BUYURUN BURADAN YAKIN
Sanırım 2006 yılı idi 2007 de olabilir tarihini net bir şekilde hatırlamıyorum ama, olayı çok iyi hatırlıyorum.Vezir Hazretleri beni yanına çağırp Adnancığım(cığım dediğine göre gerisini siz anlayın) sana bazı olayları anlatmak istiyorum, " İlk seçildiğim dönem Kömürcüleri şehir merkezinden çıkarabilmek için büyük bir çalışma başlatmıştım.Yıldırımlara ait olan kömür deposunu çıkarabilmek için, Organize Sanayii Bölgesinde olan, mülkiyeti Hazineye ait olup, kullanma hakkı Samsunspor"a verilmiş olan 55 dönümlük bir araziyi, onlara kullanmak üzere verdim.O dönemde aynı zamanda Kulüp Başkanı olduğumdan, bunu rahatlıkla yaptım.Daha sonra Yıldırımlar bu arazinin etrafından 170 dönüm daha arazi satın alıp,bu araziyi hazineye ait arazi ile birleştirdiler.Bu yapılan işlem aslında yasal değil, zira hazine arazisi ile şahıs arazisi birleştirilemez.Ama nasıl becerdilerse, iki arsayı birleştirdiler.Daha sonra ise, Hazineye yazı yazıp, arazimizi ayırıp verin diye talepte bulundular, bunun mümkün olmadığını onlar da çok iyi biliyorlardı.Ancak buradaki asıl gaye, hazine arazisini ucuza kapatmaktı.Nitekim Hazine onlara burası yasal olarak bölünemez diye cevap yazınca, İzale-i Şüyuu davası açıp, yeri satışa çıkarttılar .Önümüzdeki Pazartesi bu arazi, rayiç bedel üzerinden satılacak, bu satışa mutlaka engel olmalıyız, burada çok büyük bir haksızlık var bunu engellemeliyiz" deyince bana mantıklı geldi ve dedim ki o zaman ne yapalım, ne diyorsunuz? Dedi ki, biz derhal bir plan tadilatı yapıp, bu araziyi Belediye Hizmet alanı ilan edelim ve evrakı Tekkeköy Milli Emlaka gönderip satışı durduralım. Olur, benden talebiniz nedir deyince, sen grup başkanvekilisin, Ak Parti grubuna hakim ol, ben olamam, senden destek istiyorum, deyince olur dedim.Bunun üzerine plan tadilatı hazırlandı, Pazar günu grup toplantısı yaptım ve evrakın geçmesi için grup kararı aldım.Dönemin Ak Parti İl Başkanı, Yıldırımların Nakliye işlerini yaptığından, onların bir personeli veya iş takipçisi gibi davrandığından, konuyu ona hiç açmadım, ancak Pazartesi sabahı Belediye Başkanlarını çağırıp onlarla bir kahvaltı yapan dönemin İl Başkanı, onlardan bu evrakın reddedilmesi konusunda söz almış, daha sonra beni arayıp, yanına çağırdı.Neden çağırdığını tahmin ettiğimden, yanıma bir arkadaş alarak gittim ki, konuşacaklarına şahit olsun.Meclis toplantısı o gün saat 14.00 de idi, ben saat 12.00 de yanına gittim ve Buyur sayın Başkan emrettin geldim, söyle bakalım derdin ne deyince dedi ki;Bugün gündemde olan Yıldırımlarla ilgili evrak reddedilecek, sen hiç konuşmayacaksın,ben Belediye başkanlarından söz aldım, gerçi konuşsan da fark etmez sonuç değişmez o evrak reddedilir ama çatlak ses istemiyorum.Bunun üzerine dedim ki; Bak başkan, o evrak meclisten geçecek hem de öyle geçecek ki oy birliği ile,o evraka red verecek adam henüz anasının karnından doğmadı,bunu sen de göreceksin,senin işin İl Başkanlığı mı yoksa iş takipçiliği mi sana ne milletin yanlışlarından bırak da milletin malını millete verelim, deyip yanından ayrıldım.Belediyeye gittiğimde baktım ki, odamda Irmaksırtının ağası il Başkanı Hazretlerinin ağabeyi oturuyor, anladım ki beni markaja almak üzere göndermiş onu.Hiç sesimi çıkarmadan meclise geçtim,onu odaya bıraktım.Evrak meclis gündemine gelince grup Başkan vekili olarak kalktım bir konuşma yaptım ve dedim ki; Değerli arkadaşlar bu arazide başında tüyü bitmemiş yetimin hakkı vardır, rayiç bedel üzerinden satılmak isteniyor, bu haksızlığa gönlü razı olan varsa bu evraka red versin,ama bu red verecekleri çıkıp, Basında anlatacağımı da unutmasınlar.Bunun üzerine evrak ittifakla oy birliği ile kabul edildi.Odama gidince Irmaksırtının ağası hemen evrakı sordu,evrak geçti dedim,yüzü mosmor oldu,aradan 5dk. geçince İl başkanı aradı, ne oldu deyince evrakın geçtiğini söyledim, bunun üzerine bana küfrederek telefonu suratıma kapattı.Benim eşim onun öz amcasının kızı olmasına rağmen, bana böyle bir terbiyesizlik yapınca durumu yanımda olan ağabeyine anlattım,zatı muhterem hiç sesini çıkarmadan yanımdan kalkıp gitti.
Diyeceksiniz ki bunu neden anlattın, bugünkü manşet haberimize bakarsanız neden yazdığımı çok iyi anlarsınız.O gün rayiç bedelden satılacak olan araziye karşı çıkan Vezir Hazretleri bugün bakın ne yapıyor.Özelleştirme İdaresi Azot ve Bakır fabrikalarını sattığı zaman, plan yapma yetkisi kendisinde olduğundan, bu alanları bölmeden blok halinde satmaya karar veriyor.Bunun üzerine biz devreye girip,o bölgede ileride ihtiyaç olacak okul,camii,yol,itfaiye binası gibi sosyal içerikli binalar için yer talep edince teklifimizi kabul edip,yetkimiz olmamasına rağmen planları bize yaptırıp,kendileri onaylıyorlar.Şimdi bakın bu iyi niyetle ayrılan yerleri ne yapıyor mevcut idare! Belediye Hizmet alanı ve kamyon Garajı olarak ayrılan 90.000 metrekare yeri birleştirip, Mobil santrala RAYİÇ BEDEL ÜZERİNDEN satmak üzere geçtiğimiz Cuma günü encümende ihale açıyor. anc ak encümenin seçilmiş üyelerinden bir kısmı hukukçu olduğundan işin vahametini anlayıp, itiraz ediyorlar.Zira Belediye Hizmet alanlarının veya DOP olarak ayrılan yerlerin amacı dışında kullanılması veya satılmasının yasak olduğunu biliyorlar ve evrakı imzalamayıp,ihale iptal oluyor.İşin enteresan tarafı ihale gününde ne Vezir Hazrertleri ne Kayıkçıbaşı,ne de Bay Serciyo yok,şehir dışında Kayseride seyahatteler.Evrakı başkaları imzalayıp,bedel ödeyecekler, onlar ise gezecek,nasıl? Yemede yanında yat değil mi.Dün başkaları için haram olanın, bu gün kendilerine nasıl helal olduğunu siz kıymetli okurlarımın takdirine sunarak, yazıma son vermek istiyorum. Kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.