SEÇİM BİTTİ....

Yaklaşık iki aylık bir propaganda döneminin arkasından, 24 Haziran Pazar günü, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ve 600 milletvekilinin belirlenmesi için, 50 milyon seçmen sandık başına giderek oylarını kullandılar. Saatler 24.00'e gelmeden, tarih 25 Haziranı göstermeden resmi olmayan sonuçlar açıklandı. Partilerin yaklaşık oy oranları belirtilerek, Sayın Recep Tayip Erdoğan'ın başkan olduğu ilân edildi. 
       Demokratik teammüllerin en üst düzeyde işletildiği bir süreç yaşandı. Demokrasi hakkında beyanatlar verildi. Halkın oyunun ne anlama geldiği anlatıldı. Her lider kendisinin ve partisinin projelerini toplum önüne koydu ve gelecek dönemde hizmet etmek için vatandaşlardan destek isteyerek, vekalete talip olduğunu belirtti.  
      Ortaya çıkan sonuçları her lider kendi beklentisi ve partisinin değerleri açısından masaya yatıracaktır. Sayın Cumhurbaşkanımız, "Halkın verdiği mesaj alınmıştır, gereği yapılacaktır" diyerek, seçmenlerini büyük ölçüde rahatlattı. Bunu ifade ederken kimi ve kimleri sorumlu tuttuğunu bilmiyoruz. Bazı bölgelerde ve illerde meydana gelen oy kaybını gördüğünü ve sebeplerini bildiğini anlatmış oldu kısaca.  
        Elbette bizler de, başarının ve başarısızlığın nedenleri hakkında ikna edici şeyler söyleyebiliriz. Özellikle karadenizde ve daha özelde ilimiz Samsunda ortaya çıkan sonuçlar üzerinden isabeti çok yüksek değerlendirmeler yapabiliriz. Ama, bunu şu aşamada uygun bulmuyoruz. Yaklaşan mahalli seçimlerde, genel seçimlerde alınan mesajın gereğinin yerine getirileceği en üst ağızdan ifade edilmiştir. O nedenle, zihnimizin ve oyumuzun partisi hakkında bu köşeye konu olacak negatif bir değerlendirme yapmak istemiyoruz. Diğer partiler hakkında yapacağımız değerlendirme de çok haklı ve ikna edici zeminlere oturabilir. Ancak, bir köşe yazarı olarak sadece tarafı olmadığımız partiler için yapılacak bir değerlendirmeyi de haklı ve doğru bulmuyoruz. 
      Dünyada bir çok yönetim biçimi vardır. Bunlar içinde günümüzün ihtiyaçlarına cevap verebilecek en iyi sistemin demokrasi olduğu görülmektedir. Ancak, demokrasiyi de vahyin sistemi ile aynı kategoriye koymayı doğru görmüyoruz. Demokrasiyi inanç meselesi gibi görmenin yanlış olduğunu düşünüyoruz. "Demokrasiye İnanmak" diye kullanılan bir kavram İlâhiyat kabulleri açısından doğru değildir. Bu konuda anlatılmak istenen husus,  "Demokrasiyi Kabullenmek" kavramıyla daha doğru ifade edilmiş olur. 
       Milletimiz, hem demokrasiyi kabullenmiş hem de gereğini en üst düzeyde yerine getirmiştir. 24 Haziran seçimlerinde, ülke insanımız, %90 civarında seçime katılım oranı ve kavgasız bir seçim gerçekleştirmiş olmasıyla demokrasi sınavını başarıyla vermiştir. Demokrasi tek yönetim biçimi değil elbette ama en iyi yönetim şekillerinden biridir. Bu sisteme karşı olanlar bile, ancak bu sistemle sesini duyurabilmektedirler. Öyleyse bu sistem bugün için en iyi yönetim sistemidir. 
       Toplumun vekaletine talip olmak emanete talip olmaktır. Emanetin kime teslim edileceği ne kadar önemliyse, alınan vekaletin müvekkilin menfaatine uygun olarak değerlendirilmesi de en az o kadar önemlidir. Vekâlet vermek de almak da önemli bir sorumluluk gerektirir. Emanete riayet mümin olmanın, emanete ihanet etmek ise  münafık olmanın göstergesidir. 
       Halkımız kendi değer yargılarını ve çıkarlarını hesaba katarak, demokratik yönetimin ne anlama geldiğini de bilerek vekaletini vermiştir. Şimdi sorumluluk, vekaleti alanların omuzlarındadır. Hem muhalefet hem iktidar; vekaletin ne anlama geldiğini bilmekte, sonuçlarının dönüşümü hakkında da büyük bir tecrübeye sahip oldukları bilinmektedir. Her lider, bulunduğu konum ve pozisyonun gerektirdiği sorumluluğu işletecektir. Çünkü,  gelecekle ilgili hesapların karşılık bulması, sorumluluğun yerine getirilme oranına göre şekillenecektir. 
      Halkımızın çok bilinçli bir oy kullandığı kanaatini taşımaktayız. Gençlerin gönül ve zihin dünyalarına dönük verilen mesajların ciddi bir etki gücüne sahip olduğunu düşünüyoruz. Gelecek dönemlerin kazananı, gençlerin gönül ve zihin dünyalarının doyuranları olacağını iddia ediyoruz. Maddi ihtiyaçları büyük ölçüde karışalanmış, seçme ve seçilme hakkına sahip olan gençlerin dinamizmine kim doyurucu cevap verecekse geleceği onlar belirlelecektir.
      Bu duygu ve düşüncelerle, 24 Haziran seçim sonuçlarının milletimiz için hayırlara vesile olmasını Allah'tan niyaz ederim. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR