VİCDANINIZ CÜZDANINIZ OLURSA

Materyalistler açısından baktığımızda toplumların değer yargısı para, servet, makam ve şöhret iken İslam toplumlarının değer yargısı Allah, Kitap, Sünnettir. Allah’a ve ahiret gününe iman eden herkesin değer yargısı bu olmak zorundadır. Olaylara bakarken, insanları değerlendirirken, hayatımıza biçim verirken temel ölçümüz budur. İki dünya düzenine inanan insanlar olarak buna uymaz isek tek dünya düzenine inanan materyalistlerden farkımız kalmaz. Hal böyle iken Müslümanım diye geçinen veya daha da ilerisine giderek şeriatçıyım diye geçinen bazı insanların materyalistlerle birlikte hareket etmelerine anlam vermek mümkün değil. Bunu neden söylediğime gelince Büyükşehir Belediyesi’nin hayvanat bahçesini kapatması nedeniyle yayınlanan haberleri görünce canım sıkıldı. Neden sıkıldı derseniz sırf Mustafa başkanı eleştirmek için hayvanat bahçesinin kapatılmasını eleştirenlere bakınca bizim ilkesiz Reconun da botokslunun kalemşörlerine uyduğunu görünce insan bu kadar ilkesiz, bu kadar omurgasız, bu kadar menfaatperest nasıl olur diye canım sıkıldı.

Olaya iki camia açısından da bakacak olursak tek dünya görüşüne sahip materyalistler açısından bakarsak hayvanları doğal ortamlarından çıkarıp, kafeslerde hapsetmek hayvan haklarına tecavüz değil de nedir? Ayrıca kapatılan hayvanat bahçesinde yaşayan hayvanların yaşam koşullarına bakıldığında hayvanların yaşam kalitesinin ne kadar kötü olduğu, pislik içerisinde, rutubetli perişan ortamda yaşadıkları açıkça ortada olmasına rağmen sırf başkan Demir’i eleştirmek için yok efendim turist çekiyormuş, yok gezilip görülecek yerlerden biriymiş, saçmalığına düşmek ancak vicdanını cüzdanına kiraya vermiş kişilerin işi olduğunu unutmamak lazım.

Gelelim bizim mahalleden olan ilkesiz, duruşsuz, İbda-C mensubu arkadaşın durumuna, bu arkadaş bilmez mi ki Dinimiz hayvanları hapsetmeyi yasaklamıştır. Bırakın vahşi ortamda yaşayan hayvanları hapsetmeyi, kuşları dahi kafese koymayı yasaklayan bir inancın mensupları olarak hayvanat bahçelerinin inancımıza uygun olmayan müesseseler olduklarını unutmayalım. Kanaat-i âcizanem o ki Mustafa başkan da inancından ötürü ve hayvanların yaşadığı ortamın kötülüğünden ötürü orayı kapattı. Ayrıca yaptığım araştırma sonucunda öğrendim ki işletmenin yıllık gideri 600 bin lira, ziyaretçilerden elde edilen gelir bunun yarısı olan tam 300 bin lira. Yani Samsun halkı yıllarca her yıl bu hayvanlara eziyet etmek için 300 bin lira para ödemiş. Belediyeler borç batağındayken böyle bir gideri yapmanın âlemi nedir anlamış değilim. Hayvanat bahçesi Ondokuzmayıs ilçesinde Sarıgazel’de Büyükşehir Belediyesi’ne tahsis edilen iki bin dönüm arazi var, oraya yapılabilir ki aldığım bilgilere göre belediyenin bu yönde bir çalışması da varmış.  Bu işi kaşıyan arkadaşların derdinin hayvanat bahçesi olmadığı, tek dertlerinin cüzdanları olduğu açıkça ortada. Siz değerlendirmenizi buna göre yaparsanız sonuç ortaya çıkmış olur.

BAŞKANLARIN ALTI AYLIK KARNELERİ

Yerel seçimler yapılalı tam altı ay oldu. Mesleğimiz gereği tüm başkanların yaptıkları icraatları takip ediyoruz. Altı aylık süreci kısaca değerlendirmek gerekirse İlkadım’da Necattin başkan aldığı ağır borç yükünü ödemekle uğraşıyor. Bu yüzden personelin maaşını birkaç ay yarım yatırdığını hepimiz biliyoruz. Ama buna rağmen verdiği mücadele dürüst bir mücadele, karakterine uygun yönetim tarzı ortaya koymakta. Çok fazla eleştirilecek tarafını göremiyorum, umarım bundan sonra da böyle gider. Atakum’da durum farklı değil, Cemil Deveci de borç batağında olan bir belediyeyi devraldı. Maaşları zar zor da olsa ödedi ama çok zorlandı. Cemil Deveci’nin en büyük sıkıntısı hâlâ daha ekibini tam istediği gibi kuramadı. Kafasına göre adam da bulamadığı kanaatindeyim, o yüzden işi zor. Canik’te durum nedir derseniz İbrahim Sandıkçı da Osman Genç’ten aldığı ağır borç yükünün altında ezilmekte. Adam o kadar zor bir bütçe yönetmekte ki milimin, santimin hesabını yaparak maaşları bu güne kadar ödedi. Şu ana kadar onun da hatasını tespit etmiş değilim, umarım böyle gider.

Büyükşehir’de de durum çok farklı değil ama Mustafa başkan gerek maaşları ödemede gerekse geçmişten gelmiş piyasa ve müteahhit borçlarını ödemede çok büyük efor sarf etti ve bitmiş durumdaki belediye bütçesini ve bürokrasisini gece gündüz demeden ayağa kaldırmaya çalışmakta. Şunu unutmayın ki biz sadece başkanların personelle ilgili politikalarını veya ödemelerle, ihalelerle ilgili uygulamalarını değil, Meclis kararlarını, sosyal münasebetlerini, kiminle oturup kalktıklarından kimlerin etkisinde kaldıklarına kadar her şeyi takip ederiz. Mustafa Demir’in en hoşuma giden işlerinden birsi bu güne kadar herkesin bildiği bazı vampirlere yanaşmadı, onlardan uzak durdu. Mesela şu eski Yimpaş’ın oradaki İlkadım Belediyesi’nin otoparkının arkasında Vahap Çelik’e ait binayla ilgili vezir hazretlerinin ve merhum cezaevi arkadaşım Kayıkçıbaşının yaptığı saçma sapan imar uygulamasını bozdu. Oradaki yolu da yasal hale getirdi. Vahap Çelik’in arsasından da alınması gereken kamuya ait DOP kesintisini de aldı. Bunu bu güne kadar hiçbir Belediye Başkanı başaramadı, bu takdire şayan bir konu. Bunları derken Mustafa Demir hata yapınca yazmayacağız anlamına da gelmez. Elbette ki hata yaptığında ilk önce biz yazacağız onu bundan, hiç kimsenin şüphesi olmasın. Geçmişte yazdıklarımız bunun en bariz örnekleridir. Yerimiz bittiğinden diğer başkanlara gelemedik. Onları da daha sonraki yazılarımızda değerlendirmek üzere, bugünlük de bu kadar diyerek sözlerime son veriyorum. Allah’a emanet olunuz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR