Bakanlar Kurulu"nda yapılan değişiklikler bürokrasiye de  yansımalı

Hükümette yapılan son revizyon, halkın beklentilerine bir nebzecik cevap vermiş, ekonomik piyasalara güven gelmiş, dövizde yaşanan olumsuz gelişmeler normale dönerek, borsa yükselmeye başlamıştır. Sizin anlayacağınız, yeni kabineye olan güven sayesinde sanki ülkede seçim olmuş, eski hükümet gitmiş, yerine yeni hükümet gelmiş, şeklinde algılanmıştır.
Bu tür yenilikler toplum tarafından her zaman beklenen ve yeni gelen Devlet adamlarının daha heyecanla ve daha aktif biçimde çalışarak, bazı olumsuz gelişmeleri düzelteceği kanaatinin oluşmasına sebep olmaktadır. Bu yenilikler, Bakanlar Kurulu"nda olduğu gibi bürokraside de beklenir. Çünkü AK Parti iktidar olalı yaklaşık yedi yılı geçti, bazı bürokratlar var ki nerede ise, on yıldan fazladır kurumun başında görev yapmaktadırlar. Bu insanların, göreve geldiklerinde taşıdıkları heyecanı kaybetmiş olmaları kadar doğal bir durum yoktur. Göreve gelen her idareci ilk zamanlar kendisini ispat edebilmek için canla başla çalışarak güzel işler yapıyor, aradan birkaç yıl geçince bakıyor ki işler bitecek gibi değil veya aşırı talepler yoruyor onu, bu kez çareyi daireden kaçmakta veya açılış, tören ve protokollerde geçirmekte buluyor.
Bölge Müdürü, İl Müdürü, Genel sekreter ve yardımcılıkları gibi üst düzey görevde bulunan insanların, bu görevlerde belli süre kaldıktan sonra mutlaka yer değişikliğine ihtiyaç olduğu bir gerçektir. Aksi halde, bırakın halkla ilişkilerde yaşayacağı olumsuzlukları, kendi maiyetindeki personele dahi söz geçirmede problem yaşarlar. İdarecilik görevine aynı ilde başlayıp, aynı ilde emekliye ayrılan insanlara şahit olduğumuz bir ülkede yaşıyoruz. Bazı alışkanlıklar zamanla terk edilmediği sürece veya toplumlar yeniliklere açık olmadıkça gelişmekten veya ilerlemekten de bahsedilmemeli.
Zamanı gelince teker, teker ele almayı düşündüğüm bu klasik idareci şeklini bu ülke kaldıramaz. Artık, sabah sekiz, akşam beş mantığının doğru bir mantık olduğunu düşünmüyorum. Akşam eve gittikten birkaç dakika sonra lokalde veya sosyal tesislerde okey muhabbeti ile devam eden idarecilikten bu ilkeye nasıl bir fayda geleceğine siz karar verin. Bilmem hatırlar mısınız? TV"lerde bir reklâm vardı  “Eskiyen çorabınızı atın, artık Türkiye"ye bilmem ne çorapları geliyor”
Şimdi benim de yeni bir sloganım var “Klasik düşüncede olan idareciler ya kendilerini yenileyip, toplumun kültürüne, seviyesine uygun hale gelsinler veya yerlerini gençlere bıraksınlar.” Bu yazdıklarımdan bazı bürokrat arkadaşlar rahatsız olabilir ancak, onlara beni eleştirirken çocuklarımın bana söylediği bir sözü hatırlatmak istiyorum; GERÇEKLER ACIDIR.
Gerçeklerin acılığından yola çıkarak İmam Gazali Hazretlerinin "DOST ACI SÖYLER" sözünü hatırlatmakta yarar görüyorum. Bizden sonraki nesillere güzel bir ülke, güzel bir gelecek bırakmak istiyorsak hepimizin önünde iki alternatif var; Ya kendimizi yenileyip, çağın gerektirdiği bilgi birikimi, kültürel düzey ve ekonomik alt yapı oluşturacağız ya da izzeti ikbal ile Babı Devletten çekilip, evimizde oturacağız. Klasik bürokrat tipli; akşamları okey masalarında, gündüzleri açılış, düğün merasimlerinde boy göstermekten öteye gidemeyen insanlar, artık bu huylarından vazgeçmeli veya  bu arkadaşlarımız ilgili merciler tarafından tespit edilip, istirahata çekilmeli.
Bilgi çağını yakalayıp, bilgili bir toplum olabilmek için çocuklarımızı teşvik edip, onca masraflar yapar iken, kendimiz bilmem hangi lokalde, kulüpte, kafede iyi okey oynamanın veya iyi tavla atmanın havasını atmaya çalışıyorsak; Vay halimize! Bir yandan çocuklarımızı eğitme mücadelesi verirken, diğer yandan kendimiz tam tersini uyguluyorsak, bunun inandırıcılığı nerede?
Bu akşam Kanal S"de Mahmut Erdoğan Bey"le DOBRA DOBRA programında Samsunspor"un dününü, bugününü ve yarınınını tartışacağız. Bunun yanı sıra on iki yıl aradan sonra Bakanlık verilen ilimiz, bundan sonraki süreçte ne gibi kazanımlar elde edecektir, onu konuşacağız. Zamanımız kalırsa da, ilçe kongrelerinde yaşanan bazı gelişmeleri konuşacağız. Akşam buluşmak dileğiyle hoşça kalınız.