HAREKETLİ VE ZEVKLİ GÜNLER ÖNÜMÜZDE

Düşmüş insanlara vurmak, ekonomik sıkıntıya düşenlere gülmek karaktersiz insanların işidir . Düşmanım dahi olsa bir insan ekonomik sıkıntıya düşmüş ise ona üzülürüm. Çünkü onun çoluğunun çocuğunun ne suçu var, bir insana kızmak ayrı bir şeydir, onun sıkıntıya düşmesini istemek ayrı bir şeydir. Bir insanla hesabınız varsa onunla hesaplaşırsınız, başkası üzerinden onunla hesaplaşmak adiliktir, şerefsizliktir.

2007 yılında yaşadığımız meşhur A takımı davasının organizatörlerinin başında olan bir siyasetçi , bizimle olan hesabını başkası üzerinden görmeye kalkması ona yakışan bir harekettir, biz onun yaptıklarının karşısında istesek onu çok kötü bir duruma düşürebilirdik ama bu tür davranışların bize yakışmadığını düşündüğümüzden asla oralı olmadık. Manşet haberimizdeki Milletvekilinin yaptıklarını Başbakan duymuş olsa onu anında partiden ihraç edeceğinden en ufak bir şüphemiz yok. Bu konuyu ben bizzat kulaklarımla, ilgili şahıstan dinledim, başka şahitler de var ama bu arkadaşı deşifre etmek istemiyorum, zira o insan olmasa da bizim insanlığımız bitmedi.

Peki bu insanın yaptıklarına ne demek gerekir… Derseniz adamın gözünü hırs o kadar bürümüş ki anlatamam, yanına aldığı Hanzopaşa ile birlikte o kadar enteresan işler yaptı ki anlatsam inanamazsınız… Adamın düzgün bir tane işi yok. Nerede bir akçeli iş varsa adam orada, nerede ahlaksızlık varsa adam yine orada, adamın düzgün işini henüz görmedim, umarım başına büyük bir felaket gelmeden veya aldığı ahlar tutmadan pişman olup tövbe eder de Allah onu affeder. Aksi halde işi çok zor.

2007 Yılında yaşadığımız A takımı operasyonunun baş aktörü olan bu arkadaşımız yüzümüze gülüp arkamızdan kuyu kazdığını o zamanlar anlayamamıştık, çünkü biz herkesi kendimiz gibi bildiğimizden bizim yapmayacağımız bir şeyi başkasından bekleme şansımız yok. Bu insan o kadar enteresan bir insan ki o günlerde bize yapılacak operasyon için polis bölgesinde yapılmaması için bizzat üst düzey yöneticilerle görüşüp operasyonu jandarmaya yaptırması akıllara durgunluk verecek bir şeytanlık. Yaptığımız her işten haberi olmasına rağmen arkamızdan kuyu kazıp bizi bitirmek adına bunca dolaplar çevirmesi akıllara durgunluk verecek boyutta bir şeytanlık.

Bu arkadaşımız 2007 yılında bize yapılan operasyonun arka planına geçip orkestra şefi gibi bizlerin onuru, şerefi ve haysiyeti ile oynadığı gibi şimdi de kendisine çok yakın bir arkadaşına linç girişiminde bulunmak üzere çok ama çok enteresan bir plan yaptı. Elli tane şeytan bir araya gelse düşünemeyeceği bu planı nasıl yazdı, nasıl plana koydu önümüzdeki günlerde hep birlikte sizlerle paylaşacağım. Adam öyle bir adam ki kendi siyasi geleceği için öz annesini, babasını , hatta imanını masa üzerine koyup, şeytanla pazarlık yapacak kadar kişiliksiz bir adam.

Arkadaşlar bana soruyorlar bu adam neden böyle yapıyor diye, ben de onlara bir örnek vererek şöyle açıklama yapıyorum; Diyorum ki arkadaşlar bir fahişeden ahlaklı iş yapmasını istemek ne kadar doğru bir hareketse bu türdeki insanlardan düzgün iş yapmalarını beklemek de o kadar doğrudur.Adamın karakteri bozuksa onu düzeltme şansımız yok, bunu yapmaya kalkmak adetullaha dokunur.

Bu arada bazı şarlatanlar bizim gazeteyi gelip birilerinin aradığından dem vurmuşlar, bizi tanıyanlar çok iyi bilirler ki bizim gazeteyi bir Allah kulu gelip arayamaz. Ah keşke bir gelselerdi de dünyanın kaç bucak olduğunu onlara gösterseydik. Bırakın birilerinin gazeteyi araması, bizi denetime gelip yanlış yapanlara ne yaptığımızı bu alem bilir. Bedelini ağır maddi kayıpla ödemiş olmamıza rağmen yaptığımızdan en ufak bir pişmanlık duymuyoruz. Zira kimse kimseye hak etmediği bir davranışta bulunamaz, bulunursa bizden en ağır cevabını alır.

Önümüzdeki günlerde yaşanan bazı gelişmelerle ilgili çok net açıklamalar ve haberler yapacağız, bizi izlemeye devam edin. Biz bir işi yapmış isek adam gibi arkasında dururuz, asla geri adım atmayız, işi gücü yalan, dolan, alavere dalavere olanları boş verin işinize bakın, köpeklerin havlamaları işe yarasaydı , sokakta gezen bulamazdık. Kalın sağlıcakla