ALLAH DÜŞÜRMESİN

Hoca Nasreddin yüksek bir yerden düşünce doktora götürmek istemişler, hoca kabul etmemiş, beni yüksek yerden düşen birinin yanına götürün o benim halimden anlar demiş. En zayıf tarafım düşmüş insanlar düşmanım dahi olsalar asla bir tekme de ben vurayım demek gibi bir karakterimin olmamasıdır. Tam aksine düşenin yanında olmak gibi bir huyum olduğundan sürekli can sıkıntısı yaşıyorum, bu huyumu yeni edinmiş de değilim, eskiden beri var bu huy bende, ama son on beş yılda yaşadıklarım bazı konularda daha da hassas hale getirdi beni. Allah kimseyi gördüğünden geriye koymasın, kimseyi amansız dertle karşılaştırmasın, kimseyi de cezaevine düşürmesin diye dua ederim. Bu musibetler Allah’ın insana verdiği imtihanlardır ancak her nefsin de kaldıramayacağı işlerdir, ben geçmişte bu tür sıkıntıları bire bir yaşamış biri olarak neyin ne olduğunu, insanın sıkıntıya düştüğünde yanında ailesinden ve üç, beş dostundan başka kimsenin kalmadığını görünce geçmişte değer verdiği bazı insanlara neden değer verdiğine hayıflanır durur. Çocukluktan beri büyüklerimizden duyduğum en güzel dua “Allah’ım ailemden kimseyi amansız hastalığa yakalatma, cezaevine düşürme” duasıdır.

Bu kadar detayı neden verdiğime gelince beni sürekli okuyanlar belki hatırlarlar önceki gün Gürcistan’da tutuklanan Galip Öztürk’le ilgili bundan bir yıl önce bir köşe yazmıştım, aslında o köşe yazısını buraya koymak isterdim ama çok yer alacağından koymadım. Köşe yazımda bahsettiğim konu neydi derseniz, Galip Öztürk bir TV programına Avukatıyla birlikte katılıp Türkiye’deki davalarıyla ilgili açıklamalarda bulunmuştu. Programda konuşması gereken Avukat olmasına rağmen Galip Öztürk adamcağıza hiç fırsat tanımadan aldı sazı eline hiç soluk vermeden kendisini anlattı, ama işin garibi dili dönmüyordu, zor konuşuyordu, kimse dediğinden bir şey anlamadığı gibi anlaşılan kısımlarda da saçmaladı. Ben o konuşmanın kendi ipini çeken bir konuşma olduğunu yazmıştım, neden böyle düşündüğüme gelince Avukatın yasalarla anlatacağı gerekçeleri kendisi kafasına göre bunlar FETÖ dosyaları deyip geçiştirmesi lehine değil aleyhine olmuştu. Toplum artık her fırsatta FETÖ ifadesinden rahatsızlık duymaya başladı, hiç gerek yok, öyle olsa bile bu ifadeyi ya telaffuz etmemek lazım, ya da çok az telaffuz edip geçmek lazım.

Gürcistan’a hiç gitmedim ama orada iş yapıp Türkiye’ye dönen onlarca arkadaşım oldu, tamamı kazandığı parayı oraya bırakıp geldi, bu güne kadar Gürcistan’da iş yapıp da Türkiye’ye para getiren kimseyi görmedim. Galip Öztürk altı yıl önce Gürcistan’a gidip oranın da vatandaşı olmuş, bu süre içerisinde de çok büyük yatırımlar yapmış, hatta yaptığı otellerin demirinden çimentosuna, camından bilmem nesine kadar pek çok ürünü Samsun’dan satın alıp şehrin ekonomisine katkı sağlamış ama maalesef sermayesinin büyük bir bölümünü Gürcistan’a taşımıştır. Keşke buradaki cezalarını yatıp hiç yurt dışına gitmeseydi. Ceza derken şunu da söylemek isterim ki hani şu adam öldürmeye azmettirmekten aldığı müebbet cezası var ya o Rahşan Affından önce olduğundan Rahşan Affıyla on aylık cezaya düşmüş. Diğer dosyalarının çoğunu okumuştum, onlardan da ceza alabilir ama çıkan erteleme, infaz, vs. yasalarıyla üç, beş sene yatıp çıkabileceğini düşünüyorum. Altı sene Gürcistan’da çalışıp bana göre helal olmayan kazancını kazanıp sonunda hepsine devlet el koyacaksa ülkende cezanı çek çıkınca da işine gücene bak. Yok taşıyıcı anneden yirmi küsur çocuk, yok Çinlilere kiraya verilen işletmeler hepsi bana göre gereksiz işlerdi.

Tüm bunlara rağmen Adam içeriye girince herkes adeta bayram yapmış havasına girince canım sıkılmadı değil, bundan birkaç yıl önce Samsun’dan Gürcistan’a bir otobüs gazeteci getirmişti, ben gitmemiştim, nerde o gazeteciler, mahkeme iddianamelerinden okuduğum telefon dinlemelerinde kendisine abi diyen gazeteciler cezaevine girişini anında haber yaptılar, nasıl olsa ulusal basında var dedik girmedik. Allah kimseyi düşürmesin makam, mevkiiniz varken paranız pulunuz bol iken yanınızdan ayrılmayan yalamalar, düştüğünüzde en büyük düşmanınız olunca insanın canı sıkılmıyor değil. Kim olursa olsun, cezaevine girince üzülürüm, oralar öyle kolay yerler değil, Cezaevinde bir günün geçmesi dışarıda bir ayın geçmesi kadar zordur. Elbette suçlu suçunu çekecek ama suçlularla Teröristleri de karıştırmamak lazım, adam suç işleyip ceza aldı diye terörist olmaz, nice ceza alanlar daha sonraları baş tacı edildi. Allah hayırlısı neyse onu nasip eylesin diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla..
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR