RAMAZAN VE HELAL RIZIK

Helal yollardan kazanmak ve kazandığımızı da helal yollarda harcamak İslami bir sorumluluktur. Kabirde ve mahşerde karşılaşılacak ilk sorulardan birisi de rızkımızı nereden kazandığımız ve kazandıklarımızı nasıl ve hangi yollarda harcadığımız olacaktır. Helal kazanıp, kazandığını da meşru yollardan harcayanlar İlahi sorgulamada mahcup olmayacaklardır. Her konuda olduğu gibi kazancımızın usulü ve kazandıklarımızın tasarrufu hususlarında da örneğimiz Hz. Peygamberdir. 

Zira Kur’an-ı Mübinde Peygamberimizi tarif ederken Yüce Allah; “Onda(Hz. Peygamberde) sizin için güzel örnek vardır” buyurmuştur. O halde kazancımızın yöntemi ve harcamalarımızın şekli konusunda Hz. Peygambere kulak vermeli, Peygamberimizin bu konudaki Sünnetini iyi bilmeliyiz. Peygamberimiz dualarında; “Allahım ! Helalinden vererek beni haramına muhtaç etme ve lütfunla beni senden başkasına el açtırma. Allahım ! senden faydalı ilim, temiz ve helal rızık, kabul olunan bir amel dilerim” diye dua ederdi. 

İnsanların tüm dünya güzelliklerine rağmen helal yoldan kazanmalarının esas olduğunu belirten Peygamberimiz bir Hadis-i Şerifinde; “Kimde dört şey varsa artık dünyada kaybettiklerine üzülmesin. Bunlar; emaneti korumak, doğru söylemek, güzel ahlak sahibi olmak ve helal rızık kazanıp kazandığını meşru yollardan harcamak” buyurmuştur. Helal rızık temini ve temin edilen rızkın helal yoldan harcanması hassasiyet isteyen bir iştir. İmtihan edilmek için yaratılan insanların bazıları dünyevi nimetlerden diğer insanlara göre eksiktirler. Bu eksikliği bir imtihan vesilesi olarak algılayamayan insan helal olmayan yöntemlerle rızık teminine yönelebilir. 

Bol rızkın da imtihan vesilesi olarak Yüce Allah tarafından lütfedildiğini düşünemeyen insanların sahip oldukları rızıklarını meşru olmayan yöntemlerle meşru olmayan yerlerde kullanabilirler. Peygamberimiz her konuda olduğu gibi bu konuda da davranışlarıyla ümmetine örnek olmaktadır. Helal kazançla elde edilen rızık insanı mutlu eder. Haram gıda ise ruhu ve vicdanı rahatsız eder. Haram gıda ile beslenen insanın duyguları körerir, maneviyatı eksilir, ibadetten tat alamaz ve duaları da kabul olmaz. 

Peygamberimiz, helal olmayan yollardan elde edilen kazançla beslenen bedenin kırk gün duasının kabul olmayacağını bildirmiştir. Satın alınan bir elbisenin onda biri haram olsa ve o elbise ile namaz kılınsa, onda birlik haram nedeniyle kılınan namazın kabul olmayacağını Peygamberimiz ifade buyurmuştur. Haramlardan kaçınmak dua ve ibadetlerin kabulüne, kaza ve belaların def’ine, arzu ve isteklerin lütfuna neden olur. Peygamberimiz; “Kim helal ve temizden yer, sünnete uygun amel işler ve insanlar da kendisinin şerrinden eminse; O kimse Cennete girer” buyurmaktadır. Her zorluğa rağmen asla haram kazanç peşinde koşmamalı, kazandıklarımızı da haram yollarla yanlış yerlerde harcamamalıyız. 

İbadetlerin rahmet ve bereketi insanları haram kazançtan ve yanlış harcamalardan koruması bakımından çok önemli fırsatlar sunmaktadır. Bu fırsatları davranışa dönüştürerek, böylece de dünya ve ahiretimizi olumsuzluklardan korumalıyız. Ramazan ayı Müslümanlar için bir eğitim kurumudur. Helal-Haram hassasiyetinin oluşmasında da en önemli eğitim ramazan ayından alınır. Ramazanın modelleştirdiği mü’min, ramazan sonrasında da helal ve haram duyarlılığını muhafaza ederek, bunun mü’min davranışına dönüştürmelidir. 

Ramazan ayına mahsus ibadetler olan; iftar, sahur, sadaka, mukabele, itikaf, teravih, oruç Mü’minlerin disipline olmasında ve Rablarını tanımasında çok büyük bir etki gücüne sahiptir. Helal-haram hassasiyeti bu ibadetlerle büyük bir eğitim disiplininden geçmiş olmaktadır. İbadetine haram katmamak için duyarlı olan Mü’min, normal zamanlarında aynı hassasiyeti göstermekte zorluk çekmektedir. Ramazan bu hassasiyeti öğretmede en etkili zaman dilimidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR