AHMAKLIĞIN ALEMİ YOK

Seçime dört beş ay gibi kısa bir zaman kala dikkatimi çeken bazı konuları sizlerle paylaşma gereği duydum. Neden duydun derseniz normalde gazeteci olarak aday adaylarının çokluğundan memnun olmam gerekir, ama bazı uyanıkların bürokratlara attıkları oltaları görünce siyasetin s’sinden analamayan bürokratların sazan gibi dalmak istemelerine canım sıkıldığından konuyu sizlerle paylaşma gereği duydum. Bu şehrin son kırk yıllık siyasi geçmişini bugün gibi bildiğimden siyasete girmek isteyenlere bazı tavsiyelerim olacak. Bürokrasiden siyasete geçmenin belli başlı kuralları vardır, nedir bu kurallar derseniz öncelikli olarak Bürokratın bu şehre belli başlı katkıları olacak, bu yeter mi? derseniz elbette yetmez iktidar partisi tarafından sürgün edilip cezalandırılacak veya haketmediği soruşturmalarla karşı karşıya kalarak mağdur olacak ki siyaset kurumu onu değerlendirsin aksi halde işinde başarılı olsa dahi siyasete girmesi zordur, siyasete girer de seçilecek pozisyonlarda değerlendirilmezler. Dilerseniz ne demek istediğimi biraz detaylandırayım, 1995 seçimlerinde Refah partisinden aday olup seçilen Musa Uzunkaya Havza ilçesinde müftü idi, o günkü  Bolunun Akçakoca ilçesine tayinini çıkarmıştı, günlerce, hatta aylarca o konu şehrin gündemini meşgul etmişti, bunun üzerine Refah partisi kendisini Milletvekili adayı yapmıştı ve seçilmişti, o seçimde ben de Refah Partisinde İl Başkan yardımcısıydım.
  1999 yılında Anavatan partisinden Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Vezir Hazretleri de daha önce Karayolları Bölge müdürüydü, Samsun-Kavak yolunda epey bir uğraş verip reklamını da çok iyi yapmıştı, DYP-SHP iktidarında Bayındırlık Bakanı olan Yaşar Topçu Vezir Hazretlerinin kendi bürokratları olmadığını gerekçe göstererek Karayolları 17. Bölge müdürlüğüne atamıştı, aslında ortakları SHP olmasaydı ona hiç görev vermezdi ama Vezir Hazretlerinin bacanağı Merhum Dr. Orhan Atılgan SHP’den Milletvekili adayı olup seçilemediğinden SHP’nin o aileye vefa borcu vardı, Rotaryınlarda sahip çıkınca İstanbulun Avrupa yakasına Karayolları Bölge müdürü yapılmıştı. Normale istemeyerek gitse de orada iki yıla yakın bir süre görev yaptıktan sonra 1989 yılındaki yerel seçimlerde merhum Muzaffer Önderin karşısında aday oldu ve seçimi de aldı. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün, mesela Suluovada müftülük yaparken sürgün edilen Bahattin Cinpolat hoca da bu nedenden ötürü Refah Partisinden Suluova Belediye Başkanı seçilmişti.
    Bu gerçekleri göz önüne aldığımızda bugün itibarı ile şehrimizde iktidarın hışmına uğrayarak sürgün edilen kimse olmadığı kanaatindeyim, eski İl Milli Eğitim müdürü merkeze çekildi, o da Sinoptan Vekil adaylığına hazırlanıyor. Bunun dışında benim bildiğim bir durum yok, siyasi partilerin il, ilçe yönetimlerinde görev yapan bazı aklıevveller bürokratlara iş yaptırabilmek için onları şişirip aday olun arkanızdayız diyebilirler, onlara inanacak kadar ahmak olan Bürokrat varsa gitsin istifa etsin de gününü görsün. Hiç unutmuyorum eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik bey Samsun’a geldiğinde ben karşılamıştım, bir okulda enteresan bir olay anlattı Kaymakamın biri Muhtarları toplayıp ben siyasete gireceğim ne dersiniz diye sormuş, hepsi ne demek Kaymakam bey senden iyisinimi bulacağız aday ol yanındayız demişler ve adamcağız görevinden istifa edip aday veya aday adayı olmuş, kapı, kapı dolaşmaya başlayıp oy isterken muhtarların da bulunduğu bir kahveye uğramış, eskiden karşısında el pençe duran muhtarlar geçmişler karşısına atmışlar bacak bacak üstüne “Kaymakam bey ver bi ciğara da yakak” deyince Kaymakam anında çıkıp gitmiş oradan. Daha sonra Kaymakam seçilemeyip yeniden görevine dönünce onlardan birer birer hırsını almış ama ne fayda.
   Bürokraside görev yapan arkadaşlar siyaseti bilmediklerinden yanlarına giden bazı aklıevvel teşkilat mensuplarının gazına gelmemeleri lazım, beraber çalıştıkları memurların da gazına gelmemeleri lazım, onların asla ve kata hiç birisi iyi niyetli olmadığını bilmeleri gerekir, çünkü onların derdi kendilerine destek verip seçilmeleri değil makamlarını kullanmaktır. Benim görevim doğruyu söylemektir, ahmaklık yapıp bu tip kalitesiz ve kapasitesiz kişilerin aklına uyarlarsa yarın eyvah diyeceklerini de unutmasınlar. Sözlerime son vermeden bir konuyu daha not etmek isterim şu Ankaradaki eski Belediye Başkanına yapılan operasyonla ilgili enteresan bilgiler geldi zamanı gelince onu da paylaşacağım bugünlük de o kadar kalın sağlıcakla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR