Yazmaya devam...

Kısa adı BİT olan, Belediye İktisadi Teşekkülleri'nin  denetlenmesi normal teftiş dönemlerinde olmaz, çünkü şirket statüsünde olan bu kuruluşlar, meclis denetim komisyonlarınca denetlenmez. Ancak herhangi bir şikayet veya Belediye Başkanının görevlendirmesiyle Belediyedeki teftiş kurulu tarafından veya görevlendirilecek bir müfettiş tarafından teftiş edilebilir.

Bunun dışında olan biten her şey o şirketi yönetenlerin inisiyatifine kalmış durumdadır. Bu nedenledir ki BİT'lerin  kurulması Bakanlar Kurulu onayına tabi tutulmuş. Bakanlar Kurulu da uzun zamandır bu tür şirketlere onay vermemiştir.

Merhum Muzaffer Önder döneminde kurulan Anakent İmar  İnş. Ltd. Şti. şehrin ekonomisine katkı sağlamak, istihdam yaratmak, işsizliği azaltmak gibi birçok sosyal proje içermekte idi. Örneğin, 19 Mayıs Beton Santralı'nın kuruluş nedeni de bu iken,  yıllarca zarar eden bir kuruluş  haline gelmiş; birileri babalarının çiftliği gibi kullanmış,14 kişinin yapacağı işi 34 kişiye yaptırmışlar. Bir yükleyiciye bir yılda ödenen para, yükleyicinin yenisini alıyor.

Sizin anlayacağınız, yağma Hasanın böreği ye babam ye... Nihayet satıldı da zarar etmekten kurtuldu. İmar İnşaat Ltd. Şti.'nin Genel Müdürü, kağıt üzerinde Erdoğan Kanpolat  gözükmekte. Fiili olarak bu işi, Genel Müdür Yardımcısı Orhan Yalçınkaya yürütmektedir.  Erdoğan ağabey,  insan olarak iyi bir insan, beyefendi biri. Arka plan siyaseti olmayan birisi. Görevde tutulma nedeni, yaptığı iş değil; mensubu bulunduğu ırkıdır. Şayet Çerkes olmasa Erdoğan Bey, o görevde 1 saat tutulmaz.

Gelelim bu Genel Müdür Yardımcısı arkadaşımızın marifetlerine... Bu arkadaşımız, daha önce Çözüm Merkezi'nde çalışan gariban bir arkadaş. Geçici işçi statüsünde çalışmakta iken, 2004 seçimleri sonrası İmar İnşaat Ltd. Şti. Genel Müdür Yardımcılığı görevine getiriliyor. Bu göreve gelmekle birlikte mütevazı yaşantısı ağır ağır sona erip hayat standardı değişiyor. İki yıl önce oğluna bir sünnet merasimi yaptırıyor dillere destan. Otuz yıla yakın ticaret hayatının içerisindeyim, iki oğlum var; henüz sünnet merasimi yaptıramadan çocuklarımı sünnet ettirdim.

Bu arkadaşımız, ev sahibi de oldu. Yazları tatile gidiyor. Kendi sosyal tesislerini beğenmeyip şehrin en lüks lokantalarında yemek yiyor. Sizin anlayacağınız; her türlü zevk ü sefa  bizim mütevazı geçici işçi statüsündeki Orhan Yalçınkaya'da. Bunlar, bizim bildiklerimiz.  Konuşulanlar çok daha farklı şeyler; ancak bilmediğim ve görmediğimi yazmak adetim olmadığından onlara değinmiyorum.

Şirkete bağlı tesisler,  şehrin en gözde mekanları. Ticari mantıkla yönetilse dünyanın parasını kazanırlar. Yazın cazibesiyle 2-3 ay çalışan işletmeler, kışın bomboş; sinek avlıyor. Bir de bizim Kral hazretleri, hizmet gezileri yaptığı zamanlar, geziye katılanlara ev sahipliği yapıyor.

Bu işletmeler, iyi denetlenirse hangi kalem harcamanın nereye yapıldığı, neden para kazanılamadığı, yöneticilerin mal varlığı veya kendi üzerlerine almayıp başkalarının üzerine  aldıkları araştırılırsa her şey ortaya çıkacaktır.

Belediye, kendi iç denetleme mekanizmasını adam gibi çalıştırsa bile bu işler çözülür. Dürüstlük şov yaparak değil, icraatla ortaya konduğu zaman işe yarar. Aksi halde kendimizi kandırmaktan öteye gidemeyiz.

Mutlu haftalar... 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR