BÖYLE ŞARKIYA LANET OLSUN
Toplumun temel değeri kültürüdür, kültürsüz toplumların ayakta durma şansları yoktur. Osmanlı Devleti'ni altı asır ayakta tutan kültürel altyapısının sağlam oluşudur. Kültürsüz toplumlar temelsiz binalara benzerler, en ufak bir sarsıntıda yok olurlar. Osmanlı hanedanı yetiştireceği devlet adamlarına önce kültürlü olmayı öğretir, daha sonra Devlet yönetmenin ne demek olduğunu öğretirdi. Padişahların tamamı hem batı, hem doğu kültürünü çok iyi bilen insanlardı.
Kültür nedir derseniz bu konuda çok ama çok farklı tarifler yapmak mümkün, kişinin aldığı eğitimin hayata yansımasından tutun, davranış biçimi, yaşam tarzı, karakteri, ictimai hayattaki münasebetleri kültürün hayata yansımasıdır. Bir insan için ayıp olan başka bir insan için ayıp olmayabilir, aradaki fark kültürdür. Örneğin bizim aldığımız kültürde bir insanın toplum içerisinde yellenmesi çok ayıp iken Avrupa'da çok doğal ve normal bir hareket olarak kabul edilmesi aradaki kültür farkının toluma yansımasıdır.
Kültürün temelinde inanç bağları vardır, beşeri münasebetlerde temel ölçü kişilerin inançlarıdır, inançsız toplumlarda ortak kültürden bahsetmek mümkün değildir. Üzülerek ifade etmek gerekirse içerisinde bulunduğumuz yüzyılda toplumumuzun en büyük sıkıntılarından birisi batı hayranlığı ve batı kültürüne olan özentidir. Ecdadımız batı kültürünü öğreniyordu ancak inancına ters düşmeyen kısmını hayatına tatbik ediyor, ters düşenini ise elinin tersiyle itiyordu. Bir insan, bir toplum kendisi olamaz veya ayaklarının üzerinde duramaz ise ondan hiç bir şey beklenmez.
Geleceğimizin teminatı olan gençlerimizi yetiştirirken onları kültürlü, eğitimli, donanımlı, şahsiyetli insan olarak topluma kazandırmak için elimizden geleni yapmakla kalmayıp, tüm mesaimizi, gelirimizi, ekonomik gücümüzü onlara harcamaktan kaçınmayız. Çocuklarımızın eğitiminde aileden sonra en büyük etken okullar ve öğretmenlerdir. Okullarda beraber oldukları arkadaşları, okul idarecileri ve öğretmenler çocuklarımızın gelecekteki kültür alt yapısının oluşmasında en önemli faktördür.
Eğitim kurumları çocuklarımızı eğitirken onları özendirmesi gereken şey kültürlü, bilgili, inançlı insanlar olmaları yönünde olması gerekirken ne idüğü belirsiz bir şarkıcıya veya onun yazdığı sözlere özendirirse onlara ve ülkemize en büyük ihaneti yapmış olur. Eğitim öğretim döneminin son günlerine geldiğimiz bu günlerde yapılan yılsonu etkinliklerinde kullanılan argümanlar çok can sıkıcı nitelikte. Öğrencilerin kıyafetlerinden, hareketlerine, söyleyecekleri şarkılara varıncaya dek kültürümüzden, inancımızdan uzak şarkılarla onları eğlendirmek fevkalade yanlış bir durum.
Geçtiğimiz Cuma akşamı Atatürk İlköğretim Okulu'nda yapılan yılsonu etkinliğinde okunan şarkı eğitimimizin geldiği oktanın içler acısı olduğunun delilidir. Çocukların giyim kuşamından, söyledikleri şarkılara varıncaya dek o kadar saçmalıklar yapılmış ki aklınız durur. Yonca Evcimik'in aşağıda tam metnini verdiğim şarkılarını söyletip, sözlere uygun ritimler yaptırmaları akıllara durgunluk verecek derecede ayıp bir durum. İnanmayanlar için işte şarkı sözleri kararı siz verin:
Haydi sallayalım dünyayı
Haydi sallayalım dünyayı
Durmadan dans edelim aşk için
Şıkır şıkır sallayalım kalçayı o oo o oo
Haydi sallayalım dünyayı
Durmadan dans edelim aşk için
Şıkır şıkır sallayalım kalçayı o oo o oo
Dans et içindeki ışığı keşfet
Sende doğru yolu bulursun elbet
Unutma herşey aşk için
Gerisi hikaye artık vazgeç
Şimdi dünyanın tadını çıkar
İnanki çok güzel hayat
Vardır yanında sevgilin elbet
Durma ona olan aşkını ilan et
Seni seviyorum
Seni seviyorum
Aşığım sana
Seni seviyorum seni seviyorum
Aşığım sana
Haydi eller havaya kalçaya
Önce öne doğru sonra arkaya
Ayak sağa sola kollar yana
Memeleri sallaya sallaya
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.