Tekel Binaları ile ilgili tartışmanın arka planı nedir?
Uzun zamandır kamuoyunun gündeminde bulunan Kılıçdede Tekel Binaları'nın Adalet Bakanlığı'na devri ile ilgili tartışmaların arka planı ile ilgili bildiklerimi sizinle paylaşma ihtiyacı hasıl oldu.
Aslında bu konuda yazmayı düşünmüyordum; ancak bu konuda herkesin, işine geldiği gibi konuşup günlerdir kamuoyunu meşgul etmesine rağmen toplumun doğruları bilmesinin sağlanamadığını gördüğümden böyle bir yazının gerektiğini düşünerek bu yazıyı kaleme alıyorum.
Öncelikle bir şeyin tespitini yaptıktan sonra konunun detayına inmenin daha doğru bir yaklaşım olacağı kanaatindeyim... Şehrimizin Adliye Sarayı"nın yetersiz olduğu, ihtiyaca cevap vermediği, yenilenmesi veya ek binaya ihtiyacı olduğu herkesin ortak kanaati.
Ancak şehrin öncelikleri sıralamasında; Adliye Sarayı"nın bina ihtiyacı mı daha öncelikli, yoksa her gün trafiğe giren yeni araçların yer bulamayıp yol kenarlarına park etmeleri sonucu, içerisinden çıkmaz hale gelen trafik sorunu mu daha önemli bir sorundur?
Bana göre şehrimizin öncelikli sorunlarının başında tıkanan trafik ve buna neden olan en büyük etkenlerden birisi olan otopark sorunudur.
Bundan iki yıl önce bu konuda çok güzel bir çalışma içerisine giren belediyelerimiz, şehrin merkezinde bulunan okulları şehir dışına çıkararak, şehir merkezindeki okulların otopark olması konusunda bir çalışma başlatmıştı. Bu doğrultuda Mithat Paşa Lisesi"nin, İlkadım Belediyesi'nin Eğitim Kampusü olarak organize ettiği alana taşınarak, bulunduğu alan otopark olacaktı.
Mustafa Kemal İlköğretim Okulu'nun, Olgunlaşma Enstitüsü'ne taşınması; Mustafa Kemal İlköğretim Okulu"nun alt üç katının otopark, üstününse okul olması planlanıyordu. Endüstri Meslek Lisesi'nin, Kılıçdede Tekel Binaları'na taşınmasıyla da bulunduğu yer otopark yapılacaktı. Böylece şehrimizin en büyük problemlerinden olan Otopark sorunu ile birlikte trafikteki sıkışıklık da büyük ölçüde rahatlamış olacaktı.
Bu çalışma ile ilgili tüm yazışmalar yapılmış, Milli Eğitim Bakanı'na da durum anlatılınca çok hoşuna gitmiş, bu konuda yapılacak çalışmaların bizzat kendisine getirilerek elden takip edilmesini istemişti. Ancak bizim siyasetçilerimizden, hukukçu kökenlilerin meslek taassubu yapıp devreye girmeleri neticesinde bu proje rafa kaldırıldı ve Tekel Binaları bu kez Adalet Bakanlığı'na devredilme noktasına geldi.
Dikkat ederseniz son birkaç yıldır şehrimizde atıl durumda bulunan binaların neredeyse tamamı Adalet Bakanlığı'na devredildi. İlk önce eski Vilayet Binası, Bölge İdare Mahkemesi oldu; Eski Vali Konağı, Baro'ya tahsis edildi ve ardından eski Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü Binası, İstinaf Mahkemeleri kurulsun diye Adalet Bakanlığı'na devredildi. Son olarak da Yaprak Tekel Binaları, Adalet Bakanlığı'na devrediliyor.
Şehrin en merkezi yerlerindeki binaların kamu kuruluşlarına tahsis edilmesi fevkalade yanlış. Zira oralar otopark olarak şehri rahatlatacak mekanlardır.
Çözüm üretmek isteyen siyasetçilerin yapması gereken en önemli iş, şehrin öncelikli sorunlarına çözüm üretmektir. Yoksa; efendim, DPT'den onay alınmamış, yok özelleştirmenin bu konudaki fikri buymuş gibi bahaneler ileri sürmek yersizdir. Öyle ki bunlar, Sayın Başbakan"ın bir 'Alo' demesiyle 3-4 ayda hallolacak meselelerdir.
Öyle, insanları ahmak yerine koyup "yok yatırım nedir, yok planlama nedir, bilmeden bunları konuşmamak gerekir" diyenler, siyaset yaptıklarını bilmediğimizi sanmasınlar.
Her zaman diyorum ya, 'artık toplumumuz uyandı' diye... Şimdi de buna ilave bir sözüm var, o da şu ki; 'Ahmak kimdir bilir misiniz? Bence ahmak, sokaktaki hamalın kendisi kadar uyanık olmadığını düşünen kişi, ahmak oğlu ahmaktır.'
İyi pazarlar...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.