BANA ZORLA VEZİR HAZRETLERİ'Nİ SAVUNDURACAKLAR!..

Bugünkü yazımızda iki konuya değinmek istiyorum. Konularımızdan ilki uzun zamandan beri hakkında haberler yaptığımız İl Milli Eğitim Müdürü'nün görevden alınması konusu olacak, zira bu konu önemli bir konu, gelecek nesillerin emanetçileri olan çocuklarımızı teslim ettiğimiz kurumun başındaki insan, toplumun her kesimini ilgilendiren bir makamın başında olması nedeniyle ilgi alanımızda olması gerekiyor. Bu arkadaşımız şehrimize atanmadan önce görev yaptığı Çorum ilinde tanıdığım ve güvendiğim arkadaşları arayarak nasıl bir arkadaş olduğunu sordum. Aldığım malumat menfi olunca kendisine hoşgeldin ziyaretine gitmedim. Daha sonraki süreçte yaptığı icraatlar, bana bilgi veren arkadaşın ne kadar doğru söylediğini bir kez daha teyid etti. Görev süresi boyunca yaptığı yanlış atamalardan tutun da eşine verdiği görev, Çorum'dan buraya getirdiği arkadaşına verdiği yetkiler, aynı günde iki farklı kurumda görev alması gibi, yanlış icraatları gazetemizde haber yapıldı. Elimizde bir hayli belge vardı, onları da önümüzdeki günlerde yayınlamaya devam edecektik ama tayini çıkınca vaz geçtik.
Gelelim neden tayin edildiğine; Bakanlık yetkililerinden bizzat aldığım bilgi, bizim yaptığımız haberlerin etkili olduğu yönünde ancak bu arkadaşımızın kankileri olan radikal islamcı, entel ve dantel zevata göre bir kitap çetesinin başında bulunan AK Parti'li bir şahsiyetin çabası yönünde alındığı iddiası var. Ancak bu iddia tamamen olaya kılıf bulma iddiasından öteye bir iddia değildir. Bir yöneticinin görevden alınmasının en önemli nedenlerinden birisi yaptığı işe aile bireylerini karıştırması ve yanlış atamalarıdır. Onların iddia ettikleri gibi işin içerisinde siyaset olsaydı, İl teşkilatı ve Vekiller bu arkadaşı destekliyorlardı, onların gücü yetmedi de Vekil olma gücü olmayan bir aday adayının mı gücü yetmiş? Ama işin içerisinde yanlış atamalar, yanlış görevlendirmeler, aynı anda birden fazla kurumda görev yapma gibi işler olunca siyasetin yapabileceği bir şey yok. Adamcağız bağlı bulunduğu Bakanlığın Bakanı'nın Dünürü'nün başında olduğu Üniversitede ders verdi ki yeri garanti olsun, yine olmadı. Ayrıca kitap çetesinden bahseden arkadaşlar, önce kendilerine baksınlar çıkardıkları dergileri neden çıkarıyorlar. Belediyeleri söğüşleyip malı götürmek mi, yoksa hizmet etmek mi? Yalandan kim ölmüş ki, yaz yaz gitsin öyle mi? Peki çıkardıkları dergide beraber oldukları bazı zevatın Yazlıklarının nasıl yaptırıldığı ve orada nasıl oturuduklarını da yazsalar ya! Öyle yalandan başkalarına çamur atmakla olmuyor önce kendi evimizin önünü temizleyeceğiz.
Bu arkadaşımızın tayini şehrimiz için büyük bir kazanım olmuştur ancak bazı arkadaşlarımız için büyük bir kayıp olmuştur. Örneğin Sinancığımla, Yunusçuğum için büyük bir kayıptır, yakın arkadaşlarından ayrılmaları nedeniyle onlara geçmiş olsun diyorum. Yakın zamanda Sinancığımın orada bir kahvaltı yaparak bu eksikliği gidermeye çalışırız, canını sıkmasın. Gelen arkadaşla ilgili de bilgi edindim. Şimdikinden daha yararlı hizmetleri olur diyorlar. Kendisi Sinoplu, Ankara İlahiyat mezunu, Kütahya'da sendikanın emrine girmediği için biraz sıkıntı yaşamış ama doğru yapmış bir arkadaş olduğu bilgisi geldi. Diğer bilgiler de bende saklı kalsın bu konuyu burada kapatalım.
Yazı başlığımızdaki konuya gelince; benim Vezir Hazretlerini ne kadar çok sevdiğimi, beni tanıyan herkes bilir. Ancak hayatımın hiçbir döneminde sapla samanı, eğri ile doğruyu karıştırmadığımdan yazdıklarımı vicdanıma danışarak yazdığımdan, doğruları yazmaya devam etmek zorundayım. Bazı siyasetçiler ve onların kiralık kalemleri son zamanlarda Vezir Hazretleri'nin üzerine iki konudan gidiyor, birisi Ersin Yılmaz'a verdiği ihaleler, ikincisi ise Atakumda ki İkiz Kuleler. Ersin Yılmaz konusu beni ilgilendirmez ama İkiz Kulelerle ilgili söylemem gereken doğrular var. Bu arsaların ilk alınmaları esnasında merhum Kayıkçıbaşı beni de işin içerisine kattığını, daha sonra kendimin çıktığını yazmıştım. Çıkma nedenim de alınan iki arsanın birisinin yerinin heyelan olduğu. Bunu köylülere kaydırıp arkadaşların arsalarını imara öyle açmalarıdır. Ancak burada doğruyu hakkaniyetli bir biçimde söylemek gerekirse, tâ o zaman bu arsalar alınırken, Vezir Hazretleri bizzat bana, 'Burada yanlış birşey var mı, Haram var mı?' diye sormuştu. Ben de şayet heyelanlı kısım yollara verilirse sorun yok, demiştim ama maalesef daha sonra Heyelanlı kısım da arsalara ilave edildi. Binayı yapan Cukkacıbaşı ve Keresteci arkadaşın Paralelci oldukları konusu üzerinden gidilse eyvallah! Heyelanlı kısmın arsalara dahil edilip köylülerin mağduriyeti üzerinden gidilse yine evet, ama sırf Vezir Hazretleri'ni yıpratmak için saçma sapan şeyler üzerinden gidenlere bu fakirin bir kaç suali var? İlk sorum şu: Adam gibi dürüstçe söyleyin, çıkartmakta olduğunuz gazetenin giderlerini nereden ve nasıl karşılıyorsunuz, bunu kamuoyu bilsin? İkinci sorum: Size destek veren siyasetçinin, siyasete başladığı günkü serveti ile bugünkü servetini açıklar mısnız? Soru üç: Bu siyasetçi tek maaşla, çoluğunu çocuğunu özel okullarda nasıl okutuyor anlatır mısnız? Soru dört: Bu siyasetçinin akrabalarının üzerindeki mal varlıkları bundan oniki yıl önce neydi şimdi nedir? Soru beş: Destek verdiğiniz siyasetçi, bölgesindeki Müteahhit, işveren veya rant getiren işler yapanlardan yardım adı altında makbuzsuz ne kadar paralar topladığını anlatır mısınız? Bu soruların o kadar çok devamı var ki anlatamam. Bendeki dosyaları görseniz aklınız şaşar! Bugüne dek sesimi çıkarmamamın tek nedeni, Vezir Hazretlerini sevmeyişimdir ama sapla samanı karıştıracak kadar da ahmak olmadığımı unutmayın. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR