ŞERİAT VE BELEDİYELER

Yazı başlığına bakınca dam üstünde saksağan vur beline kazmayı türünden bir başlık olduğu düşünülebilir. Şeriat ve belediyeler ne demek diye düşündüğünüzü anlıyorum ama an itibarı ile gündemde iki konu var. Birisi ilahiyatçıların şeriat ile ilgili yaptıkları basın açıklaması. İkincisi ise bazı belediyelere gelen hacizler. Eski ve yeni başkanların açıklamaları, bazı basın organlarının konuyla ilgili açıklamaları ve köşe yazarlarının konuyu gündeme getirmeleri söz konusu olduğundan iki konuyu birden ele almak istiyorum. Şeriat; Arapça’da lügat anlamı itibarı ile yol, mezhep, metot, adet, su içilecek bir kaynağa ulaştıran yol anlamlarına gelmektedir. Din ise lügatte kaynağı vahye dayanan ve insanın mutluluğunu amaçlayan kurallar sistemidir. Din ilahi olur, beşeri olur, vahye dayalı olur veya bir beşerin kurallar manzumesine dayanan inanç biçimi de olabilir. Uygulamada dinlerin kurallarına şeriat denir. Mesela Yahudi şeriatına göre şu şöyledir, Hıristiyan şeriatına göre şunun hükmü şudur, İslam şeriatına göre bu konunun hükmü şöyledir şeklinde ifadelerimiz olur. İlahiyatçıların yaptığı açıklama bana göre gereksiz ve gündemi değiştirmenin ötesinde hiçbir işe yaramayacak bir söylemdir. Olaylara bakarken ilmi bakmak yerine siyasi bakıp, İslam’ı da o minvalde değerlendirmek fevkalade yanlıştır. Bu yapılan açıklama siyasal bir açıklamanın ötesine gitmemiştir. Hocalar otursunlar adam gibi işlerini yapsınlar. Topluma İslam’ı mı anlatacaklar, Yahudiliği mi anlatacaklar, Hıristiyanlığı mı anlatacaklar ona karar versinler. Yok İslam şeriat değildir, yok laiklik dinin doğru yaşanması için yaşamsal önem taşımaktadır gibi ifadeleri kullanmak yerine gençliğin geldiği noktaya bakıp acaba bunda bizim ne kadar payımız var, biz ilahiyatçılar bu topluma Allah’ı, kitabı, Resul'ü yanlış mı tanıttık da bu kadar deist, ateist, satanist insan türedi bu toplumda demeleri gerekir. Akademisyenlerin görevi eğitimdir, siyasi sloganlar atmak değildir. Siyaset yapacak iseler partilere gidip aday olsunlar, milletin inancıyla uğraşmasınlar. Bu konuyu burada kapatıp ikinci konumuza geliyorum.

Yerel seçimlerin ardından yeni seçilen başkanların en önemli sorunlarının başında para ile personel fazlalığı gelmektedir. Bu her seçim döneminden sonra yaşanır, geçtiğimiz seçimde de aynı şeyler olmuştu. Mustafa Demir çok batık bir belediye devralmış, uzun zaman onu düzeltmeye uğraşmıştı. Şimdi de bazı belediyelerde aynı sıkıntılar yaşanmakta. Tekkeköy Belediyesinin aylık personel gideri 32 milyon, İller Bankasından gelen para 5 milyon. Tekkeköy’ün iki katına yakın nüfusu olan Canik Belediyesinin toplam personel sayısı 350 iken Tekkeköy’ün personel sayısı 800 civarında. Hal böyle olunca da gelir gider dengesi çok kötü bozulduğundan başkanlar kara kara düşünmekteler. Atakum’da da aynı sorunlar var, belediyeden alacağı olanlar icra dairelerinde kuyruğa girmiş durumdalar. Cemil Deveci de ilk seçildiğinde benzer bir durum vardı, daha sonra tamamını belli periyodlarla ödedi. Burada altını çizmek istediğim bir konu var. Nedir derseniz; bazı meslektaşlarımızın özellikle Atakum Belediyesini gündemde tutup bu konunun üzerinde durmaları biraz enteresan değil mi? Seçim döneminde Serhat Türkel’in aleyhinde haber yapmayı adet haline getiren bu basın mensuplarının şimdi de devamı niteliğinde haber yapmaları manidar değil mi?

Acaba Tekkeköy ve Atakum ile çok fazla ilgilenen basın kuruluşları bugünlerde ekonomik sıkıntılar yaşayıp bazı alışkanlıklarından vaz geçmek zorunda kaldıklarından mı bu iki belediyeyle ilgili bu kadar fazla haber yaptıklarını merak etmiyor değilim. Gerçi arka planda neyin ne olduğunu çok iyi biliyorum da buradan yazmak istemiyorum. Önce başkanlar açıklama yapsınlar sonra ben gereğini yaparım. Her şeyin üzerine bu fakir gidecek değil ya biraz da sorumlular gereğini yapsınlar sonra biz üzerimize düşeni fazlasıyla yaparız. Bu şehirde havada bulup tavada yiyen o kadar çok insan var ki anlatamam. Bu belediyeler neden bu hale geldi, kimler neler yapmış iyice araştırıp ondan sonra konuşmak lazım. Adam özel bir kolejde yönetici ama bir belediyede de çalışan personel olarak maaşını alıyor ve görev izinli sayılıyor. Böyle bir saçmalık nerede görülmüş? Görev izni dediğiniz adamı görevli olarak şehir dışına veya yurt dışına gönderirsiniz o zaman görev izinli olur. Adam burada özel bir okulda görev yapacak bunu da sosyal medya hesaplarından paylaşacak ama belediyeden de maaş alacak. Bu denli bir saçmalık nerede görülmüş? Yeni seçilen başkanlardan ricam kim ne yapmış ise kamuoyuyla paylaşmalarıdır, biz sonuna kadar arkalarındayız. Bu milletin ödediği vergilerden maaş alıp başka yerlerde çalışanından tutun da belediyelere şişirilmiş faturalar kesenlerin tamamı ortaya çıkmalı. Aksi halde kimse vebalden kurtulamaz. Sanırım matlup hâsıl oldu, bugünlük de bu kadar. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR