Yazı başlığını gördüğünüzde biraz şaşırdığınızı biliyorum, ancak aşağıda yapacağım izahatlardan sonra bana hak vereceğinize inanıyorum. Dün kısa adı ile Kadef, uzun adı ile Kavak köy Dernekleri Federasyon Başkanlığı ziyaretime geldi, yönetim kurulundan, Başkanına varınca güzel isimlerden oluşmuş, hedeflerinin ne olduğundan ziyade anlattıkları ve vitrinleri güzel. Bu arkadaşlarla sohbet ederken aklıma nereli olduğum ve doğduğumuz yerlerle ilgili şehrimizde bulunan dernekler geldi. Gümüşhaneliler bir vakıf altında toplanmış, hemşerilerine hizmet ediyorlar, Bayburtlular dernekleşmiş, Rizeliler öyle, Artvinlilerin çok güzel bir lokalleri var, Erzurumlular hakeza dernek kurmuşlar, hatta ilimizde bulunan Elazığlılar, Yozgatlılar, Tonyalılar, Ağasarlılar, Sürmeneliler, Körübaşılılar gibi ilçelerin bir çoğu dahi dernek kurup, hemşerilerine yardımcı olmaya çalışıyorlar. Şimdi de Kavaklı tüm dernekler bir araya gelip, federasyon halini almışlar. Bu tür organizasyonlar bir anlamda çok güzel bir dayanışma olmakla birlikte, diğer bir yanda ise toplumsal ayrışmayı tetikleyen bir olaydır. Olayın bu detayına girmek istemiyorum, bu günkü konumuz  bu değil. Asıl değinmek istediğim konuya gelince, yıllardır bu şehirde tabelasında Of Çaykara Derneği yazan bir dernek var. Ne iş yaptığını ve ne işe yaradığını sizlerle paylaşmak istiyorum. Uzun yıllardır faaliyet gösteren Of Çaykara Derneği maalesef belli bir kısır döngünün etrafında dönmekten kurtulamamış, kendini aydın veya iş adamı sanan ve sadece sosyal demokratlıktan öteye gidememiş kişilerin, hegemonyasından bir türlü kurtulamamış bir dernektir. İster inanın, ister inanmayın henüz bu derneğin kapısından içeriye adımımı atmış değilim. Bu belki size biraz tuhaf gelecek, ama işin doğrusu maalesef bu. Bu dernek bildim, bileli belli bir kesimin etkisinden kurtulup, gerçek sahipleri ile buluşamamıştır. Bir dönem Yusuf Güler Başkanlığında sosyal demokratların ağırlığı ile yönetilmiştir, bir dönem Yusuf Kemal Uludoğan Başkanlığında yine sosyal demokratların ağırlığı ile yönetilmiştir. Daha sonra Nevzat Bulut"un Başkanlığında, sosyal demokratlar istediklerini ona yaptıramayınca, onu alaşağı yapıp, yine bir sosyal demokrat olan Mustafa Kemal Şahin"i Derneğin başına getirmişlerdir. Peki bu Dernek ne iş yapar derseniz, yılda bir kez kemençeli, tantanalı bir gece düzenler, oraya da çoğunluğu Of ve Çaykaralı olmayanlar katılır veya Of ve Çaykara"nın sosyal demokratlarının katılımı ile gerçekleşir. Peki bu programa başka partililer iştirak etmez mi diye soracak olursanız, elbette katılırlar, ancak ya siyasette üst düzey görevde olanlar katılır veya ruhen sosyal demokrat olup, cisimleri başka partilerde olanlar katılır. Hatta cisimleri başka partide ruhları CHP de olanlar yönetime dahi girerler, örneğin Ondokuzmayıs İlçesi Belediye Başkanı Osman Topaloğlu cismi Ak Parti"de ruhu sosyal demokrat olduğundan, derneğin yönetimine dahi girebilme şansını yakalamıştır. Dernek İngiltere deki Lordlar kamarasına benzer, Of ve Çaykara"nın  şehrimizde yaşayan sosyal demokrat ileri gelenlerinin aldığı kararlar doğrultusunda yönetilir. Bu kamaranın liderliğini ise Yeşilyurt ailesi yapar, onların kontrolünde olmayan, o derneğin kıyından, köşesinden geçemez, ancak derneğin adında yazılı olan Of ve Çaykara ibaresi sadece bu lordlar kamarasını işaret ettiğinden bu ağalar, bu paşalar nasıl isterlerse derneği öyle yönetirler. Peki bu ağalar, paşalar bu şehirde istedikleri gibi ağalık yaparken memleketlerine gittiklerinde ne yaparlar diye sual buyurursanız işte orada biraz duracaksınız. Memlekete gittiklerine kendi yaşları, makamları, itibarları ne olursa olsun oradaki asıl ağalarının değil kendilerine, beşikteki çocuklarına, hatta kapıdaki köpeklerine dahi hürmette kusur etmezler. Şayet kusur eden olursa onlarla asla konuşmazlar, selam vermezler, masalarına oturmazlar, yanlışlıkla masalarına bu tür adamlar gelirse derhal masadan kalkıp, orayı terk ederler. Sizin anlayacağınız burada millete kendilerini ağa diye yutturmaya kalkanlar, memleketlerine gittiklerinde uşaklığın en kralını yaparlar. Şimdi bu adamların kontrolündeki bir derneğin tabelasında, yazılı olan halkı temsil etme imkanı olup, olmadığına siz karar verin. Bu yazdıklarımın aksini iddia eden varsa, adam gibi karşıma çıksın ve desin ki hayır bu dediklerin yanlıştır desin, kendisi ile çıkalım bir TV programına, çıkalım halkın karşısına neyin, ne olduğunu toplumumuz görsün. Öyle karanlık mahfelerde, sırça köşklerde, bir takım güç odaklarını arkaya alıp, palavra sıkmayla olmuyor. Para, makam, mevki, güç, Haktan yana kullanılmadıkça bir hiçtir. Bu güne kadar bu argümanları kullanıp, insanların gözünü boyamaya çalışanlar, insanların onlara inandığını sanmasınlar, tam aksine toplum her şeyi biliyor, ancak sessiz kalmak zorunda kalıyor, zira insanlar ekmek derdinde olduklarından bu işlere ayıracak vakitleri yok, ancak bizim zamanımız hayli bol olduğundan bu işlerin peşini bırakmayacağımızı herkes bilmeli. Sanırım bu kadar izahattan sonra neden Of-CHP derneği dediğimi anlamışsınızdır. Bu günlük de bize ayrılan sayfanın sonuna geldiğimizden kalın sağlıcakla demek zorundayım. Hoşça kalınız