BÜYÜK OTEL GERÇEĞİ
Yıllardır şehrin kanayan yarası haline gelmiş olan, Büyük Otel dosyasının bilinmeyen yönlerini siz kıymetli okuyucularımızla paylaşmaya karar verdik. Bilinmeyen yönleri dediğimiz olaylar, yetkililer tarafından çok iyi bilinmesine rağmen, kendilerinin taraf olmaları nedeniyle toplumla paylaşılmamıştır. Okuyacağınız yazı aynı zamanda yetkili makamlara şikayet olarak resmi yazıyla iletilmiş olup, konuyla ilgili olarak soruşturmanın devam etmekte olduğunu da ifade etmekte yarar var. Büyük Otel 1997 yılında 2886 sayılı ihale yasası esas alınarak, İl Genel Meclisi"nden, İl Daimi Encümeni"ne yetki alınmak sureti ile Kuraş A.Ş. ye kiraya verilmiş. Kuraş kira ödemeksizin, sözleşmesinde olmamasına rağmen, binaya tadilat, ek inşaat, tefrişat v.s yapmış ve bu yaptıklarını da mahkeme kararı ile onaylatmış. İl Özel İdaresi yapılanları kabul etmeyip, kiranın ödenmediği gerekçesi ile mahkemeye başvurup, binanın tahliyesini talep etmiş, mahkeme ise İl Özel İdaresi"ni haklı bularak, tahliye yönünde karar vermiş. İşte asıl enteresan olay bundan sonra yaşanmış, mahkemenin tahliyesine karar verdiği Kuraş A.Ş. İl Genel Sekreteri Aslan Karanfil"i ikna edip, (Nasıl ikna ettiği çok enteresan) oturup tahliye sözleşmesi imzalıyorlar. Bu sözleşmeyi Aslan Karanfil"in imzalayabilmesi için İl Genel Meclisi"nden yetki alması gerekmektedir. Aksi halde yetkisiz bir şekilde imza atmış pozisyonuna düşmüş oluyor ki, olay da bu şekilde cereyan etmiştir. Bu protokol veya sözleşme imzalanırken, İl Özel İdaresi"nin avukatının da sözleşmeye imza koyması, karşı tarafı haksız iken haklı pozisyona geçirip, o güne kadar yapılan sözleşmeler, ödenmeyen paralar, mahkemeler otomatikman geçersiz hale geliyor. Kuraş bu sözleşmeyi esas alıp, İl Özel İdaresi"ni yeniden mahkemeye verince sözleşme gereği mahkeme oteli yeniden Kuraş"a veriyor. İşte siz değerli Samsunluların yıllardır yılan hikâyesine dönen Büyük Otel hikâyesinin aslı. Burada en büyük sorumsuzluk yetkisi olmadığı halde protokole imza atan bürokratlardadır. Zira devlet yasalarla yönetilir, yasal alt yapısı ve dayanağı olmayan hiçbir icraatın yapılmaması gerekirken, İl Genel Sekreteri Aslan Karanfil"in İl Genel Meclisi"nden yetki almış gibi, Kuraş"la sözleşme yapması çok ama çok enteresan bir durumdur. Burada iki şeyden bahsetmek mümkündür, birincisi ihmal, ikincisi kasıt. Her iki durumda da, olayın muhatapları affedilmesi mümkün olmayan bir hata işlemişler, devleti ciddi zarara uğratmışlar, şehrin en az on yıllık gelirini, heba etmişlerdir. Olayın ciddiyetini anlayan Valilik bu kez yetkisizlik davası açarak, yapılan bu sözleşmenin yetkisi olmayan taraflarca imzalandığını, bu nedenle geçersiz olduğunu savunarak bir dava açmış, ama bu arada atı alan Üsküdar"ı geçmiş, otel eski kiracılarına yeniden verilmiştir. Devlet yönetmeyi protokollerde gezip, berber dükkanı, kuaför, giyim mağazası açmak veya nikah şahitliği yapmak sananlar, olayın ciddiyetini anladıkları zaman, işin işten geçmiş olduğunu fark ediyorlar, ama onlar için çok önemli değil, nasıl olsa heba olan para kendilerinin değil, milletin parası olduğundan, onlar olayı geçiştirmenin, milleti uyutmanın yolunu aramaktadırlar. Sanırım bundan bir veya iki ay önce, otelin satışı ile ilgili İl Özel İdaresi, İl Genel Meclisi"nden yetki aldı. Bu tamamen göstermelik, milletin gözünü boyamaya yönelik bir çalışmadır. Onlar da çok iyi biliyorlar ki, bu otelin satılabilmesinin olmazsa olmaz şartı, kiracı ile olan sorunun çözülmesidir. Bu sorun çözülmeden oteli satmaya kalkmak insanlarla dalga geçmektir. Mersin"e tayin olan Sayın Vali milletten helallik istiyor, peki bu otelle ilgili kamuya verdiği zarar için, kimden helallik isteyecek merak ediyorum. Öyle kamu kurumlarını gezip, helallik istemekle olmuyor, sıkıyorsa gelsin bizden helallik istesin de görelim. Görev yaptığı süre içerisinde çetelerin, mafyaların, milleti sömürenlerin açığa çıkması için hangi çalışmayı yapmış, anlatsın da biz de bilelim. Bırakın çalışma yapmasını, bu uğurda ölümle burun buruna gelenlere destek mi olmuş, köstek mi olmuş çıksın bizimle beraber bir programda açıklasın da, bu millette kimin ne olduğunu daha rahat anlasın. Ben her yazdığımın sonuna kadar arkasındayım ve her zaman söylediklerimi yapmaya hazırım, şayet kendileri de söylediklerimin aksini ispata hazırsa hodri meydan.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.