GEÇMİŞİ HATIRLAMAK İYİDİR

Geçmişi hatırlamak her zaman iyidir zira Kuran-ı Kerim’de Âdem Aleyhisselamdan efendimize kadar geçen peygamberlerin 28 tanesi sürekli zikredilmektedir. Bunların üçü peygamber mi yoksa veli mi net değildir, kalanları ise siyer kitaplarında anlatılmaktadır. Şayet bu kıssalar olmasaydı geçmişi bilme imkanımız olmazdı. İnsanlar geçmişlerini hatırlayıp yaptıkları hatalar varsa onlardan pişman olup tövbe ederler, yaptıkları güzel şeyleri de anlatıp gurur duyarlar ve kendilerinden sonraki insanlara örnek olurlar. Gurur duyulacak şeyler yapılan hizmetler örnek davranışlar ve başarı hikâyeleridir, utanılacak davranış biçimleri de Allah’ın yasakladığı, toplumun da kabul etmediği davranış biçimleridir. Nedir bu davranış biçimleri; Allah’a şirk koşmak, zina yapmak, tefecilik yapmak, çetecilik, mafyacılık gibi insanlara zulmeden aşağılık işlerle uğraşmak ve insanlara zulmetmektir. Kuran-ı Kerim’de Müminun Suresinde mümin şöyle tarif edilir; namaz kılarlar, zekât verirler, zina yapmazlar, boş sözden kaçınırlar, emanetlerine ve sözlerine sadık kalırlar. Demek ki bu vasıflara sahip olan insanlar ayıplanan insanlardır.

Şimdi gelelim şehrimizde geçmişte yaşanmış bazı olaylara. Bazıları herkesin birbirinin geçmişini iyi bildiğini iddia ediyorlardı ya ben de bazı olayları sizlerle paylaşmak istiyorum. Gazeteyi ilk kurduğumda pek çok insan yaşadığı sıkıntıları gelip anlatmıştı, bunları burada yazmaya kalksak emin olun şehirde yaşayan pek çok insan sıkıntıya düşer, zaten işimiz de bu değil ama dinlediğim çok enteresan bir olayı anlatıp geçmek istiyorum. Anlatan arkadaş hem anlattı hem ağladı. Hatta o anlatmadı, yanında onu getiren kişi anlattı, o da kafasını sallayarak tasdik edip ağladı. Olay ne derseniz; karı koca iki gariban bir iş yerinde çalışmaktalar, iş yerindeki yönetici olan bir ahlaksız önce bunlarla samimi arkadaşlık kuruyor, ardından evlerine gidip yiyip içip sohbetler ediyorlar. Aradan biraz daha zaman geçince bu şerefsiz neredeyse her akşam adamların evine gidiyor, giderken adamın hanımını arayıp eve bir şey lazım mı diye soruyor ve alıyor rakısını çerezini gidiyor adamın evine. Saf olan adam bu olayları fark edemediğinden adama gecenin belli bir zamanında sen iş yerine git orada bir iş var onu yap ve gel diyor o da işe gidip o işi yapıp gelene kadar bir iki saat geçiyor. Bu arada neler oluyor siz tahmin edin. Bu olaylar sürüp giderken adamın eşi adamdan ayrılıyor, daha sonra adamı işten de atıyorlar. Kadın bekliyor ki o şerefsiz evlensin onunla ama neredee… Bırakın evlenmeyi çok daha farklı işler oluyor ama onları anlatmaya ahlakım el vermiyor. 

Allah’a binlerce kez hamdolsun ki bu tür işlere bulaşmadan bu güne kadar geldik. Rabbimden temennim bundan sonra da bulaşmadan ömrümüzün kalan kısmını tamamlarız. Gerçekten bu şehir öyle sanıldığı kadar büyük bir şehir değil, herkesin mazisi belli, bizim de mazimiz ortada. Biz bunları yazabiliyorsak bu tür işlerle uzaktan yakından ilgimiz olmadığındandır, yoksa boğazına kadar bu işlere bulaşıp da yazanlar kadar balık hafızalı da değiliz. İnsanlar konuşurken o kadar rahat konuşuyorlar ki aklınız durur. Bir de utanmadan başkalarının geçmişlerini sorgulamaları yok mu... Bu yapılan insanları ahmak yerine koymak değil de nedir? Çalıştıkları iş yerlerini ortada bırakıp üç beş kuruş için kendilerine emanet edilen iş yerlerine ihanet edenlerden tutun da arkalarında çetelerin, mafya bozuntularının olduğu açık ve net olan insanların sütten çıkmış ak kaşık gibi konuşmalarına ne denir siz söyleyin. 

Gerek ticaret yapan insanlar gerekse de siyaset yapan insanlar geçmişte yüz kızartıcı iş yapmadıkları sürece onları ayıplamak hiç kimsenin haddine değildir. İnsan hamallık da yapabilir önemli olan onu namusuyla yapmasıdır. Para kazanıp zengin olmuş iseler bunu yargılamak için o insanların yasal olmayan bir iş yaptıklarını ortaya koymanız lazım aksi halde onlara iftira etmiş olursunuz. Ben hiçbir zaman başkalarının kazandığı paranın hesabını yapmadım, yapmam da ama yanlış işleri varsa onun da sonuna kadar üzerine giderim. Sırf insanları yıpratmak için yalandan manevralar yapanlar unutmasınlar, bu fakirde öyle enteresan bilgi ve belgeler var ki bu güne kadar ortaya koydukları sadece yüzde onudur. 

Daha önceki yazımda da dediğim gibi eskimiş çoraplarınızı pardon sloganlarınızı kaldırın bir kenara atın. Artık on iki yıldır bu şehirde Denge Gazetesi var ve gerçekleri anında yazıp topluma doğruları anlatmaktadır. Havada bulup karada yeme dönemi bu şehirde bitmiştir. Herkes alnının akıyla çalışarak, didinerek ve hak ederek kazanmayı öğrenecek. Seçimden önce üç dört milyonluk fatura kesip parayı cukkalarına indirenler bir dahaki seçime kadar o paralarla idare edecekler, şimdiki başkanlar öyle ahmakça işler yapacak başkanlar değil haberleri olsun. Bu günlük de bu kadar, kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR