BÜROKRATLAR KİMİN EMRİNDE?
1982 yılında Erzurum"da üniversite öğrencisi iken, anlatılan bir olayı anımsatarak sözlerime başlamak istiyorum. 1960 İhtilali ardından tüm kamu kurumlarına CHP teşkilatlarından elemanlar yerleştirilmiş, hatta teşkilatlarda görevli olanlar, hangi kurumda görev almak istemişse almış. Bazı illerde CHP İl Başkanları Vali, bazılarında Belediye Başkanlığı görevlerinde bulunmuşlar. Bu atamalar yapılırken, teşkilatta görev yapanlardan biri müezzinliğe heves edip, bu görevi talep edince, o göreve atanmış. Ancak adam ömründe hiç namaz kılmadığından, müezzinlik görevini yaparken de namaz kılmıyormuş. Cemaat namaza başlayacağı zaman kamet getiriyormuş, cemaat namaza başladığında yerinde oturup, bitmesini bekliyormuş. İmam Efendi selam verince o görevine kaldığı yerden devam ediyormuş. Cemaat durumu fark edince gidip demiş ki Hocam bu ne haldir, siz namaz kılmadan müezzinlik yapıyorsunuz müezzin efendi demiş ki Namaz benimle Allah arasında olan bir olaydır, müezzinlik ise devletin bana verdiği görevdir, benim namazımdan size ne? Bunun üzerine cemaat sessiz kalmak zorunda kalmış. Bu olayı anlatma nedenim dün gazetelerde gördüğüm bir haberdir. İktidar partisinin ilçe başkanı almış yanına iki bürokratı düşmüş yollara, o köy senin, bu köy benim dolaşıyor, dersiniz ki adam milletvekili olmuş da, köylünün derdini dinliyor. Zavallı bürokratlar da arkasında resme girmek zorunda kalmışlar. Cumhuriyet kurulduğu günden itibaren tek partili dönem dışında böyle bir saçmalık olmamıştır. Anap"ın en güçlü dönemlerine bakın, hiçbir siyasetçi yanına bürokrat alıp, bir yere gitmiş mi? Diğer partilerin devri iktidarında da olmamıştır, ne DYP iktidarlarında, ne CHP koalisyonlarında, ne de MHP"nin hükümet ortaklığında böyle bir olayla karşılaşmak mümkün değildir. Doğrusunu ararsanız bu güne kadar AK Parti iktidarında da bu tür saçmalıklar olmadı. Diğer illerde de bu durum yok, ancak bu bizim ilçe başkanı biraz ahmak, biraz da sazan olunca, almış yanına bürokratları düşmüş yollara. Şimdi bu zavallıya sormak lazım arkadaş sen milletvekili misin, vali misin, belediye başkanı mısın, il genel meclisi üyesi misin, yoksa ahmak bir sazan mısın? Hangisinden olduğunu söyle de bizde ona göre muamele edelim. İktidar olmak demek bürokratları emrine almak anlamına asla gelmez. Zaten kendini bilen bürokrat da kalkıp seninle oralara gelmez, hadi geldi diyelim resme girip, kendini madara etmez. O resimde bulunan iki bürokrattan birisi, teşkilattan geldiği için saygı duyarım, ama diğer boyu uzun, aklı kısa olan adama ne demeli? Ben yıllarca onunla arkadaşlık ettim ve bulunduğum konum siyaset üstü bir konum olmasına rağmen, öyle bir yere kendisini götürdüm mü veya öyle bir fotoğrafta yer almasına izin verdim mi? İnsan ne olursa olsun kendisini taşımasını bilmeli, ama bu yaptığını ona çok görmüyorum, nedenine gelince bayram törenlerinde veya diğer törenlerde çekilen resimlere bir bakın, kendisinin yanında işçi olarak çalışan sendika başkanı, protokol sıralamasında önünde durur, kendisi onun amiri olmasına rağmen arkasında durur, yetmedi bir de eşi kendisinden şüphelenip, aldattığını düşününce, gidip onu sendikacıya şikayet eder, sendikacı evine gidip, evin tapusunu derhal hanımına vermesini emreder, o da ertesi gün tapuyu eşine verir. İşte size devletin en üst düzeydeki bir bürokratının yaşam tarzı, gerisini siz düşünün. Böyle bir bürokratı değil iktidarın ilçe başkanı, mahalle temsilcisi dahi istediği yere götürür. Burada önemli olan iktidar partisinin ilçe başkanının yaptığıdır. Bu olay başka bir dönemde yapılmış olsa idi ulusal basında manşet olup, bürokrat anında görevden alınırdı, şimdi bakıyorum da kimsede ses, soluk yok. Şehrimize yeni atanmış olan Vali"den herkes övgü ile bahsetmektedir, Sayın Vali"nin bu olaylara el atıp, bu gayri yasal ve gayri ciddi olayları ortadan kaldırıp, hatalıları cezalandıracağını ümit ediyorum. Zira burasının Muz Cumhuriyeti olmadığını, herkesin haddini bilmesi gerektiğini düşünüyorum. Aksi halde devletin ciddiyeti, bürokrasinin hiyerarşik yapısı alt üst olmuş durumda olmakla karşı karşıya gelir. Bundan birkaç ay önce AK Parti Genişletilmiş İl Divan Toplantısı"nda veya İlçe Divanı Toplantısı"nda bürokratlara bağırıp, çağırmadan iş yaptıramıyoruz diyen İlçe Başkanı, bugün yanına Valilik makamının en üst düzeydeki bürokratını alıp, köy köy dolaşıp, milletin derdini dinliyorsa, milletvekilleri, Vali, Belediye Başkanları ve İl Genel Meclisi üyeleri tepkisiz kalıyorsa, burada ciddi bir sıkıntı var demektir. Siyasetçi işini yapmalı, bürokratta görevini yapmalı. Bunlar biri birine karıştığı zaman her şey kokuşur. Devlet yasalarla yönetilir ve herkesin amiri, memuru bellidir, bu yapı bozulduğu gün Muz Cumhuriyeti olduğunuz gündür. Tercih yöneticilerindir, yarın eyvah para etmez, bizden söylemesi. Kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.