SANAL ADAMLARIN SANAL OYUNLARI
Atalarımızın söylediği her söz tecrübe edilerek söylenmiş, hayat gerçeklerinin süzgecinden geçirilerek Atasözü haline gelmiş sözlerdir. Yoksa çocuklar duymasın dizisinde olduğu gibi birisi bir sözü söyleyip, herkes onu darbı misal haline getirerek patladı gitti türünden sanal söylemlerden ibaret değildir. Bunu söylemekteki amacım atalarımızın yalanın menzili kısadır atasözünün ne kadar doğru olduğunu anlatmaktır.
Hangi işi yaparsanız yapın konuştuğunuz sözü doğru konuşmaz, yaptığınız işi adam gibi yapmaz iseniz kısa sürede belki karlı çıktığınızı zannedersiniz ancak uzun vadede doğrular ortaya çıktığında perişan olursunuz. Yüce Kitabımız Müminun Suresi'nde mümini tarif ederken yalan konuşmaz, vaadinde durur, namazını kılar, zekatını verir, avret mahallini korur, yani zina yapmaz şeklinde izah etmektedir.
Ticari hayata girdiğim günden beri yalan konuşanların akıbetlerinin ne olduğunu görünce yüce kitabımızın emirlerini yerine getirmeyen insanların içerisine düştükleri durumu daha yakından müşahede etme imkanım oldu. Müteahhitlik mesleğinde daire satan meslektaşımıza kaça sattığını sorduğumuzda üç liraya sattığı daireyi beş liraya sattım demekle ne yapmak istediğini bir türlü anlayamazdım, o türdeki müteahhitlerin büyük bir bölümü yok olup gittiler.
Yurt işletmeciliği yaptığım dönemde meslektaşlarımla konuşurken kaç öğrencileri olduğunu sorduğumda 40 öğrencisi olan da 100 öğrencim var diyordu, 20 öğrencisi olan da 100 öğrencim var diyordu. Bu tür işletmeciler de ya iflas edip aradan çekildiler veya devredip başka işler yapmaya başladılar. Ancak bu tür insanlar ne yaparlarsa yapsınlar bataklıktan çıkma şansları yoktur. İnsanlara hava atmanın ne yararı olduğunu hep merak eder dururum, bu tür hareketlerde bulunanlar sanki başları göğe erecek gibi seviniyorlar, halbuki işlerini kaybettiklerinde yaşadıkları şehri terk etmek zorunda kalacaklarını da çok iyi biliyorlar.
Gazetecilik mesleğine gelince işler daha da vahim bir boyutta günlük tirajı çok düşük olanların dahi birinci gazeteyiz demelerine şaşırmıyorum çünkü meslekte bulunanların büyük bir bölümü hayatlarında doğru konuşmak adına en ufak bir işaret olmadığından onlara söyleyecek bir şey bulamıyorum ancak bazı arkadaşlarımız yalanı o kadar büyütmüşler ki sanal alemde dahi bu kadar yalanın kabul görmesi mümkün değil. Son bir kaç gündür Reklam departmanındaki arkadaşımız işten ayrılınca o departmanla ilgili konulara da el atmak zorunda kaldım, aman ya rabbi ne ilginç olaylarla karşı karşıya geldim anlatamam. Bazı gazeteci arkadaşlarımız tirajlarının sekiz, on binler civarında olduğunu söyleyip Ulusal Gazetelerden sonra kendilerinin geldiğini beyan ediyorlarmış. Bunu bir kaç kişiden duyunca inanmamıştım ancak daha sonra özellikle bazı yakın arkadaşlarımı o insanlarla görüştürüp söylenenlerin doğru olup olmadığını teyit edince maalesef doğru olduğu ortaya çıktı.
Gazetelerin isimlerini vermek istemiyorum ancak ülkemizin en büyük ve önemli gazetelerinden bayilerde en çok satan iki gazeteden birisi şehrimizdeki bayilerde günlük 2000 adet satıyor, ikinci pozisyondaki büyük gazete de 1500 satıyor bu oran bende evrakları ile mevcut. Ayrıca gazetelerin gerçek tirajını öğrenmek isteyenler Google' dan veya Alexa sitesinden rahatlıkla öğrenebilirler. Bir gazete internette birinci iken bayide ikinci olması söz konusu olamaz. Ancak dağıtım işini yapan bazı sahtekarlar bazı gazeteci arkadaşlarımızla enteresan işbirliği yapıp bayii tirajlarını çok farklı gösterdiklerini de tespit ettim. Bunu yapan dağıtım firmasının bu şehirde bu güne kadar yaptığı şerefsizlikleri de tespit ettim yakında onları da siz değerli okurlarımla paylaşacağım. Sizin anlayacağınız sanal adamların sanal alemdeki üç kağıtçılıklarını çok enteresan bir biçimde tespit ettim. Bu şereften mahrum insanları öyle perişan edeceğim ki sormayın gitsin. Peki, bu şereften mahrum insanların dertleri nedir derseniz 1 Eylül tarihinde devreye girecek olan Basın İlan Kurumu kuralları gereği belli kriterlerin altındaki gazetelerin resmi ilanlarını kestirip birilerine peşkeş çekmek adına yapmak istediklerini anlattığımda aklınız yerinden çıkacak. Bu şehirdeki gazetecilerin büyük bir kısmı beni sevmez hiç de umurumda değil, ancak düşmanım dahi olsa her gazetenin çalıştırdığı en az beş personel var bu insanların ekmekleri ile oynamak şerefsizliktir. Bu konudaki tüm imkanlarımı bu gazeteci arkadaşlara açmaya hazır olduğumu bilmelerini istiyorum. Yüce Rabbimiz kendisine isyan edip, inanmayan ateist kullarına dahi rızık verirken bu şerefsiz dönmelerin insanların ekmeğiyle oynamalarına asla izin vermeyeceğim. Yüce Rabbimden sanal alemdeki sanal sahtekarların yapmak istediklerini başlarına çevirmesini dileyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.