YABANCILAR VE PARTİ TABANLARI
Bugün bir önceki yazımızda yarım kalan parti tabanlarını yazacağım, ancak birkaç gün önce yaşadığım bir olayı da sizlerle paylaşmadan geçemeyeceğim. İki yıldan beri Iraklı bir aileye karınca kararınca her ay düzenli yardım yapmaya çalışmaktayız, kocası bombayla havaya uçurulan ve beş çocuğuyla Türkiye’ye gelen bir anne onlara bakabilmek adına mücadele vermiş ve ta Trabzon’dan bir akrabamı bulup yardım talebinde bulununca o akrabam da beni arayıp yardımcı olmamı istemişti. Kadıköy mahallesinde oturduğunu tespit ettiğim aileyle ilgili mahalle muhtarından da bilgi aldıktan sonra eşim aracılığıyla yardımcı olmaya çalıştım. Geçtiğimiz perşembe günü eşimle birlikte ladik’e gitmiştik, dönerken Iraklı bayan eşimi arayıp bir şeyler anlatmaya çalıştı ama Türkçeyi iyi bilmediğinden çocuğuna telefonu verip meramını anlatmaya çalıştı. Olayın ne olduğunu sordum, Göç idaresinin kendilerini çağırıp oturumlarını uzatmayacaklarını, oturumları bitince ülkelerine dönmeleri gerektiğini söylemişler. Çocuklarının okuduğunu yardımcı olmamızı istediklerini söyleyince Göç idaresinin müdürünü aradım, müdür bey çok temiz ve kaliteli bir arkadaş, daha önce de birkaç konuda aramıştım gayet iyi niyetli ve samimi biri olduğunu görmüştüm. Kendisine olayı anlatınca bunlar mülteci statüsünde oturumlarıyla ilgili uluslararası sözleşmeler ve mahkemenin kararına göre işlem yapıyoruz, muhtemelen ülkesinden mahkemeye verilen bilgi sonucunda mahkeme oturumlarının uzatılmaması yönünde karar vermiştir, bizde onu onlara tebliğ etmişizdir ama siz kimliğini atın da bir bakalım neymiş dedi bunun üzerine kimliğinin resmini eşim alıp müdür beye attık. On dakika sonra müdür bey aradı aynen dediği gibi mültecilik hakları ortadan kalkmış ondan ülkelerine geriye dönme kararı vermiş mahkeme.
Olayın teknik boyutu şöyleymiş, ülkemizde bir yabancının mülteci kimliğine sahip olabilmesi için önce kendisine geçici bir kimlik kartı veriliyor, ardından uluslararası anlaşmaların gereğince polis ve mahkeme uluslararası kuruluşlarla yazışmalar yapıp oturum isteyen kişilerin ülkelerinde can güvenliğinin olup olmadığını araştırıyor, can güvenliği olmayanlara oturum veriliyor, can güvenliği olanlara ise verilmeyip, ülkelerine dönmeleri için gerekli işlemler yapılıyor. Bizim Iraklı bayan ve çocuklarının 2023 yılının haziran ayına kadar oturumları var, demek ki haziran ayından sonra ülkelerine gönderilecekler, çocukları da o zamana kadar ikinci dönemi okur ve yazın da ülkelerine dönerler. Bu bayanın eşinin havaya uçurulma fotoğrafını görmüştüm, demek ki Irak’ta yaşadıkları bölgede savaş bitti şimdi can güvenlikleri var ve ülkelerine gönderiliyorlar. Bu güzel bir haber, bende bu duruma sevindim ve sizlerle paylaşma gereği duydum, bu durumda ülkemizdeki mültecilerin tamamı ülkelerindeki savaş bitince ülkelerine gönderilecektir. Sanırım bu konu anlaşılmıştır, geçelim asıl konumuza.
Bir önceki yazımızda partilerin tabanlarının kaydığını yazmıştık, ancak günümüze gelemeden yerimiz bitmişti, kaldığımız yerden devam edecek olursak Ak parti ilk kurulduğunda ANAP’ın ilk kurulduğu yıllardaki gibi dört eğilimden oluşan bir yapıya sahipti. Sosyal demokrat Ertuğrul Günay’dan liberal Erkan Mumcuya, Milliyetçi Kürşat Tüzmen’den Milli Görüş kökenli pek çok isim Hükümette yer almıştı. Aradan geçen yirmi yıllık süreçte pek çok değişik varyasyonlar yaşandı, bir dönem Cemaat ağırlıklı yöneticiler oldu, bir dönem ülkücü kesim dışlandı, bir dönem solcular dışlandı, siyasi konjonktürün en çok değişkenlik gösterdiği parti Ak parti oldu desek yeri var. Şimdi durum nedir derseniz bana göre Ak parti Derin Devletin siyasal anlamda en iyi temsilcisi durumuna gelmiş durumda. Bir yanda Devlet Bahçeli bir yanda Doğu Perinçek, diğer yanda Tayyip Erdoğan’dan oluşan İttifakından oluşan bir yapı ülkeyi yönetmekte. MHP tabanının bir kısmı İYİ partiye kaymış durumda. MHP Ak partiye kızanların tepki oyunu almakta, kendi tabanının bir kısmını kaçırmış durumda. İYİ partiye gelince dediğim gibi MHP ye kızan ülkücüler İYİ partiye gittiler, ANAP ve DYP’nin liberal kesimi de İYİ partiye destek vermekte, muhafazakar kesimin ağırlıklı kısmı hala daha Ak partiye destek vermeye devam ediyor. Diğer partilerle ilgili yorum yapmaya gerek olmadığı kanaatindeyim sanırım matlup hasıl olmuştur. Kalın sağlıcakla…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.