BU ŞEHİR SAHİPSİZ Mİ?
Bugün şehrimize neden turist gelmiyor, Arapları şehre sokmak iyi mi değil mi?, bu konuda Trabzon ve Rize illerinde durum nedir, ne değildir konusunu yazacaktım ancak dün öğrendiğim bazı kulis bilgileri nedeniyle yazı konumu değiştirme gereği duydum. Üzülerek ifade etmek gerekirse bu şehir gerçekten sahipsiz, bürokrat atamasından tutun da siyasetçi seçilmesine dek sürekli dışarıdan müdahalelerle yönetildiğimiz bir gerçek. Sürekli olarak Doğu Karadeniz kökenlilerin şehri yönettiğini iddia edenler arka planda olup bitenler habersiz konuşup dururlar, oysaki şehri yönetenler arka planda çok farklı kişiler olduğunu kimse bilmez, gerçekten bu şehir garip, bu şehir öksüz, bu şehir sahipsiz. Ne demek istediğimi yazımın ilerleyen cümlelerini okuduğunuzda daha rahat anlayacaksınız.
İki yıl önce OMÜ Rektörlüğüne bir atama yapıldı, otuz beş aday arasından adı, sanı duyulmayan, bilinmeyen bir arkadaşımız Rektör olarak atandığında hepimiz şaşırıp kalmıştık. Atanan arkadaşı gıyabında tanımıyordum, ancak daha sonra birkaç özel sohbetimiz oldu, arkadaşımız insan olarak iyi bir insan, ilahiyatçı olarak iyi bir ilahiyatçı, mümin olarak iyi bir mümin ama iyi bir Rektör mü? derseniz hayır derim. Neden böyle söylediğime gelince son otuz yıllık Rektör atamalarının tamamının arka planını da bilirim, Rektörlerin ne yaptıklarını da çok iyi bilirim, OMÜ öğrencisiyle, Hocasıyla, personeliyle altmış bin kişilik bir eğitim kurumu, bu kurumu yöneten kişinin çok iyi idareci olması lazım, işini yaparken kırmadan dökmeden, ama şehrin ve kurumun dengelerini bilerek yönetmek zorundadır. Yavuz hoca bu konuda başarılı olamadı, kendi atadığı Rektör yardımcılarından tutun da pek çok idareciyi iki yıl geçmeden görevden aldı. Peki Yavuz Hocanın atamasında kim etkili oldu derseniz zurnanın zırt dediği nokta burası işte, hepimizin tanıdığı, benim de arkadaşım olan eski Refah Partisi Milletvekili ve Samsun’un da eniştesi olan Hasan Hüseyin Ceylan Vezir Hazretlerinin kayınçosunun yaptığı binadan daire almış, yaz aylarında birkaç ay gelir orada kalır, Sadece kalmakla da kalmaz bu arada siyasi kulislerini, ziyaretlerini vs. de yapar. İki yıl önceki gelişimde Yavuz Hocayla üç, beş arkadaşıyla beraber yemek yerler ve işte bizim Rektörümüz bu arkadaş deyip Yavuz Hocanın atamasında ciddi anlamda etkili olur ve atanır.
Aynı Hasan Hüseyin Ceylan bu yaz da Samsuna geldi, hatta bir arkadaşımızın cenazesinde de görüştük, bir müddet Erdoğan Tokla ziyaretler yaptı, geçtiğimiz günlerde Melih Gökçek Samsun’a geldi onunla birlikte dolaştı, ziyaretler yaptı, Cumhurbaşkanının yanında resim verdiler Melih Bey Sheraton otelde bir hafta on gün kaldıktan sonra döndü. Ancak asıl işin perde arkası bu arkadaşlar Atakum’da bir mekanda çeşitli gruplarla bir araya gelip Mustafa demir sonrası Belediye Başkanını tespit çalışmaları yapmışlar. Akademisyenlerle yaptıkları toplantıda biraz kargaşa çıkmış ama diğer toplantılarda sorun olmamış. Arkadaşların üzerinde çalıştıkları adaylarla ilgili şimdilik isim vermeyeceğim ancak Mustafa Demir benim adayım Hüseyin Dündar demiş, zaten Mustafa demir oldum olası Hüseyin Dündar isminden vaz geçemez. Hüseyin Dündar’da kendisi gibi istişareye kapalı, kimseyle istişare etmeden bildiğini okuyan bir tip, Suat Kılıç’ta Cumhurbaşkanının etrafında dolaşıp duruyor, tüm hedefi Büyükşehir, Allah bu ikisinden de bu şehri korusun.
Mustafa Demir rahatsızlığı nedeniyle tekrar aday olmaz, ama dönem sonuna kadar götürebilir, rahatsızlığı olmasa da aday olması mümkün değildi zaten. Önümüzdeki dönemde bu şehrin kucaklayıcı, iş bilen, mütevazi, donanımlı bir Başkana ihtiyacı var, kim olur onu bilemem ama Hasan Hüseyin Ceylanın yaptığı işler doğru işler değil, o gitsin Ankara’da siyaset yapsın, doğduğu veya yaşadığı ilin siyasi mülahazalarına müdahale etsin ama bu şehrin siyasi ve bürokratik atamalarına karışması bu şehrin insanına saygısızlıktır, böyle saçmalık olmaz. Kendisi eski arkadaşımızdır, severiz ama yapması gerekenleri de hatırlatmaktan geriye kalmayız. OMÜ’ye yaptığı müdahalenin sonucu ortada, Belediye Başkanından Vekiline, Akademisyeninden idarecisine memnun olan varsa ben özür dilemeye hazırım. Bu işler öyle sırça köşklerde oturup arka plan siyaseti yapmakla olmuyor, para, pul, iş, güç ne isterseniz sizin olsun ama lütfen bu şehrin geleceğiyle oynamayın diyerek sözlerime son veriyorum kalın sağlıcakla…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.