HERKES HADDİNİ BİLSİN
Son zamanlarda ağırlıklı olarak kültürel konularda kitap okuyup, kimseye sataşmamaya uğraşıyorum, bu yaz Yesrip’de Bahar, Guardinin Gelecek İslamda, Hamidullahın İslam Peygamberi kitaplarını okudum, şimdi de 1974 yılında Sadık Albayrak’ın Kitap haline getirdiği, benim de 1978 de alıp okuduğum İskilipli Atıf Hocanın Frenk Mukallitliği ve İslam adlı kitabını okuyorum. Ancak son günlerde gerek sosyal medyada gerekse tanıdık, eş, dost bazı insanların yaptıkları saçma sapan işleri görünce de çileden çıktığımdan bugün biraz sinirliyim. Siz benim veya İslamcı olduğunu söyleyen insanların Ateist insanlarla oturup konuşup, Ateistlerin yanlışlarını tartıştığımızı veya Ateistlerin Dinsizlik adına ortaya attıkları saçma sapan şeyleri yazıp, çizdiğimizi hiç gördünüz mü. Allah Kuran’da “ Lime tekulune ma la tefalun” yani yapmadığınız şeyi neden konuşuyorsunuz buyurmakta.
Kızdığım konu da işte tam burada başlıyor, Namazla niyazla işi olmayan, Kuranı bırakın okumayı hayatlarının hiç bir yerinde olmasına izin vermeyen, akşamları Şehir Kulüplerinde kafayı çekip milleti ve İslamı eleştirmekten başka işi olmayan, Gündüzleri de Kahvehanelerde oyun oynamayı maharet sayan bazı aklıevvellerin islamla ve Kuranla ilgili eleştirileri beni çileden çıkartıyor. Geçtiğimiz hafta bu minvalde bazı zevat bizim Okuyan Hocayı bir yere çağırıp orada onunla sohbet edip, sohbetlerini de sosyal medyadan yayınlamışlar. Okuyan hoca Kuranın ölülere değil, dirilere indiğini, her fırsatta ölülere okunan Yasin suresinden de “ Kul yuhyihellezi” ayeti Celilesini örnek vererek Kuranın ölülerin değil dirilerin Kitabı olduğunu söylemiş ki çok doğru bir tespit. Ancak bunu tartışan adamlara bir baktım birisi Şaribüllelyl vennehar yani gece gündüz kafayı çeken, Cuma namazı dahi kılmayan bir gazeteci, diğerlerinin bir kısmı cumadan cumaya namaz kılıp her fırsatta İslamı ve müslümanları savunan arkadaşlar, bir kısmı da eskiden cemaatle Dini tanıyıp şimdi boşluğa düşmüş ve arayış içerisinde olan insanlar.
Mehmet Okuyanla sohbet etmelerinin nedeni Okuyan Hocanı dediklerini yapmak falan değil, tam aksine yapmadıkları şeylerle ilgili onun eleştirilerini referans gösterip başkalarına da bakın Okuyan hoca şöyle dedi, böyle dedi deyip kendi yaşam biçimlerini meşru çizgiye oturtmaya çalışmak. Oysaki Okuyan Hocanın dedikleriyle bunların anladıkları o kadar farklı şeyler ki anlatamam, Okuyan Hocanın derdi Kuranın sadece okunması değil, anlaşılması ve yaşanılması, bunların derdi ise Müslümanların yanlış işlerini referans alıp İslamı yaşamamanın doğru olduğunu topluma ispat etmek. Bu dediğimin en bariz delili de sohbetlerinde Kuranın mealini açıp okumak veya İslami sohbet etmek yerine bir Dümbelekçiyi sohbetlerine çağırıp onun çaldığı Alevi dörtlüklerinden derleme sazını dinlemek. Bir kez benide toplantılarına çağırdılar, baktım ki deli saçması bir durum ortada, onlara dedim ki kardeşim siz bu adamın sazını dinleyeceğinize gidin bizim Semihin Nefes Kafesine orada adam gibi müziğin her tonunu, her bölgeden ezgilerle dinleyin de bir işe yarasın.
İslam Evrensel ve her müslümanın üzerinde konuşup, tartışabileceği isteyenin ibadetini yapabileceği, isteyenin de yapmayacağı bir dindir. Diğer Dinlerden farkı İbrahimi oluşudur, yani kendisinden önceki semavi Dinleri kabul edip onların üzerine ilavesi olan bir Dindir. Kuranı Kerim Hazreti Ademden, Hazreti Muhammed’e kadar Allahın indirdiği tüm Kitap ve Suhufların tamamını kapsar. Ayrıca Kuranı Kerimde Hazreti Adem’den Peygamberimize kadar gelen tüm Resül ve Nebilerin hak ve gerçek olduğu ayeti Celilelerle anlatılmaktadır. Kuranda yazılı olan 21 veya 22 Peygamber var, Lokman Aleyhisselamın Peygamber mi Veli mi olduğu konusunda ihtilaf vardır ancak bu ismi anılanların dışında ismi anılmayanların da hak olduğu anlatılmakta. Aynı dönemde yaşamış birden çok Resül ve Nebiler vardı, zira iletişim o zaman bu günkü kadar ilerlemiş olmadığından Allahu Teala “ Ve ma künna muazzibine hatta nebase Resüla” yani Peygamber göndermediğimiz hiç bir topluma zulmetmeyiz buyurmakta. Bu nedenle yarattığı her Kula ulaşan bir Resül veya Nebi göndermiştir, bunu da Yüce Kitabımızda bizlere anlatmıştır.
Şimdi bazı namazsız, niyazsız, Cumasız kıblesiz bazı aklıevvellerin kalkıp da İslamı ve müslümanları eleştirmeleri hadsizliğin ve kendini bilmezliğin zirvesidir. Önce İslamın gereğini yapacaklar ondan sonra konuşacaklar, Kuran kafaya konulacak Fötr Şapka değil, Dünya ve Ahiret mutluluğumuz için yaşam biçimini bildiren Ayetler manzumesidir. Dümbelekçilerin saz çalıp, namazsız niyazsızların entel, dantel havasına girdikleri veya Kurana göre müslümanlık saçmalıklarının konuşulduğu meclislerin konusu olamaz. Ezcümle herkes haddini bilsin yoksa Molla Kasım gereğini yapar haberleri olsun kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.