Elinde yetkisi olan herşeyi işine ....
Elinde yetkisi olan herşeyi işine geldiği gibi kullanıyor
Gönül isterdi ki böyle bir yazı yazmayayım, maalesef bu yazıyı yazmak zorunda bıraktılar beni. Bazen arkadaşlar neden insanlarla ilgili olumsuz şeyler yazdığımı bilmediklerinden, haklı olarak beni eleştiriyorlar, ne zaman ki gelip benden işin içyüzünü öğreniyorlar, o zaman hakkını helal et, biz olayın bu yönünü bilmiyorduk diyorlar.
Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi gazetemiz kurulduğu günden bu güne kadar elinde imkân olup da katkı sağlayan olmadığı gibi, aksine elinde yetki olup da kullanma inisiyatifini aleyhimizde kullanmayan yok denecek kadar az. Ancak yaratandan başka kimseye borcumuz olmadığından, gazeteciliği adam gibi yapma imkânına sahip olduk. Kimsenin istekleri doğrultusunda haber yapmadık, kimsenin yayın organı olmadık, kendi kişisel siyasi kimliğimi asla gazeteye yansıtmadım. Haberlerimiz ve yorumlarımız herkese eşit, doğrudan ve haklıdan yana olmuştur, olmaya da devam edecektir.
Bu saydığım nedenlerle yaptığımız gazetecilikten hoşlananlar birlikte hoşlanmayanlar da olmuştur. Soluğu savcılıklarda bulanlarda, gelip teşekkür edenlerde olmuştur. Mutsuz çoğunluğun sesi olduğumuzdan, okuyucu patlaması yaşadık. Değil ilimizde, bölgemizde en çok okunan gazete olduk, bununla birlikte en çok okunan köşe yazarı olmayı başardık. Hatta birçok ulusal gazetenin internet sitelerinden daha fazla bizim gazetenin internet sitesinin okunduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Hal böyle olunca, mutlu azınlıkların rahatsız olması da kaçınılmaz olmuştur. İşlerini yağcılık yapmakla, onun bunun etrafında dolaşıp medet ummakla ve birtakım ikili ilişkilerle nemalananlar işin öyle olmadığını, işini adam gibi tarafsız, dürüst, mertçe yapanların toplum tarafından daha fazla sevileceğini gördüler. Bu muhteremler, bizim sessiz çoğunluğun sesi olduğumuzu görünce panikleyip, gazete yazarlarını ikna edip, bir takım yüksek ücretler ödeyerek transfer etme cihetine gitmeden tutun da, ellerindeki unvanları birtakım yerlere şikâyet etme noktasında kullanmaya kadar her türlü yolu denemişlerdir.
Bu saydıklarım yetmiyormuş gibi birde resmi ilan veren kurumların ilanlarını bize taksim etmekle görevli arkadaşlarımız da ellerindeki yetkileri canları istediği gibi kullanıp, kafalarına göre yorumlayarak, kimilerine çok, kimilerineyse az ilan verip, kafalarına göre kendilerine yakın olanları mükâfatlandırıp, uzak duranları cezalandırma cihetine gidiyorlar. Yasa gayet açık ve net olmasına rağmen, memur arkadaşların kafalarına göre yorum yapıp, yetki kullanmaları manidardır. Kaldı ki, Basın ilan Kurumu"nun mevzuatı içerik, yüzölçümü, kadro, fiili satış, en az yayın hayatı süresi olarak belirlediği temel kıstaslarımız aynı olmasına rağmen bazı gazetelere bizden fazla ilan ödendiğini öğrendiğimizde, valilik makamına durumu belirten bir yazı ile müracaat ettik. Verilen cevap aynen yukarıda bahsettiğimiz gibi, yetkimizi kullanıyoruz mahiyetinde yuvarlak bir cevap! Kaldı ki, tiraj olarak belli bir sayının üzerinde olan tüm gazetelere aynı ilanı vermek zorunda olmalarına rağmen, bunu uygulamamışlardır. Her ayın 20"sinde aylık icmal olarak verdiğimiz sayılar bellidir, buna rağmen yetkilerini istedikleri gibi kullanmalarının nedenini merak edip, araştırdığımızda karşımıza farklı şeylerin çıktığını görünce, şaşırıp kaldık! Meğer bizim arkadaşlarımız doğum günlerinde birilerine hediyeler alıyorlarmış. Birileri o hediyeleri beğenmeyip, ben falanca markadan aşağı giymem diyormuş, bu kez hediye değiştirilip, istenilen markada hediyeler alınıyormuş! Her iki taraf da dul olunca bu hediyeleşmeler biraz daha anlamlı oluyor haliyle! Hal böyle olunca da ver elini ilan! Yetmedi, hangi kurumun ilan parası peşin ise o ilan malum yere! Parasını en geç ödeyen veya bizimle kavgalı olan kurumların ilanları bize! Oh ne güzel, yağma hasanın böreği, ye babam ye!
İşte değerli dostlar bizim nelere ve hangi mücadelelere rağmen gazeteyi bu noktalara getirdiğimizi anlamanız bakımından bu yazıyı yazmak zorunda kaldım. Yoksa ben hakkını aramaktan aciz birisi olduğumdan sizlere ağlama duvarı gibi ağlamıyorum, içerisinde bulunduğumuz durumu bilin de, ben yazarken ya da yapacağım mücadelelerde, neden ve nasıl sorgularını yapmayın diye yazıyorum.
Bu görevli arkadaşları da son kez uyarıyorum, işlerini adam gibi hakkaniyet ölçülerinde yapsınlar, aksi halde onları da ele almanın zamanı geldi, haberleri olsun. Hoşça kalın
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.