ERSAN AKSU'DAN BEKLENTİLERİMİZ
Hakan Karaduman İl Başkanı olarak atandığında da Hakan Karaduman’dan beklentilerimiz başlıklı bir köşe yazısı yazmıştım, ancak maalesef Hakan Karaduman beklentilerimizin hiçbirini karşılamadı. Neydi o beklentilerimiz derseniz; Karaduman’ın görev yaptığı süre zarfında kendisinden şahsımız adına en ufak bir talebimiz olmadı, beklentimiz Ak Parti misyonuna uygun isimlere teşkilatlarda görev vermesi ve yanlış isimleri teşkilatlardan temizlemesiydi. Maalesef Karaduman bu beklentilerimizin hiçbirisini yapmadı veya yapamadı. Ak Parti kurulduğu günden itibaren kuruluş ruhuna uymayan kişiler Muharrem Göksel döneminde teşkilatlara girmeye başladı, Hakan Karaduman’la da bu iş daha da hız kazandı. Gerek Muharrem Göksel gerekse Hakan Karaduman bu tür adamları kendi iradelerinden ziyade Çağatay Kılıç ve Çiğdem Karaaslan’ın zorlamalarıyla yaptılar. Biz ne kadar uyardıysak dinlemediler ama sonunda her ikisi de yaptıkları bu hataların bedelini ağır ödediler ve siyasetin dışında kaldılar. Muharrem Göksel ziyaretime geldiğinde bana çok dolu olduğunu sitem ederek anlatmıştı ama her ne hikmetse kendi hatalarını hiç görmediğinden hala aynı kafada olduğunu bir kez daha anlamış oldum. Ama misafirim olduğundan bir şey demedim.
Hakan Karaduman Doğru-Yol partili bir babanın evladı, babasıyla Canik meclisinde bir dönem çalıştım. İslami yaşam biçimi ve öyle bir endişesi olmayan bir insan. Karadumanlar içerisinde İslami hassasiyeti olanını da görmedim. Necmi Karaduman’la uzun yıllar arkadaşlık yaptım. O da rüzgâra göre yelken açan, vezir hazretlerine 'baba' diyen, makam ve mevkiye biat eden, adamlık, dostluk ve vefa kavramlarının sözlükte geçen kavramlardan ibaret olduğunu düşünen bir arkadaş. Hakan Karaduman İl Başkanı olunca 'botokslu' siyasetçinin gazetesinde tam sayfa ilanlar veren, geçmişte arkadaşlık yaptığı insanları bir kalemde çizecek kadar zavallı bir insan. Bu yapıdan Hakan Karaduman gibi İmam Hatip Lisesi'nde okuyup, İslami yaşam biçimi olan bir insanın çıkmış olması beni ziyadesiyle mutlu etmişti. Ancak görev yaptığı bir yıllık süreçte ben ve benim gibi düşünenleri fevkalade hayal kırıklığına uğratmış bir kardeşimiz, keşke siyasete başladığı kişilere yanlış yapmasaydı. Keşke onu koruyup kollayan, İl Başkanlığına getiren ağabeylerini dinleseydi de bu genç yaşta siyasetin dışında kalmasaydı. Bu aile kayınçoma yakın bir ailedir, sadece kayınçoma değil kayınpederimin de kamyonculuk yaptığı dönemlerde bu aileyle çok iyi hukuku vardı. Arabalarını onlardan başkasına getirmezdi ama iş başka siyaset başka. Siyaset çok farklı ve zor bir iştir, o nedenle de herkesin işi değil. Bu ailenin siyasi hayatı bitti. Bakalım Köktaş ailesiyle nasıl dostluk yapacaklar çok merak ediyorum. Ailede siyasete giren herkesi kayınçom siyasete soktu. Hakan Karaduman’ın babasının yıkama yağlama dükkânına tırlarını gönderip onu ayakta tuttu ama onların eline fırsat geçer geçmez anında kayınçomun karşısına geçtiler. Ben kayınçomla kavga ederken kayınçomun yanındaydılar bana kızıyorlardı, şimdi bakalım ne yapacaklar. Toplum bu gerçekleri bilmeli ki herkes aklını başına alsın.
Bu detayı verme nedenim yeni atanan İl Başkanı kardeşimize bu hatırlatmaları yaparak ondan da beklentilerimizi dile getirmektir. Ersan Aksu kardeşimizle çok fazla bir hukukumuz olmasa da kendisini biraz tanıma imkanımız oldu. İmam Hatip Lisesi kökenli olan kardeşimiz sağlam karakterli, mütevazı ve samimi kişiliği olan bir arkadaş. İslami eğilim olarak bir dönem Akabe cemaatine yakın olmuş ama daha sonra onların yanlış yolda olduklarını görerek uzaklaşmış. Ancak Kertel kafalı Çerkes ekibine çok fazla güvenme gibi bir sıkıntısı olduğunu da biliyorum. Bu camianın ve dolayısıyla benim kendisinden en büyük beklentimiz kuracağı teşkilata milliyetçi, muhafazakar, manevi iklimi yaşamış, akçeli işler peşinde olmayan, toplumun ahlakına uygun, karı kız işleri olmayan düzgün insanları almasıdır.
Önceki gün belki yirmi senedir görüşmediğim benden on yaş büyük eski bir tanıdık aradı. Adamda telefonum yoktu gazeteyi aramış, telefonunu ve ismini vermiş 'beni arasın' demiş, ben de aradım. Adam benim köşe yazılarımı okumuş, Oğuzhan Serinkaya ile ilgili yazımdan ötürü aradığını söyledi. Oğuzhan Serinkaya ile aynı binada oturduğunu, onu çok iyi tanıdığını, gerekirse her zeminde konuşabileceğini, bu arkadaşın Ak Parti’yle uzaktan yakından ilgisi olmayan biri olduğunu onu Ak Parti’ye ilk kez Çağatay Kılıç’ın koyduğunu, daha sonra da Çiğdem Karaaslan’ın olmazsa olmazı olduğunu, ne surette olursa olsun Ak Parti teşkilatlarında olmaması gereken bir arkadaş olduğunu ve bu nedenle de benim yazımdan ötürü teşekkür ettiğini söyledi. Başta Çiğdem Karaaslan’dan sonra da Ersan Aksu’dan da ricam bu tür arkadaşları Allah rızası için teşkilatlardan uzak tutsunlar. Bu parti bu toplumun son umudu, inanın Allah bunun hesabını hepimizden sorar. Çiğdem Hanım’ın eşinin çilingir sofrasından arkadaşı olduğu söylenen bu arkadaşla ilgili o kadar enteresan bilgiler geldi ki aklınız şaşar. Yoksa benim bu arkadaşla ne tanışmışlığım var ne de geçmişim ama ben toplumun taleplerini ve Ak Parti misyonunun gerektirdikleri neyse onu yazmak zorundayım. Yoksa Allah benden hesabını sorar. Ak Parti bu ülkenin ve ümmetin son umududur, bu umudu söndürmeye çalışan her kim olursa Allah ona lanet eder haberiniz olsun. Bunu derken diğer siyasi partiler kötüdür anlamında da demiyorum. Elbette onlar da bu ülkenin gerçekleridir ve oy verenlere saygı duyuyorum. Onların da misyonları var ve o misyonlara inanan insanlar onlara oy vermekteler. Ancak Ak Parti, misyonu çok farklı bir misyon ve dava partisidir. Buna uygun olmayan insanlar misyonlarına uygun partilerde siyaset yapmalıdırlar, sırf bu parti iktidarda diye oraya çöreklenip malı götürmek isteyenlere Allah fırsat vermesin diyerek sözlerime son veriyorum. Allah'a emanet olunuz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.