ÇERKEZ MİLLİYETÇİLİĞİNDEN ASAR MİLLİYETÇİLİĞİNE DOĞRU
Dikkat ettiyseniz başkaları gibi temayülmüş, teşkilatmış, il Başkanıymış, ilçe Başkanıymış gibi söylemleri hiç yazma gereği duymadım. Neden duymadığımı şimdi yazacaklarımı okuduğunuzda anlayacaksınız. Efendimiz (s.a.v.) “ Irkçılık yapan bizden değildir” buyurmuş. Yüce Rabbimiz de Kuran-ı Kerim’de “ Ve cağalnaküm şuğuben ve kabaile litearefu” sizleri tanışmanızda yardımcı olsun diye kabilelere böldük buyurmakta. Gerek Rabbimiz gerekse Efendimiz Irkçılıkla ilgili kesin kuralları ortaya koymuşlar. Allah’a ve Peygambere iman eden her Müslümanın bu kurallara uyma zarureti var. Her kim soyu sopu ile övünürse veya ırkçılık yaparsa bu emirlere uymamış olur. İşte bu nedenledir ki hayatımın hiçbir döneminde ırkçılık yapmadım. Yapanların yanında olmadım, bilakis karşısında oldum. Üzülerek söylemek gerekirse yaşadığımız şehirde bu tür işler bir hayli revaçta. Bu şehre şuradan veya buradan gelip yaşayanlarla bu şehrin ilçelerinde doğmuş olanlar arasında bir sürtüşmedir gidiyor. Bu sürtüşmeden kim kârlı çıkıyor derseniz hiç kimse kârlı çıkmıyor. Bilakis şehir zararlı çıkıyor ama maalesef bu işi yapanlar hâlâ daha siyasetin içerisinde kalmaya devam ediyorlar.
Belediye yaklaşık yirmi yıl vezir hazretleri tarafından yönetildi ve fütursuzca ırkçılık yapıldı. Bırakın Samsun’un yerlisi olmayı, Çarşambalı olmak dahi yetmedi, Çerkez olmayan hiç kimseye hayat hakkı tanınmadı. Çerkez olanlar ise her türlü yanlışlığı yapmış olsalar dahi el üzerinde tutuldular. On dokuz yıllık Çerkez ırkçılığı bitip Zihni Şahin Başkan olunca bu toplum rahat bir nefes aldı ve Zihni Şahin’i bağrına bastı, bazı hataları yapsa da Zihni Şahin toplum tarafından kabul edildi. Ak Parti’nin yaptırdığı anketlerden en yüksek oyu aldı. Ancak bu iş öyle halkın teveccühünü kazanmakla olmuyor. Ankara’da arkan sağlam değilse Halk seni bağrına basmış hiçbir işe yaramaz. Zihni Şahin’in de Ankara’da bu tür ilişkiler içerine girip kulis yapacak bir yapısı olmadığından adamcağız kamuoyundan en yüksek desteği almasına rağmen aday olması çok zor gözükmekte.
Zihni Şahin yoksa kim var derseniz daha önce de dediğim gibi bizim böyyüük işadamları vezir hazretleriyle bebek yüzlüyü bir araya getirip anlaştırmışlar adından da diğer Vekillerin desteğini alıp Reis-i Cumhur’un önüne getirmişler ama bu planları tutmamış, Reis-i Cumhur ‘asla olmaz’ demiş. Bu arada bizim eski Bakan olan Asarlı Mustafa Demir en yakın dostlarına dahi ‘ben bu işte yokum’ demiş olmasına rağmen arka planda öyle güzel bir çalışma yapmış ki aklınız şaşar. Bakanlığı döneminde tanıştığı ne kadar adam varsa tamamıyla enteresan bir ilişki içine girip Reis-i Cumhur’a ulaşmayı başarmış. Cengiz İnşaat’ından tutun da MÜSİAD’ına, Reis-i Cumhur’un çok sevdiği eski Rize Milletvekili Abdülkadir Kart’tan tutun da Cemil Çiçek’e varıncaya dek müthiş bir çalışma yapmış. Bu çalışmaların sonunda olay öyle enteresan bir noktaya gelmiş ki Vekiller dahi seslerini çıkaramamışlar. Bu arkadaşımız Trabzonludur ama öyle enteresan bir yapısı var ki aklınız şaşar. Asar deresinden olmayan Allah kuluna hayat hakkı tanımaz, Allah kulunun işini görmez, kendi işlerinin dışında kimsenin işleri onu ilgilendirmez. Varsa da kendi işleri, yoksa da kendi işleri ve hemşerilerinin önceliğidir.
İki yıl Bakanlık koltuğunda oturdu, bakın bakalım kimleri nerelere atamış, Bakanlığındaki üst düzey bürokratlardan tutun da Samsun’daki Milli Eğitim Müdüründen İl Müftüsüne varıncaya dek tamamını Asar deresinden atamıştır. İl Müftüsüne itirazım yok da Milli Eğitim Müdürü yaptığı adam 140 kişilik kadastro okulunda müdürlük yapan gariban bir adam olmasına rağmen Samsun gibi koskoca bir şehrin Milli Eğitim Müdürü yapacak kadar ırkçı bir yapıya sahip. Benim için hiç önemli değil, kim isterse Büyükşehir Belediye Başkanı olsun ancak vezir hazretlerinin yıllarca ırkçılık yaptığı bir Belediyeyi şimdi başka bir ırkçılık yapana teslim etmek ne kadar sağlıklı ve doğru bir tercih olur siz değerli okurlarımın takdirine bırakıyorum.
Dün ilçelerle ilgili temayül yoklamaları yapılmış. Bana göre hikâye, her ilçenin adayı da büyük ölçüde belli olmuş durumdadır. Sırf teşkilatların havasını almak için temayül yoklaması yapıldığını hepimiz biliyoruz. Ak Parti’nin işi bu seçimlerde çok kolay olmadığı ortada olmasına rağmen herkesin tek derdi var o da benim adamım aday olsun. Kimsenin ülkem, şehrim ve partim kazansın derdinde değil. İl Başkanı Atakum’a Oğuzhan Serinkaya’yı, İlkadım’a Hakan Ay’ı aday yapmaya uğraşırken Vekillerin derdi başka, bir kısmı eşlerinin ortaklarını aday yapmaya uğraşıyor. Bir kısmı ekip arkadaşları harcanmasın diye canla başla çalışıyor. Bir kısmı da falanca olmasın da kim olursa olsun derdinde. Ama milletin derdi çok farklı; milletin derdi evdeki tencerenin kaynaması, çocuklarına iş bulmak ve rahat bir sağlam hayat derdinde… Bakalım bu dertlere kimler derman olacak, bekleyip görelim. Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.