GERÇEKÇİ OLMAK
İdeallerle, hayalleri birbirine karıştıran, hayallerini de proje diye sunan kimselerden toplum temsilcisi olmaz.
Hizmet; ideallerle realitenin buluştuğu yerde olur.
Bunu fark edemeyen kişinin; ilimde de, ticarette de, idarede de, siyasette de başarılı olma şansı yoktur.
Hayâl olmadan plan olmaz, plan olmadan da iş ve işlemler doğru ve ahenkli olarak yürümez.
Ancak, hayâllerin de gerçekçi olması gerekir. Ütopya hayâller, kişinin zihnini mutlu eder. Bunun dozu kaçtığında da zihinsel rahatsızlıklar başlar. O tür kimselere, çoğu kere hayâlperest denir.
İdeal; kişinin değer yargısının ve duruşunun ifadesidir. Reel düşüncelerle beslenen idealler, hem kişi, hem de toplum için çok faydalı sonuçlara vesile olur.
Ancak; idealler, hayalî düşüncelerle besleniyor ve desteklenmek isteniyorsa, hiç kimseye faydası olmaz. Aksine, bu tür hayâlperest düşünceler toplumda telafisi zor yaralar da açar.
Daha çok çıkar ve menfaat adamlarının hesabi bir sonuca yönelik olarak, şov merkezli kullandıkları hayâli söylemler, hem toplumun duygularını istismar etmek olur, hem de haksız ve yersiz değerlendirmelerle kişilere lâyık olmadıkları sonuçlar sunar.
Layık olmayana, hak etmediği yetki, makam, pozisyon, konum, yer ve değeri vermek; hem ona, hem de muhatabı olan herkese zulüm ve ihanettir.
Hayallerini, ideal olarak pazarlamaya çalışanlar, belirleyicileri kısa vadeli olarak etkilemiş ve arzu ettikleri sonucu da böylece elde etmiş olabilirler. Ancak, uzun vadede her şeye ve herkese zarar verirler.
Bu tür yaklaşımlar, duygu ve dostluk hırsızlıklarına dönüşür ki Gayratullaha dokunur. Allah c.c.ın kerih gördüğü bir düşünce ve hareketin yaşam şansı yoktur.
Bu tür yaklaşımlar, dostlukları ve güveni öldürür. Mezara kadar sürecek dostlukların Pazar'a kadar bile sürmemesi, "Çıkar"ların çekişmesi, "Menfaat"lerin çarpışması nedeniyledir.
"Gerçek Dost"; kendi hakkını dostuna sunan, "Sahte Dost" da; dostunun hakkını kapmaya çalışandır. Hayâller peşinde koşanlar, hesap insanlardır ki, onların dost ve dostlukları olmaz.
Realite üzerine kurulan dostluklar mezara kadar devam ederken, hesabi düşünceler üzerine kurulan diğer dostluklar pazara kadar devam eder ancak.
Hatta, Allah için olmayan dostluklar, pazara bile varmadan sona erer.
Sermayesi "Yalan", yediği "Haram, düşüncesi "Hayâl" olan kimseler, toplum sömürücüleridir. Onların hayat felsefesinde "Gerçek ve Hakikat" yoktur.
Topluma faydalı sonuçları olacak başarılı işler; ideallerle realitenin örtüştüğü noktalarda oluşur. Hayalî işler ve hayâlperest kişiler, toplumları kaosa, gönülleri güvensizliğe götürür.
Gerçekçi olmak, realiteyi iyi okumak, idealleri realiteyle buluşturup, örtüştürmek gerekir. Bunu sağlayamayanlar, hangi konum ve pozisyonda olurlarsa olsunlar, başta kendileri olmak üzere, herkese ve her şeye zarar verirler.
Müslüman bir delikten iki defa ısırılmaz. Müslümanın iki günü birbirine eşit olmaz. Müslüman hakikatin dışına çıkmaz. Özetle, Müslüman; gerçekçi olur, hak ve adaletin, hakikat ve merhametin temsilcisi olur.
İnsanların birbirine güven duymalarının teminatı gerçekçi olmalarıdır. Gerçeğin savunucusu olan herkese güven de duyulur. Kısa vadede gerçekçi olanların avantajları olmasa da, uzun vadede gerçekçi olmak bir duruştur. Her zaman aranan ve her dönemde karşılığı olan kimse; gerçekçi olan insandır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.