşmış, paylaştığı şeyin ne olduğunu bilmiyorum, okumadım, okuma gereği de duymuyorum ancak ortalık ayağa kalkmış! Vay efendim Samsunlularla alay etmiş de onlara adam değilsiniz demiş de filan falan. Bu arkadaşımız da özür dilemiş, yazdığı gazetenin sahibi de dün bunu dile getirmiş.  Arkadaşın yazdığı yazıdan çok, toplumdan gelen tepki beni ilgilendirdi. Zira sanki bu toplum şehrine çok sahipmiş gibi, klavyeden ortalığı ayağa kaldırması çok gülünç geldi bana. Biz Samsunspor Kulübü için Medrese-i Yusufiye'de yatarken, Samsunspor tafartarlarına ve yöneticilerine, bize sahip çıkmaları yönünde haber gönderdiğimizde, ödleri b.klarına karışmıştı! Şimdi birileri çıkıp Samsunluluk ruhundan bahsediyorsa, onu bizim Alaşın pipisine anlatacak. Biz bu yalandan kahramanları çok gördük, ama yazıyı yazan arkadaşın da geri adım atmasını ona çok gördüm. Zira ya yazıyı yazmıyacaktı, ya da adam gibi yazdığının arkasında duracaktı. Taşıdığı soyadın gereği de buydu. Allah kulu onun kılına dahi dokunamazdı ama malesef yapamadı. Keşke bu şehrin insanı yazdıklarının yüzde hatta binde biri kadar dik dursa da, biz de onlara kul köle olsak. Ama nerdeeee?  Kalın sağlıcakla

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
12 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR