BEN BU İŞİ ÖĞRENEMEYECEĞİM HERHALDE
Bugüne kadar yedi tane iş yaptım bunlardan dördü hala daha devam ediyor, üçünü bıraktım. İlk işim imamlıktı, o zamanlar imamların maaşları çok düşük olduğundan geçim sıkıntısı çektiğimden bırakmak zorunda kalmıştım. Daha sonra yap-sat yapmaya başladım. Uzun yıllar ara vermeksizin yaptım. Şimdi de arada bir yapmaya devam ediyorum. Piyasa şartlarına göre ara verip yeniden yapıyorum. Yurt işletmeciliği yaptım. Hâlâ daha yapmaya devam ediyorum, Aygaz tüp bayiliği yaptım, doğalgaz gelince bıraktım. Belediyecilik yaptım, vezir hazretleri kazık atınca bıraktım. Tavukçuluk yaptım, yapmaya da devam ediyorum. Gazetecilik mesleğine de on yıl oldu başlayalı ama bir türlü diğer meslektaşlarım gibi olamadım. Neden olamadın derseniz olaylara onların bakış açısıyla benim bakış açım o kadar farklı ki anlatamam. Ben olayları tahlil ederken arka planında olan bitene göre tahlil ederim. Bizim meslektaşlar kendilerine nasıl servis edilirse aynen haber yapıp geçerler. Bu olayın arka planı nedir, toplumsal boyutu nedir, neden olmuştur bakmadan servis ederler.
Son bir haftadan beri Suudlu gazeteci haberi her gün TV kanallarında ve yazılı basında haber yapılmakta. İlk başta ulusal bir haberdir benim konum değil deyip ilgilenmedim. Ancak olay gündemden düşmeyince acep bu işin arka planı nedir diye merak ettim. Daha önce Yenişafak gazetesinde yöneticilik yapmış, bilahare El Cezire’de çalışmış, şimdi Arap-Türk gazeteciler derneğinde görev yapan sevdiğim bir dostumu arayıp olayın arka planının ne olduğunu sordum. Dostumun anlattıklarını aynen size nakledeceğim, bu gazeteci aslen Kayseriliymiş, meşhur silah tüccarı Adnan Kaşıkçı’nın da yeğeniymiş, ailesi çok uzun zaman önce Arabistan’a göç etmiş, kendisi de orada gazetecilik mesleğiyle iştigal ederken bir önceki Suudi Kralının basın danışmanıymış. Kral vefat edip yerine şimdiki Kral geçince aynı görevi yapmaya devam etmesini söylemiş ama bu arkadaş kabul etmemiş. Gazeteci arkadaşımız bu işi kabul etmeyince başıma bir hal gelir korkusuyla ABD’ye yerleşmiş, dikkat edin, Türkiye’ye değil ABD’ye yerleşmiş.
ABD’de uzun bir müddet kaldıktan sonra oranın vatandaşı olmaya hak kazanmış ama bu işlemler devam ederken eşinden ayrılıp genç bir bayanla tanışmış, bayanla evlenmek istemiş, bayanın ailesi boşandığına dair belge isteyince konsolosluğa gidip belge alması gerekmiş. Konsolosluğa gitmeye de cesaret edemiyormuş ama hatun aşkı adamcağıza cesaret verip soluğu Konsoloslukta almış. Konsoloslukta işlemlerini başlatmış, görevliler bu işler biraz zaman alır, işlemleri yapalım, bitince sana haber veririz demişler. Gazeteci de bunun üzerine Londra’ya gitmiş. Aradan bir hafta geçince Konsolosluktan gazeteciyi aramışlar ve evrakların hazır gel al demişler, gazeteci de Londra’dan gelip evrakları almak üzere Konsolosluğa giderken bayan arkadaşına geç saatte Konsolosluktan çıkmazsam arkadaşlarıma haber ver demiş. Saat 14.00 civarında girdiği Konsolosluktan 17.00’a kadar çıkmayınca bayan arkadaşı benim aradığım arkadaş dâhil birkaç arkadaşını arayıp durumu anlatmış, sonrası malum ulusal basında sürekli gündemde.
Bu konuyu şuana dek bu denli anlatan ne bir TV kanalı ne de yazılı basın görmedim, sadece Arap gazeteci kayıp, yetkililer Arabistan Konsolosluğunda öldürüldüğüne inanıyorlar şeklinde haberler okuduk veya duyduk. İşte bu nedenle ben bu işi öğrenemeyeceğim herhalde diyorum. Zira bu konuda irdelenmesi gereken şey bu adamın Suudi Kralına danışmanlık yapmak istememesinin asıl amacının ne olduğu sorusu ile birlikte birkaç tane daha soru var. Nedir o sorular derseniz aslen Kayserili bir ailenin çocuğu olan bu Kaşıkçı Efendi neden ABD’ye gitmiş de Türkiye’ye gelmemiş? İş bununla da bitmiyor, yaşı altmışı bulan bu zat-ı muhteremin öyle genç akademisyen bir bayanla evlenmek istemesi çok doğru bir hareket mi? O bayanın onunla evlenmek istemesinin asıl amacı neymiş? Bir başka önemli soru, onlar için evlenecekleri kişinin boşanmış olup, olmaması çok da önemli olmamasına rağmen böyle bir belgeyi neden isteme gereği duymuş?
Tüm bu sorulara cevap bulduktan sonra konuyu gündemde tutmanın daha doğru olacağı kanaatindeyim. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti topraklarında Suudi Arabistan konsolosluğunun böyle bir işi ABD’li amcalarından destek almadan gerçekleştirmesi mümkün mü? O sorunun da cevabını bulmak lazım. Bu soruların cevaplarını bulursam sizlerle paylaşırım ama bulacağımı hiç sanmıyorum. O yüzden bu konu sırf gündemi değiştirmek için de gündemde tutulduğu kanaatini taşıyorum. Yoksa olay vakıa-yı adiyenin ötesinde bir olay olmadığı kanaatindeyim, bu ülkede günde onlarca insan kaybolur, ölür, öldürülür ama bu kadar gündem olmaz. Neden bu işi öğrenemediğimi anladınız diye düşünerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.