HERKES FABRİKA AYARINA DÖNMEYE BAŞLADI
HERKES FABRİKA AYARINA DÖNMEYE BAŞLADI
Adamın birisi deliymiş ama en önemli özelliği izmarit içme hastalığı imiş, bulunduğu ilçeye yeni bir Kaymakam atanmış, Kaymakamın arkadaşları ona bir sürpriz yapmak istemişler ve deliyi ilçenin Belediye Başkanı olarak Kaymakam'a sunma kararı vermişler. Deliyi güzelce giydirip, kravatını taktıktan sonra onu sıkıca tembihleyip gideceği yerde sadece evet efendim, doğrudur efendim demesini bunun dışında asla konuşmaması gerektiğini tembihledikten sonra Kaymakam'ın huzuruna varmışlar. Kaymakamın hoş sefasından sonra sohbet başlamış, bizim deli sürekli doğrudur efendim, tamam efendim diyerek işi son noktaya kadar getirmiş ancak ne zaman ki Kaymakam sigarasını içip, izmaritini atmaya kalkmış bizim deli anında yerinden fırlayıp izmariti kapmış, yani fabrika ayarlarına dönmüş ve böylece Kaymakam gerçeği anlamış. İnsan ne kadar yapmacık davranırsa davransın belli bir zamanın ardından fabrika ayarlarına döner, bu hayatın her alanında geçerli olan birşeydir. Ak Parti iktidar olduğu günden bu güne dek bir çok konuda Fabrika ayarlarından uzaklaşıp zevahiri kurtarma çabasına girmişti, ancak son yaşanan olaylar herkesin fabrika ayarına döndüğünde ne yapabileceğini ve gerçek yüzünü ortaya koydu.
Cemaatin en önemli sloganlarından olan sevgi, saygı, hoşgörü, diyalog söylemlerinin ne kadar zorlama söylemler olduğu son olaylarda ortaya çıktığı gibi Ak Partinin Cemaat ile yaptığı işbirliği sonucunda tedbirli davranmayıp, ipin ucunu onlara bırakmasının da bedelini çok ağır ödedi ve ödemeye e devam edecek gibi gözükmekte. Keşke işin başında herkesin fabrika ayarlarına göre davranılmış olsaydı da bugün yaşanan bazı sıkıntılar yaşanmamış olsaydı, beni tanıyanlar sürekli açık sözlü oluşumu eleştirirler, her doğrunun her yerde söylenmeyeceğini söyleyip beni ikaz ederler ancak ben bu güne kadar açık sözlü ve dürüst olmamdan kısa vadede zarar görsem de uzun vadede hep faydasını gördüm. Sizin anlayacağınız fabrika ayarlarımı hiç bozmadım, ilmi siyasetmiş, bazı konulara susmakmış benim işim hiç olmadı, bu işi becermek için biraz çok yüzlü olmak gerektiğini düşünmekteyim, zira bir insan inanmadığı bir konuda inanmış gibi nasıl yapar bir türlü anlamıyorum. Bir insanı sevmediğiniz halde onun yüzüne gülüp seni seviyorum nasıl denir bir türlü anlamış değilim. Diyeceksiniz ki bu siyasetçilerin işi, onu da yaptım ama hiç bir zaman sevmediğim adama seni seviyorum demedim, yalan konuşup kimseyi aldatmadım, vaatte bulunup verdiğim sözden dömedim.
Son günlerde yaşanan bir çok olay yaşam biçimi olarak insanların hangi işi yaparlarsa yapsınlar riyakarca davranmayıp adam gibi doğruları söylemeleri gerektiğini bir kez daha ortaya koymuştur. Geçtiğimiz yıl yapılan Ak Parti il kongresinde Osman Çetinkaya'nın seçimi kaybetmesinin en önemli nedeni fabrika ayarlarının bozuk olmasıydı, şayet fabrika ayarları bozuk olmayıp, verdiği sözde durabilseydi Kayınçom bu seçimi asla alamazdı ancak şimdi durum çok farklı bir mecraya doğru gittiğini görünce herkes kendisine yapar demekten başka bir şey söyemek istemiyorum. Bundan iki yıl önce Osman Çetinkaya'ya kayınçomla esintilerde esinlenme, Hamamcıya çok yanaşma, kıçı yere yakın il yönetim kurulu üyesine ilçe delegeleri yaptırma demiş olmama ve bunları buradan aleni bir biçimde yazmış olmama rağmen dediklerimi yapmadı ve seçimi kaybetti, şimdi Karasamsun'da bol bol hava alıp inşaat yapıyor. Seçimi kazanan kayınçom sanmasın ki seçimi kendi meziyetinden kazandı Osman'a kızanların tamamı ona oy verdiler amma ve lakin Kayınçomun şu andaki gidişatına bakılısa o da Fabrika ayarlarına dönmüş ve önüne geleni azarlamaya devam ediyormuş. Geçtiğimiz İl Divan toplantısında bazı ilçe Başkanlarına verip veriştirmiş, hatta bir ilçe yönetim kurulu üyesini sırf Bakan Çağatay Kılıç'ın programına katılması nedeniyle görevden almış veya istifa ettirmiş, sorarım size bu olacak iş mi.
Çarşamba ilçesine yaptırdığı atama tam bir fecaat partinin kapısından içeri girmemiş bir arkadaşı ilçe Başkanlığına atatmış, bununla da yetinmeyip ilçe yönetiminin istifasını istemiş ancak ilçe yönetimi istifasını vermemiş. Ak Parti tüzüğüne göre ilçe yönetimi istifa etmez ise MKYK'nın görevden alması halinde bir ay içerisinde kongreye gidilmesi gerekiyor. İlçe yönetiminde bulunanlar İl Başkanına adeta ateş püskürmekteler, yapılan atama sadece ve sadece kayınçomum kadim dostu ve Tenis arkadaşı BİLADER'in isteği doğrultusunda yapılmış. Sizin anlayacağınız sevgili kayınçom da Fabrika ayarlarına dönmüş. Peki bu durumda Milletvekili seçiminde yapılacak temayül yoklamasında Kayınçom kimden oy alacak çok merak ediyorum. Seçildiği dönemde en yakınında olan Çarşamba, Bafra, Canik, Atakum ilçelerini küstürme noktasında, diğer ilçelerde de durum çok farklı değil, önüne geleni kırıp döküyor siyasette kırıp dökmenin ne demek olduğunu 2006 yılında çok iyi görmüş olmasına rağmen yeniden Fabrika ayarlarına dönmeyi tercih etmiş ise kendisine kolay gelsin demekten başka denecek bir şey yok. Bir insanın kendisine verdiği zararı alemi cihan bir araya gelse veremez. Hayatının henüz baharı sayılacak yaşta siyasetin en üst noktalarına kadar gelmiş olan bir başka siyasetçinin düştüğü durum ortada, hani derler ya şekil A'da gözüktüğü gibi, bu iş de aynen öyle söylediğim konuların o kadar çok örnekleri var ki saymakla bitmez. Daha döne kadar ilin en üst düzeydeki bürokratını, iş adamını, hatta yargı mensuplarını arayıp talimat verenler şindi evlerinden, ofisleriden çıkamıyor iseler Kayınçom'da değil Fabrika ayarlarına dönmek isterse çocukluk yıllarına dönüp herkesle kavga etsin benim için hiç mahsuru yok ama sonra neden doğruları demedin denmemesi için ben görevimi yapyorum. Şahit ol ya Rab dedi ya Allah Resülü bizimkisi de o misal. Kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.