Polemiğe mi girmek istemiyor...
Polemiğe mi girmek istemiyor, yoksa uyuyor muydu?
Hayatım boyunca tasavvuf erbabına saygı duyar, İmam Gazali, İmamı Rabbani, Abdülkadiri Geylani, Şahı Nakşibendi gibi büyük isimleri minnetle anarım. Ancak tasavvuftaki uyduruk kerametlere hiç itibar etmem.
Günümüz tasavvuf erbabının bir kısmı, mensubu bulunduğu tariki veya şeyhi anlatırken; kendine göre, daha iyi anlatmak adına, birtakım uyduruk kerametler anlatarak muhatabını etkilemeye çalışır. Böyle bir olaya yakın geçmişte şahit oldum.
Üstadlarını ziyaretten dönen kafile başkanı, yolculukta yaşadığı kendince olağanüstü olayları anlatıp yol arkadaşlarına da tasdik ettirmeye çalışırken, enteresan bir olay yaşanıyor: "Arkadaşlar, otobüste 120 km süratle giderken, otobüsün tekeri jantı ile birlikte yerinden çıkıp yola fırlıyor. Araç hiçbir şey olmamış gibi yola devam ediyor. Aradan yarım saat geçtikten sonra teker kendiliğinden yerine gelip yerleşiyor." diyor ve yanındaki yol arkadaşına tasdik ettirmek için ona dönerek; öyle değil mi Abdülkadir diyor.
Abdülkadir, öyle dese, yalan; demese, arkadaşını yalancı çıkaracak. Her iki halde de durum kötü. Hazırcevap olan Abdülkadir, "O esnada ben uyuyordum ağabey" diyerek, vaziyeti kurtarıyor.
Gelelim mevzumuza...
Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mehmet Özhaseki, basın toplantısı yaparak şehrine yaptığı hafif raylı ihalesindeki, gerek maliyette, gerek teknik donanımda, gerekse ekipmandaki fazlalık ve teknik ayrıntıyı anlatır. Bunu yaparken de bir örnek vermesi gerektiğinde; kendi projeleriyle aynı zaman diliminde ama daha küçük bir projeyi, Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin daha pahalıya aldığını, Kayseri Büyükşahir Belediyesi'nin ise daha düşük fiyata aldığını söyleyerek bir yandan kendi becerisini, diğer yandan da bizimkilerin beceriksizliğini anlatmaktaydı.
Kaldı ki, bizim Büyük Başkan, her ayın bir haftasını yurt dışında geçirmekte olduğu hepimizin malumu. Lisan problemi de olmayan bizim başkan, bu projeyi neden daha pahalıya mal ettiğini, sizce bilemiyor mu yoksa bizim tasavvuf erbabının dediği gibi o esnada uyuyor muydu?
"Böyle bir ifade şık olmamıştır, ama polemiğe girmem" deme sebebi; Özhaseki, arkadaşı olduğundan böyle bir açıklamayı beklemiyordu. Çünkü her zaman her şeyin en mükemmelini yaptığını iddia eden Başkan, öyle olmadığını kendisi de gördü. Gördü ama bunu açıklayanın Sayın Özhaseki olması, kendisini fevkalade rahatsız etmiştir.
Peki neden polemiğe girmem diyor? Çünkü polemiğe girecek durumda olması için haklı olması gerekmektedir. Olmadığına göre polemiğe girmenin bir anlamı yok. Buraya kadar anlattığım olayın, müşavir firma, ihale boyutu.
Peki özelleştirip sattığımız Halk Otobüsleri'nin durumu, ne olacak? Bu insanlar, ellerinde avuçlarında ne var ne yok satıp kendilerine bir iş kurduklarını düşünerek yola çıktı? Bu insanların şu anda içerisinde bulundukları ekonomik durum nedir hiç merak ettiniz mi?
Özelleşen kurumlar, özelleştikten sonra sizleri hiç ilgilendirmiyor mu? Mezbahane özelleştikten sonra Sames yetkililerinin sorunlarını hiç dinlediniz mi? Hizmet gezilerini yapmak için üzerini açtırdığınız araç, termeye Amazon gezileri düzenlerken; bir de bu özelleşen kurumları ziyarete gitse nasıl olur?
Şehremini olmak sıkıntısı olan her insanın sıkıntısına yardımcı olmayı gerektirir. Öyle işinize gelenle görüşüp işinize gelmeyeni, gidin sorununuzu falancayla görüşün, diyerek işin içinden çıkmak yok. O politikalar eskidi, yenisine müracaat.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.